Bir kadın bir adam
Gece ,kendi koynunda içine sakladığı ıssız çığlıklarıyla devam ediyordu.Ben yine insanların yüzüne bakıp düşündüm onları.ölüm geçti geceden aniden.sonra bir kadın bindiğim feribotta.Deli gibi güneşin batış manzarasını resmetmenin derdinde idim.Boğuk boğuk beyaza boyanmış korkulukta denize bakıp ağlıyordu.Gözyaşları denize doğru aktı ve deniz akıp gitti bir yada birçok bilinemeze.bilincimi yitirip haykırasım geldi gökyüzüne belki.
Belkide yaklaşıp ona eşlik etme arzusu .
Bir kanlı bıçağın ucunda gibi idi hıçkırıkları kadının.kırılan bir aynanın keskin ucu gibi sivrice akıyordu herbir gözyaşı.
Usulca bir mil daha yaklaştım.zavallı kadının ağlayışı beni hezeyana sürükledi.Yanındaki arkadaşına ^hep böyle yapıyor.^dediğini duydum.Demek bu ilk ağlayış değil belki son ağlayışı da olmayacak.Anladım bu kadına hep böyle yapılmış.Belki ağladığı hazin bir aşk,belki annesi belki çocuğu belki bir hiç belki kendi kendine kayboluşu.
Çok anlam yükledim ben hem gözyaşına hem gökyüzüne.
Ağlamanın aciz olduğunu düşüne düşüne ağladı belkide.
Zaman durmadı o an .
O an zaman durdurulmalı.
Ve ben o kadını bırakıp ardımdan ilerledim.
Bir sigara dumanı çalındı burnuma ve bir çift el.sol elde bir çay sağ elde bir sigara .
Adamın çektiği her yudumda bir keder gördü kara gözlerim.
Ah! Ah bu gözlerim.
Göz kenarlarında ve alnındaki çizgilerle derin derin seyrediyordu denizi.
Kimbilir denize bakıp ne düşünüyordu?
Ah ! Ah bu insanları anlama çabam ah!
Belki bu sorular bitirdi beni içten içe.Beni bu havalar mahvetti diyor ya şair.
Adam çayının son yudumu bitirdi ve gitti.
Ağlamak !ne idi ağlamak?
Ben ağlasaydım kendi içime ağlardım.
Kalamayacağıma olamayacağıma ,
Günün ilk ışığında güneşin benden habersiz doğuşuna ağlardım.
Lacivert gecede renkleri inkar edenlere ağlardım.
Fırtınalar kopup ,şimşekler çakanda bulutlara kızamadığıma ağlardım.
Kafasına kurşun sıkan gençlere ağlardım.
Ruhumuzun taş kesilmesine ağlardım.
Kalabalıklar içinde gezinen tedirgin yüzlere ,bir çift ela göze ağlardım.
Ucuza ezik domates arayan yaşlı teyzeye ,
Çöplerin içinde bir dilim ekmek adayan çocuğa ağlardım.
Kılıktan kılığa giren egolarımızı tatmin edemeyişimize ,
Paranın esiri oluşumuza ağlardım.
Sevginin iki el arasında aynı heyecanı yaşamayıp sevda gözünde kanıksanmaya ağlardım.
Ben kelimelerle dans edemeyişime
Şairleri kıskandığıma ağlardım.
Ben bu feribotta seyrederken gökyüzünü bir kadına bir adama ağladım ......Gülnaz.