- 852 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
BİR GARİP KADIN
GARİP BİR KADIN
Bir zamanlar okuldan eve her dönüşümde, balkonda oturan,çay içen kadınları görür imrenirdim.Bir dünya boş zamanları olduğu için şanslı olduklarını düşünür,kendi kendimi iyice çekilmez bir hal içine sokardım.
Hayatın omzuma yüklediği sorumluluklar oldukça fazla olduğu icin,çok kez bu yükün altında ezildigimi hissederdim. Rahat bir hayat arzularken kendimi iyice zora soktuğunu düşünür,kendi kendime kızardım. Saatlerce çene çalmak,çay içmek,üç beş dedikodunun kulağını bükmek iyi olmalıydı.O gün senin bu gün benim koşturmacası keyifli olmalıydı.
Hele de o günlere giden kadınların abartıya varan takıp takıştırmaları görmeye değerdi doğrusu.Kim bilir kaç kişiden,kaç kıtadan haberler bir postacı
hassasiyetiyle tez elden nasıl da yetiştirilirdi.
Envai çeşit yemeklerin olduğu sofraları kuran ellerin sahiplerinin,dillerinde de maharetler olduğu umulurdu...Yani ben öyle hayal ediyordum.Mesainin olmadığı,zamanın idrakinden uzak,tasasız ve mutlu bir hayat..
Bu ve buna benzer düşünceleri kucağında taşıyan ifadeleri o kadar sık söylüyordum ki,"bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş."kaidesinden olsa gerek istemediğim kadar boş zaman geldi beni buldu .Ben istemiştim bir göz,Allah vermişti iki göz.Şimdi istediğim kadar oturup çay içmeye,güne gitmeye zamanım vardı...Pek çok kadın keyif alıyorsa, pekala bende keyif alabilirdim.Öyle umuyordum.
Oldukça zamanım vardı.Bu boş zamanlarımda bir kaç kez samimiyetle denedim.Muhabbetlere katılmak için büyük gayret sarf ettim.Aslinda gevezelik etmeyi sevmediğimden değil,konuların benim damak tadıma uymamasından katılmakta zorlandım.
Hemcinslerimin lezzet aldığı konuların beni zerre kadar ilgilendirmediği ve benim de ilgi alanlarımın onları çok ilgilendirmediği gün gibi ortadaydı.Hayal kırıklıklarım olmadı değil.Her geçen gün boş zamanlar için kurduğum hayallerin ne kadar da boş olduğunu esefle gördüm.
Zarını yeni yırtmış bir yavru gibi içine düştüğüm yeni dünyanın atmosferine alışmaya çalışıyordum.Bu atmosferde ciğerlerime dolan havanın nasıl beni nasıl rahatsız ettiğini anlatmak oldukça güç.Üç beş yemek tarifi almanın bana bir zararı dokunmazdı elbet ama sindirebilseydim..
Neydi benim bu kadınlarla alıp veremediğim.Neden onlarla ortak bir payda da buluşamadım.Sorunum neydi benim.Alışveriş,yemek,çoluk çocuk vs. hangi kadın ilgilenmezdi ki bu konularla.
Bir garip kadındım doğrusu.Her geçen gün birini ndiriyordum hayat tramvayımdan.Her istasyonda birileri ardımda kalıyordu.Gün geçtikçe yalnızlaşıyordum.
Arada sırada kendimi sorguya çekiyordum.ifademi alıyordum.Bulacaktım içimde dönüp duran dolapları.Beni yalnız bırakmaya çalışan bu suçluyu bulacaktim.
Dengemi alt üst eden kimdi.Beni bir garip hallere sokan kimdi.
Çok uğraştım.Çok didişip durdum kendimle.Kafamın etini yedim durdum.Gece uykularıma girdim.Kabus olup uyandırdım kendimi.Gecenin bir yarısında,bazen tan ağarırken ve daha pek münasebetsiz zamanlarda rahatsız ettim kendimi.Ama
sonunda itiraf ettirdim kendime ve buldum suçluyu...
Evet buldum suçluyu.Suçlu kitaplardı.Bunca
zaman nası anlamamıştım.insanlarla arama giren,gönlümde kendisinden başkasına yer bırakmayan o kıskanç,o bencil suçlu kitaplardı.
