Düğün Gecemiz
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Mutluluktur evlilik… Tüm sevdiklerin yanında, herkesin yüzü güler, halaylar çekilir, takılar damat ve gelinin yüzünü güldürür. Her anne ve baba evlatlarının günü geldiğinde doğru kişiyle evlenmesi için dua eder. O günü saadet kabul eder. Her çocuk o günü merak eder, çünkü bir başkasıyla en yüksek idealleri yaşamak ve paylaşmak demektir, üstelik en yüce sevgiyle ve aşkla. Ancak, hiç bir aile çocuğuna bir gün öleceğini, ölüm ve sonrasını anlatmaz. Bunu konuşmaktan kaçınır, çocuğun ölmesini arzulamaz. Kendisi ve sevdiklerine ölümü yakıştıramaz. Ama gerçektir de, ne kadar uzun yaşasa da insan zamanı geldiğinde ölümü tadacaktır, tıpkı Kur’anda sıkça tekrarlandığı gibi, “Her canlı ölümü mutlaka tadacaktır!”
Ölüm boyut değiştirmedir. Nasıl ki bu dünya da yaşıyorsak, başka bir dünyaya gidip sonsuza kadar yaşayacağız. Ölüme kim engel olabilir ki… Mesele ölüme kadar yaşadığımız dünyada, hangi emel, amaç, aşk, paylaşım… Daha da fazlası hayatımızda olmalıdır sorusuna cevap bulmamızdadır. Nasıl ki, bir başka yere yolculuk yaptığımızda bavulumuzu hazırlıyor, o yerde ne giymemiz ne içmemiz, ne kadar paraya ihtiyaç duyduğumuzu hesaplıyorsak, ölüm yolculuğuna da bu dünyadayken hazırlık yapmalıyız. Ölüme meydan okuma değil, ölümün ruhunu hissederek, onu anmaktan mutlu olacağımız yaşam şeklini kendimize, yani nefsimize anlatmalıyız, ona hükümdar olmalıyız. Bu dünyada ki her şeyin bir hayal olduğunu gerçeğinin ise öldükten sonra görüleceğini ve yaşayacağına inanmamız gerekiyor.
Yirmi bir yaşında ki gencecik kızımız dördüncü kansere yakalanışında öldüğü, güncel bir haberi medyadan dinliyorum kaç gündür. Kanser de her hastalık gibi bir ölüm sebebi. Eğer ölümün vakti gelmişse, hadi diyelim kanseri yendiniz, bu sefer araba çarpar ve ölürsünüz. Hastalık gelmişse elbette tedbir almak ve onunla savaşmak lazımda… Vücudumuzu korumak namaz gibi de farzdır, ibadettir de… Ancak, Allah’ın, takdir ettiği bir ömrümüz var. Onun ne kadar olduğunu biz bilmiyoruz. Genç yaşlı derken ölür mü ya da bir matematik hesabı da yok. Her an ölecekmişiz gibi yaşama tutunmalıyız. Ölüm şekline sebepler vardır. O kadar çok sebep vardır ki, kimse sebepsiz yere ölmez… Keşke bu kızımız dünyayı seviyorum mesajı yerine, onu Yaratana olan kavuşma azminin mutluluğu şeklinde anlatabilseydi…
Aşk, bu dünyada tanıdığımız en güzel duygudur. Eğer aşk ve sevgi olmasaydı kim kime tahammül eder, bir anne çocuğunu nasıl dokuz ay karnında taşırdı. Çocuğu büyürken, her acısına nasıl dayanabilir di… Ancak aşk, bizim anladığımız gibi de değildir… Tanıdığımız dünyada ki aşkta sonsuz sürmüyor da! Aşk eğer her gördüğümüz, dokunduğumuz, yediğimiz ve içtiğimiz … Kısacası verilen nimetlerde onu veren ve bizim gibi de onları yaratana karşı olmuyorsa, en kısa zaman da son buluyor. Ben nimetlere şükrediyorum diyoruz, ancak sadece bu dilimizden çıkan şükürdür. İlahi aşkı hisseden kişi, şükrünü ona ibadetleriyle dualarıyla, kulu olmakla aşkına-Allah’a gösterir. Eğer ilahi aşkı hissetmeden, her başladığımızda besmele çekmiyor, işimiz bittikten sonra elhamdulillah ile şükretmiyorsak, ikisi arasında geçen zamanda tefekkür etmiyorsak yaptığımız işin bize ne faydası olabilir ki…. Eşimizin sevgisini kaybetmekten korkarken, bizi yaratan Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkmuyorsak, bu ilahi aşkı nasıl bulabiliriz ve anlayabiliriz ki… Ölümden korkmaya nasıl son verebiliriz ki!
Aşk kalpte yalnızca Rabbimize olmalı, ne dünyaya, ne eş, çoluk çocuğa, ne başka sevgilere… Ne de ölmüşlere değil. Eğer bu aşkla yatar ve kalkarsak, dünyayı sevmez ona bağlanmaz ve sadece onu ilahi aşka kavuşmak için bir araç olduğunu kabul ederiz.
