- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKÂYE/ BÖLÜM – ALTI
ÖYLE BİR HİKÂYE/ BÖLÜM – ALTI
Anahtarı kilidin yuvasına sokup kapıyı açmama gerek kalmadı, kapı kendiliğinden açıldı. Annem Demokles’in kılıcı gibi karşımda dikiliyor du. Bakışlarından anladığım kadarı ile evde ters giden bir şeyler vardı. Bu konuda fazla kafa yormama gerek kalmadı.
‘’ Neredesin? Saatin kaç olduğundan haberin var mı Buse?’’
‘’ Ne oluyor anne, her zaman geldiğim saat. Alışık değilim beni kapıda karşılamana.’’
‘’ Fazla uzatmada odana geçelim. Seni haddinden fazla özgür bıraktım anlaşılan.’’
İçeri girip ayakkabılarımı çıkarırken, anneme dik, dik bakarak, ‘’ Ne anlatırsan anlat anne bu gece keyfimi bozamazsın.’’
Annem önde azarlanan çocuk ben arkada odama geçtik. Bu üne kadar annemin huyu olmadığı halde, kapıyı kilitledi. Bu arada bende yatağımın üzerine oturdum. Annem hiç vakit kaybetmeden fırça faslına geçti.
‘’ Sen akıllanmayacak mısın Buse? Mahallede dedikodu almış başını gitmiş. En son duyanda ben oluyorum. ‘’
‘’ Ne dedikodusu anne?’’
‘’ Bakıyorum kendine bir yeni arkadaş bulmuşsun? Hayırlı olsun kızım.’’
‘’ Anne…’’
‘’ Sus lafımı kesme bitireyim. Bu adam kaç yaşında?’’
‘’ Konuşturmuyorsun ki… Bende senle bu konuyu konuşacaktım bu akşam.’’
‘’ Anlat seni dinliyorum kızım?’’
‘’ Evet, anne bir adama âşık oldum, sana anla…’’
‘’ O kadarını hatta daha fazlasını biliyorum. Sen o adamın yaşını biliyor musun?’’
‘’ Evet biliyorum anne…de?’’
‘’ Sen kaç yaşındasın?’’
‘’ Yaşımı en iyi sen bilirsin. Beni doğuran sensin anne. Hadi yaşımı söyleyeyim. Yirmi dokuz. Yaşıma ne olmuş?’’
‘’ Bir kere evlendin yürütemedin. Altı ay bile sürmedi evliliğin.’’
‘’ Hangi devirde yaşıyoruz anne, beni çıldırtma. Babamın arkadaşının oğluyla evlendirmeye kalktınız, adamın yüzünü nikâh masasında gördüm. Beni bir odunla evlendirseydiniz çok daha iyi olurdu. Hiç olmazsa yontarak adam ederdim. Anladın mı anne? O adam elli yaşında ben yirmi dokuz. Aramızda yirmi bir yaş fark var ve ben onu seviyorum.’’
‘’ Ahh kızım ah bak sonra başını çok taşlara vurursun ama iş işten geçmiş olur. O herif Birol gibi boşamaz hayatın mahvolur. Benden söylemesi. Bu konuyu abinde biliyor. Hazırlıklı ol.’’
‘’ Anne sen babamla evlenen kaçıncı kadınsın. Üç senden evvel iki kere evlenen bir adamla evlendin. Ne kadar mutlu oldu? Babama üç çocuk verdin senin mutluluğun sadece bizi doğurmak mı?’’
‘’ O konu seni ilgilendirmez, babanla benim aramda olan bir şey.’’
Tam bu sırada dış kapının açıldığını duyduk. Annem başını sallayarak, ‘’ Belanın büyüğü geliyor, bakalım abine nasıl hesap vereceksin? Abim mi? Önce aynanın karşısına geçip kendine baksın. Biraz aklı varsa, benimle dalaşmaya kalkmaz.’’
‘’ Sus o senin abin, ona da bana konuştuğun gibi konuşma ayırmam sizi.’’
‘’ Göreceğiz anne?’’
Yemeği sesiz sedasız yedikten sonra salona geçtik. Selma odasına ders çalışmak için çekildikten sonra abim yanıma gelerek,’’ Buse kardeşim benim odaya geçelim biraz seninle konuşmak istiyorum.’’ ‘’ Tabi abi geçelim.’’ Abimin odasına geçtikten sonra boş bir yer bulup oturdum, abimde karşıma oturdu.
‘’ Az çok tahmin ediyorsun konunun ne olduğunu. ‘’
‘’ Evet abi.’’
‘’ Sen sanıyorsun ki bağırıp çağıracağım ve gözünü korkutacağım. Yanılıyorsun, burada abi kardeşten çok bir arkadaş gibi konuşacağım. Gerek anne, babam ve ben hayatımız hataların üzerine kurulu. Çok hata yaptık, çoğunda da yanıldık. Bu yüzden senin de hata yapmana dayanamam. Seni mutsuz görmek beni kahreder kardeşim. Senden tek bir şey istiyorum. Adımlarını düşünerek çok dikkatli at. Şimdi bana o adamı anlatmanı istiyorum. ‘’ ‘’ Peki, abi anlatacağım lütfen hiç sözümü kesmeden dinle.’’
Oktay’la çay bahçesinde tanıştığımız andan itibaren, bazı yerleri atlayarak hepsini anlattım. ‘’ İşte böyle abi olan biteni öğrendin.’’ Bundan sonra neye karar verdiniz?’’ Eğer bir karar verirsek ilk sen duyacaksın söz ağabey.’’
‘’ Seni bir kere daha mutsuz görmek istemiyorum, bunu aklından çıkarma. Hadi salona geçelim, sen kahveleri yap.’’
‘’ Tamam, abi, kahvelerimizi içerken bende kitabıma başlarım.’’
‘’ Ne kitabı?’’
‘’ Oktay kitap okumamı şart koştu. Okuyup Oktay’a anlatacağım. Bak kitabımın adı Martı.’’
‘’ Hayret, sen kitap okuyacaksın, işte şimdi bu adamı merak etmeye başladım. Sana kitap okutabiliyor sa ilerde onunla tanışmak isterim. Ama şimdi değil. Hadi ben salona sen mutfağa.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.