Önce bana yılışık bir sevgili gibi yüz veren ama sonra yapayalnız bırakan kitaplardı.
Beni alıp taa göklere uçuran ve sonra yalnızlık uçurumunun kenarına öylece bırakan kitaplardı...
İlk başlarda çok kızmıştım kitaplarıma.
Ama sonra düşününce haksızlık ettiğimi anladım.
Onlar değil miydi bana her gün masallar ,hikayeler anlatıp da güzel düşlerin kucağına bırakan.Onlar değil miydi romantik bir sevgili gibi bana şiirler söyleyen.Onlar değil miydi beni diyar diyar gezdiren.
Şimdi nasıl kızacaktım onlara.Hem annem,hem sevgilim,hem Medusam olmuşken.
Aman!!! dedim sonra.
Gelecekse senden gelsin bana zarar ziyan.
Bundan böyle nereyi gösterirsen orası olsun benim rotam.
Ben artık dümenimi çevirmiştim insanlardan,kitaplara.Kitapların dünyasının gönüllü yolcusuydum artık.İster bir uçurum kıyısında ,ister bir denizin tam ortasında olmuşum ne farkederdi ki,bir kitabım olduktan sonra.
Huzur buldum kitapların kıyısında...
Hiç huzur bulmadığım kadar bir insanın omuzunda.
Günler gelip geçmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar
Ve şimdi yersiz,zamansız neden dilime düştü bu iki mısra.
Suç yine mi kitaplarda...
Cemile Ülkü
YORUMLAR
Kesinlikle evet Suç kitaplarda çünkü suçlular kitapsızlar dır. Her suçu bıraktığımız yerdir kitaplar onların derini gören gözleri vardır. Gözlerimize gözlerini diker ve içimizi okurlar. Ne kadar karşılık bulacak gönle sahip diyerek dokunup çekile budarlar içimizden suçları her kitap bir kaç suçu alır gider içimizden kendimiz kitap oluncaya kadar sürer bu kitaplı hallerimiz. Bizi herkes sever Kitapsızlar hariç
her yerde okunup anlaşılacak kadar da sarihtir hallerimiz. Elhamdülillah diyeyim bu gün bana çok fazla iyilik ettiniz. "Allah razı olsun" canı gönülden.
***Bir garip kadın***
bir garip kadında ben!
Aman!!! dedim sonra.
Gelecekse senden gelsin bana zarar ziyan.
Bundan böyle nereyi gösterirsen orası olsun benim rotam.
Ben artık dümenimi çevirmiştim insanlardan,kitaplara.Kitapların dünyasının gönüllü yolcusuydum artık.İster bir uçurum kıyısında ,ister bir denizin tam ortasında olmuşum ne farkederdi ki,bir kitabım olduktan sonra.
Huzur buldum kitapların kıyısında...
Hiç huzur bulmadığım kadar bir insanın omuzunda.
Çocukluğumda, çok küçük yaşımda arkadaşlarım bahçelerde çığlık çığlık oyun oynarlarken ben üç katlı evimizin tavan arasında kitap okurdum.Annemin sesiyle ayılır koşarak , kalbim hızlı hızlı çarparak kitabımı da bir köşeye saklayıp inerdim merdivenleri.
kitap kıyılarında buluşmak dileğimle, bu derinlikler ifade eden kaleminizin izlerini okumak çok keyifliydi. Kendimden çok şeyler vardı...Kutluyorum Cemile Ülkü hanım...
Sevgilerimi bıraktım...
Cemile Ülkü
Velhasıl kelam hayatımda az sayıda insan oldu ortak paydada buluştuğum.ve şimdi hepsi benden uzaktalar.Bizlerede sağolduklarıňı bilip dua etmekten başka yapacak şey kalmadı.sizler de burda tanımış olduğuma sevindim.çok teşekkür ederim bu değerli yorumlar için...
Oya gedik
Yorumum renklenmiş çok teşekkürler ederim...
Kaleminizle tanışmak güzeldi; kaleminz hiç bitmesin efendim...
Güzel akşamlar diliyorum...