Biz yemeye, içmeye, çalışmaya, şifaya muhtaç aciz insanlarız. Bu dünyanın sahibi değiliz, bedenimizin de… Verilen dünya oyunu için dünya dahil her şey oyuncaklarımızdır. O oyuncakları ya da bonusları iyi kullanırsak, çar çur etmezsek ecel geldiğinde bu kusursuz imanımız ve teslimiyetimizle düğün gecemiz olur. Tıpkı Mevlananın ölürken, arkamdan ağlamayın bu benim düğün gecem dediği gibi. Ölüm, kulun sevgilisine kavuşmasıdır, tıpkı evlendiğimizde eşimize kavuştuğumuz mutluluk gibi… Kim sevdiğini ret eder ki, kavuşmak istemez ki… Eğer ölüm bize sevgili gelmiyor ve korkuyorsak demek ki, biz sevdiğimizi tanıyacak, onun anlayacak hiç bir araştırma yapmamışız, yaşarken! Onun önünde eğilmemişiz, secde yapmamışız, ondan bir şey istememişiz demek ki! Onun yüceliğini ve yaratıcılığını anlamamışız, kafa yormamışız demek ki…
Rabbimizi, gerçek aşkımızı tanıyalım, arayalım, ona yönelelim, onu tesbih edelim. Yalnızca onun sevgisini kaybetmekten korkalım. Rızık derdinde olmayalım. Eğer bu aşk ile yaşarsak, dünyanın yokluğunu anlamış ve ölmeye can atarız, ölmeyi isteriz. Bizi bu dünyaya bağlayan hiç bir şeyin olmadığını kabul ederiz. Ölümden korkmayın, bu geceye düğün gecemiz deyin, inşallah …
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Allahın selam ve rahmeti bereketi inananların ve sizinde üzerinize olsun kardeşim
Bismmillahirrahmannirrahim,
Mümin inanan kişi ölümden korkmamalı ölüm uyanıştır faniden bakiye yaratana kavuşma için açılan kapıdan içeri gitmektir..
Hayatı yaşamı yaratılış gayesini bilen tereddüt etmez ...Ölmek kötü olsaydı tercih hakkı dilerse uzun ömür vadedilen Hz Muhammed s.a.v yaratana kavuşmayı dilemezdi..Güzel açıklayıcı bir yazıydı okuduğum sayfanızda..Hakkı yazan kalemler susmasın diller susmasın artsın inşaallah..
Selam ve dua ile.
Rabbimizi, gerçek aşkımızı tanıyalım, arayalım, ona yönelelim, onu tesbih edelim. Yalnızca onun sevgisini kaybetmekten korkalım. Rızık derdinde olmayalım. Eğer bu aşk ile yaşarsak, dünyanın yokluğunu anlamış ve ölmeye can atarız, ölmeyi isteriz. Bizi bu dünyaya bağlayan hiç bir şeyin olmadığını kabul ederiz. Ölümden korkmayın, bu geceye düğün gecemiz deyin, inşallah …
Bu güzel yazıyı yazan kardeşimi kutluyorum. Nice güzel yazılarda buluşmak üzere diyor saygılar sunuyorum.
saf şiir
Güne eşlik eden ve değer katan yürek sesinizi yeniden okumak güzeldi, ağabeyim.
Tüm içtenliğimle kutluyorum.
Nicelerine İnşallah.
Selam ve dau ile
saf şiir
Allah aşkının üstünde bir aşk olmadı, bundan sonrada olmaz. Ölüm aslında kıymetini bilene bir nimettir. Bize zamanımızın sınırlı olduğunu ve bu sınırlı zamanı iyi değerlendirmemiz gerektiğini sıkça hatırlatır. Bunu bilenler ve hesap kitap olduğunu ahirette idrak edenler de zaten adam gibi yaşar, yaşamaya çalışır. Ne hırsızlık yapar, ne zinaya meyil eder, ne de kul haklarına tecavüz eder... Gidin bakın dünyaya zalimlikler salanlara hepsinin kulluk bilinci ya yoktur ya da çok zayıftır... Dünyanın en zengini olsan ne fayda, dünyanın en akıllısı olsan ne fayda ölüm karşısında çaresizsin nihayetinde... Ne güzel söylemiş üstat Necip Fazıl
Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun... Necip Fazıl Kısakürek
Kutluyorum yürekten Saffet Kardeş bu güzel yazını...
saf şiir
tebrik ederim kiymetli saffet kardesim kalemin susmasin ben olumden degil lakin mezardan korkuyirum rabbim yardimcimiz olsun
saf şiir
derindi çok derin ve insan gerçekten de emin oluyor neyin ne olduğuna.
varlığın uzandığı o yol ve hayata bir perde çekmenin beklenenden zor olduğu ama payımıza düşen illa ki.
ağabeyimi kutluyorum ve de teşekkürlerimi sunuyorum aydınlanmak her anlamda hayatı yaşanır ve yürekleri de ferah kılyor elbette ki nihai yolculuğumuza hazırlık yapmak adına da yürekteki engelleri kaldırdığımızda
selam ve dua ile