- 764 Okunma
- 5 Yorum
- 4 Beğeni
Bedri Tokul'u Okuyun..
.
Ben çok kitap okudum. Halen de okuyorum.
Yabancı klasikleri okudum.
Günümüzdeki yabancı yazarlardan pek çok kitap okudum. Stieg Larsson’ın Millennium serisi, Dan Brown tüm kitapları, Suzanne Collins’in Açlık Oyunları ve diğerleri, Ted Dekker’ın Çember serisi dahil başka kitapları, Knut Hamsun, Stephen King, Adam Fawer, vs.’den yüzlerce kitap. Hiç sarmadı. Hep yavan, hep hormonlu geldi. Aklımda kalan hiçbir izleri yok.
Bizden yazarları da okudum.
Fakir Baykurt’un bütün kitaplarını okudum. Köy Göçüren, Kaplumbağalar, Yarım Ekmek, Irazcanın Dirliği, Yılanların Öcü, Kara Ahmet Destanı, Yayla, Onuncu Köy, Tırpan.. Daha pek çokları.. Irazca Kadın, Kezik Kadın, Kır Abbas, Topal Pehlivan, Çopur Osman …. hepsi birer kişilik olarak karşımda durur. Tüm kitaplarının konuları, karakterleri aklımdadır. Ne yazmış adam..
Talip Apaydın’ın bütün kitaplarını okudum. Define, Sarı Traktör, Ortakçılar, Tütün Yorgunu, Yarbükü, Toz Duman İçinde, Vatan Dediler, Köylüler …. Hepsi bizden. Ne yazmış adam..
Kemal Bilbaşar’ın bütün kitaplarını okudum. Zöhre Ninem, Ay Tutulduğu Gece, Başka Olur Ağaların Düğünü vs. Cemo ve Memo’daki masalsı tadı hiçbir yerde bulamadım. Ne yazmış adam..
Abbas Sayar’ın tüm kitaplarını okudum. Dik Bayır, Can Şenliği, Yorganımı Sıkı Sar, El Eli Yur El de Yüzü, Çelo, Yılkı Atı.. Mahmut Makal’ın tüm kitaplarını okudum. Bizim Köy, Memleketin Sahipleri, Anımsı Acımsı.. Ne yazmış adamlar.
Bekir Büyükarkın, Orhan Kemal, Cengiz Aytmatov.. Yazmış adamlar.
Yaşar Kemal’de İnce Memed’den öte gidemedim. İnsanı bayan betimlemeleri Kırk Dilim Yokuşu’nu çıkmış gibi. Sarmadı. Kemal Tahir de zorlama.. Gereksiz argo kelimeler ve küfürler.. Hiç köyde yaşamadan köy romanı yazmak..! Olur hee..
**
CAN DOSTUM Bedri Tokul. Onun da kitabı var. Dört Düğme. Ama az sayıda bastırmış. Satışta yok, satışa hiç sunmamış zaten. Birkaç gün önce elinde kalan son iki kitabından birini bana gönderdi sağolsun. Okuyorum, bitmek üzere. Elimden bırakamıyorum.
Daha önce ÖN SÖZ’ünü buraya almıştım. Orada ne diyordu “Üç evlat, dört torundan sonra en kıymetli hazinem bu yazdıklarım. Okuyun beni..” Evet beni dinleyin, Bedri Tokul’u okuyun. “Kitabını bulup okuyamayacağımıza göre nasıl olacak” diyeceksiniz. Buradan, Defterden, Edebiyet Defteri’nden okuyun. Kitaptakilerin hemen hemen tamamı burada var.
Bedri Tokul’u okuyun. Fır Fır Enver, Cumbadaki Sevgili, Dalları Bastı Kiraz, Nuri, İtçi Bekir, Anadolu’dan Bir Kız, Bir Tek Sigara, Deli Abbas, Gara Bakkal.. Neler neler.. Hepsi bizden, hepsi tanıdık simalar. Yazmış adam..
Edebiyat Defteri’ndeki tüm yazılarını baştan sona okuyun. Fakir Baykurt’un sadeliğini, net ve kısa cümlelerle anlatımını, Talip Apaydın’ın akıcılığını, Kemal Bilbaşar’ın masalsı tadını, Abbas Sayar’ın, Mahmut Makal’ın bizdenliğini bulacaksınız.
