Kişi Kendisinin Bilmediği Yalnızca Allah’ın Bildiği Rızkını Arar
Kişi Kendisinin Bilmediği Yalnızca Allah’ın Bildiği Rızkını Arar
“Elbette, hiçbir kul, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez. O halde rızkınızı ararken güzel bir yol tutun, helali alın, haramdan kaçın!” [Hâkim]
İnsan doğmadan önce, rızkı ona verilir der hadisler. Yaşadığı için ruhunun-canının varlığından haberdardır insan. Ancak rızkının ne olduğunu bilmez, sırrı Allah katındadır. Bu yüzden onları aramak ve bulmak için tembellik etmeden çalışması gerekir. Rızkını doğru yollardan ararsa günaha girmez ve tattığı bu şeylerden huzur bulur, mutluluk bulur, zenginlik bulur…
İnsanlar rızkı kazanmada inanç yönünden beşe ayrılır:
1- Rızkın yalnız çalışmaktan geldiğine inanır. (Kâfirler)
2- Rızkın hem Allah’tan, hem de çalışmaktan geldiğini sanır. (Müşrikler)
3- Rızkın Allah’tan geldiğini bilir; ama rızkı verir mi vermez mi endişe içindedir. (Münafıklar)
4- Rızkın Allah’u teâlâdan geldiğine inanır ama çalışırken Allah’a asi olur. (Fâsıklar)
5- Rızkın Allah’tan geldiğine ve çalışmanın, sebebe yapışmak olduğuna inanır. Çalışırken, Allah’u teâlâya asi olmaz, haram işlemez. (Salih müminler)
Kişinin seçtiği yol kendi tercihidir, onu yaşarsa da kaderi olur. Önünü bir zalim kesse ki bu sınavdır, sahiplendiği ne varsa istese, bu haksızlığa dur diyerek direnir de veya neyi varsa verir de… Direnirse yaralanır ve ölür de ancak, haksızlığa karşı direnmiş ve zalime dur demekle doğru işi yapmış olur, sevap kazanır. Bu yüzden ölürse Allah rızası için direndiği için Allah ondan razı olur, şehit olur inşallah. Direnmezse, ne varsa verir, herkese elini açacak hale gelir ve sonucunda toplum tarafından aşağılanır! Hem zalime boyun bükmekle doğru iş yapmaz, hem de bu yaptığından dolayı kimseye dert yanamaz, öbür dünya da sorgusu ağır bir amel olur.
İşin doğrusunu yapmakla kişi bir şey kaybetmez, dimdik ayakta durur, ahlakını ve insanlığını korur, zalimleri etrafından kovar… Güven duygusu aramaz ve huzurlu bir toplumda yaşar. Zalimle savaşmaktan ötürü ölmekten korkmaz, bilir ki, yalnızca zamanı geldiğinde onu yalnızca Allah öldürür. Aslında ölüm Allah’a, gerçek aşka kavuşmaktır. İnsan sevdiğine kavuşmayı nasıl da ister değil mi? Vuslat, korkunun kaynağı değil, mutluluğun sebebidir. Her geçen an seven için aşktan uzak gurbettir, çöl de mecnun gibi yaşamaktır, azaptır. İnsan aşksız yaşayabilir mi?
Bu dünyada savaşlar, vahşetler, haksızlıklar hep rızık yüzünden yapılır. İnsan hep fazlasına bir anda kavuşmayı ve hayatını garanti altına almaya çaba gösterir. Oysa neye hangi yanlış yoldan sahiplenmişse, aynı yoldan da kaybedecektir. Tabiri caizse, “Haydan gelen huya gidecek!” diyebiliriz. Rızkın kalıcı olması için en doğru yoldan, emek vererek, bir bedel ödeyerek çalışmakla elde edilmesi gereklidir. Alın teri dökmediyseniz, o sizin değildir. Sahibi de sizden onu isteyecek ve alacaktır, tıpkı piyangodan büyük ikramiyeyi almak gibi. Rızık, zalimlerin yolundan gidilerek kazanılamaz, asla…
Rızkınızı helal yoldan arayacaksınız ve onun size gelip gelmeyeceğinden asla umutsuzluğa kapılmayacaksınız. Çıkın dışarıya, tembellikten kurtularak, helal rızkınızı arayın, özellikle işsizler. Ne faiz alın ne faiz verin ne de tavsiye edin… Ne çalın, ne layık olmadığınız makam talep edin, ne talan edin, ne de açgözlülük içinde hep benim olmalı deyin! Bu dünyada, insanın sahip olacağı tek mekân dapdaracık bir mezardır sonuçta… Çalışın ve sonunda Allah ne verdiyse ona razı olun. Her gayreti yaptıktan sonra elde ettiklerinizin az da olsa çokta olsa sizin rızkınız olduğunu kabul edip şükredin. Ölene kadar yine çalışmaya devam edin.
İnsanın kurtuluşu, ölüm gelmeden ölmektir ve yokluğu - yani ölünce dünyalık hiçbir şeyi götüremediğini kabul edecek bir dünya hayatını yaşamasıdır.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Allah razı olsun ağabeyim.
Huzurun sesidir kimi yürek sesi bu bağlamda teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.
Selam ve dua ile
saf şiir
''Herkese çalıştığının karşılığı vardır.'' denir bir ayette... O zaman helal kazanmak istiyorsak çalışarak ve yine çalışarak bir yerlere gelmeye rızk temin etmeye gayret edeceğiz... Bundan gayrısı yalan... Haram olarak kazanılanlar, rüşvet gibi, yolsuzluk gibi, baştan tatlı gelse de unutmayalım ki bunun ahirette acı bir sonucu bizi beklemektedir... Özetle güzel bir yazıydı kutlarım...