Elinden ve kelinden öperim..
Bedri Tokul’u okuyun.
Suat Zobu
(Resimler kendi kitaplığım)
YORUMLAR
üstadım
n11 gibi elektronik alışveriş sitelerine kaydı olan kitapçının biriyle görüşebilseniz..
veya edebiyat defteri yönetimi bu konuda kitap çıkaranlara yardımcı olursa erişim ulaşım kolay olur.
belki yayınevlerinin tekeli bir vesile kırılır.
şahsen edebiyat defterinin kitap pazarlama konusunda da bir atak yapmasını isterim..
saygılarımla..
Suat Zobu
Bedri Tokulu okuyun derken bu Edebiyat Defterindeki yazılarını okuyun anlamında söyledim.
İyi günler dilerim.
Saygılarımla..
Yinsani
lakin tekelleşme kırılmak mecburiyetinde.
ancak bu konuda bir tıkanıklık var, sözde edebiyat ve kitap çevreleri tekelleşmiş vaziyette, bunu da ancak elektronik edebiyat ve elektronik pazarlama ile kırabiliriz.
madem elim/n/zide bedri beyin güzel bir kitabı var, yolu açmak da onun dostlarına düşer.
bedri beyin bir iki yazısı okudum, gayet güzel. şahsen kısa öz anlatmak istediğini karşıya verebilen bir kalem.
yani ne olabilir;
elektronik bir alışveriş sitesiyle yapılacak bir görüşmeyle, 100 kitap daha belki ulaştırılabilir okura, kitapsevere.
edebiyat defterinde sil baştan okumazsam olmaz bedri beyi artık..
saygılarımla.
esenlikler dilerim.
Başımızı soktuğumuz bir evim var. Arabam hiç olmadı. Zaten heves de etmedim. Bir kenarda birikmiş param da yok. Ödeyebileceğim ufak tefek borcum var. Önemli değil. Şunun şurasında yaşayıp gidiyorum işte.
Ama ben dünyanın en zengin insanıyım. Sen varsın. Başka birkaç kişi daha var. “Çok dostu olanın hiç dostu yoktur.” Derler. Sizler yetiyorsunuz bana. Gerisi lafı güzaf.
Canım kardeşim.
Herkesin hayran olduğu birçok ünlü yazarı andıktan sonra beni onlara benzetmişsin. Sağ ol.
Ancak ben hattimi bilirim. Ben onların KDV. si bile olamam.
Böyle bir sitemiz var. Kendi halimizde okuyor, arada bir de bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.
Biliyorum Sen beni çok seviyorsun. Ben de seni çoktan da çok seviyorum. Ne dedin Dünya kadar mı?
Ben de seni Kâinat kadar seviyorum. Hadi artır bakalım?
Yine beni duygulandırdın. Gözlerimi yaşarttın.
Kitabın ön sözünden bir bölümde ben aktarayım o zaman.
Duygulandım. Duyguları yazdım.
Dinledim. Dinlediklerimi yazdım.
Güldüm. Gülmeleri yazdım.
Ağladım. Ağlamaları yazdım.
Sevdim sevmeleri yazdım.
Hayaller kurdum. Yaşanmış gibi yazdım.
Ve… En önemlisi yaşadıklarımı yazdım.
Günlerden bir gün, o günün yirmidört saatinden her hangi bir saat. O saatin herhangi bir dakikası. Verilen nefes bir daha alınamayacak. Bir yazar öldü diyecekler.
Okuyun beni…
Öptüm gözlerinden, yüreğinden. GARDAŞIM BENİM…
Gerçekten de Bedri Bey okunası bir kalem. Geçtiğimiz yıllarda bir kaç yazısını okuduktan sonra (yazısını beğendiğim diğer yazarlara da yaptığım gibi) geriye dönüp eski yazılarını da okumuştum. Çoğu yaşanmışlık kokan, kendine has esprilerle dolu ve sonucunu çok güzel ve uzatmadan bağladığı yazıları kendini okutuyor. Bir başka yazarı gönülden alkışlamak da başka büyüklük. Bu vesileyle size de, ona da teşekkür ederim.
Selam ile.