- 270 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 18
Yine hücre gibi zar yapılı alışma, tutum ve tepkilerden mülhem bileşke akıl; çevrenin baskı, basıncından kaynaklı; çevrenin verdiği hasarlardan ötürü çevre sentez yapının dağılmasına neden oluyordu.
Buna karşı "tepki koyucu aşama yapmanın yolu" salt fiziksel tepki değildi. Alışılan, öğrenilen, resmedilen imajları kodlar halinde dizgeliyi kodları karşılık eylem ve tepkilere çevirme yapmanın kopyalaması yolu ile kendisini tekrar eden, kendisini kopyalayıp çoğaltmakla, imaja göre hasarları onaran RNA, DNA’ gibi kimyasal işlevlerle birlikte, hücreler arası simbiyoz çalışmayı ortaya koyacaklardı.
Kısaca evrim birçok yollarla üzerine etki olan çevreye karşı tepkilerini birleştirdi. Fark gelişme ortaya koyan süreç olmakla; birçok karşılaşma nedenle birçok yolun çalışma tekniği ortaya kondu. İstem dışı çalışmaları alt beyinle.
Belli etkilere karşı belli davranış ve tepki kalıpları olan paket programları orta beyinle ve en sonda da zekâ, muhakeme, kıyaslama hesap yapma, tanıma, yargı ortaya koyma gibi üst beyin süreçleriyle ruhsal bir akıl sahibi olacaktı. Bu akıl sosyal akıl ve toplumsal akıl ile tahmin edilemez boyutlarda olacaktı.
Beyin böylece sentez içine dağılmış olanı bir arada toplayacak bir arada giriştirecek olanı ortaya koyacaktı. Beyin toplaçtı ama toplaç olmakla toplaç olmanın çok ötesine geçecekti.
Bir enerji parçalı durumun olgu ve olay akışını ortaya korken, tepki olarak kısmen diğer türden bir tür olgu ve olayı da kendinize enerji beslemesi yapacak olan bir ihtiyacı ve bağıntısını da ortaya koyuyordunuz.
Canlılık nasıl var? sorusuna yanıt vermeden önce, canlılık hangi biçimle yok? Canlılık hangi haliyle başlamadı? Türü sorulara cevap vermeliyiz.
Canlılık sadece bir türlü olan bir faz durumunun içinde yoktur. Ama şimdiki birçok faz durumu olanlar da başlangıçta yoktu. Başlangıçtaki faz durumu da şimdi birçok durum içinde tek başına devam eden mekanik bir durum değildi.
Yani zamana bağlı belirmeler içinde olacak birçok faz durumu da bir anda o düzlemdeki canlı içinde yoktur. Örneğin; oksijensiz ortam içi zamana bağlı süreçlerde canlı, oksijen solumadan hayata başladı.
Canlılık, oksijenle birlikte hem kırıma uğramış hem de tükenmek üzere iken mitokondri türü işlevler nedenle, oksijenli yaşamaya başlamıştı.
Şimdi sormak lazım. Oksijen soluyan hayat mı canlıydı? Yoksa oksijensiz olan hayat mı canlıydı? Canlının böyle tanımı olmadığı gibi böyle bir canlı yaratılması da yoktu.
Başlangıç oluşması içinde serbest oksijen yoktu. Bu nedenle bütün canlılar oksijen solumayan canlılardı. Canlı çevresinde olmayan serbest bir radikal, bir bağıntı durumla tasarlanıp vücuda getirilmezdi. Gelecekte şu olacak diye bir tasarımla geleceğe kadar gereksiz olacak hantal ve o işlev ya da organları vücutta taşıyıp, en az dış dünya ve en az enerji harcama durumuna aykırı olamazdı.
Şimdi sormak lazım. İlk var oluş canlılığı oksijensiz oluşla mı tamam etmiş bitirmişti? Yoksa hayat olmayan oksijenli hayata göre mi tamam olmuş bitmişti? Başlangıçta bu günkü halimizle oksijen soluyan olmuş bitmiş tasarlanmış bir hayat ve canlılık yoktu.
Günümüzde o dönemlerden kalan hayatın her bir niş alanını dolduran oksijensiz yaşayan canlılar da var. Bizim gibi oksijen soluyan canlılar da var. Hem oksijensiz oluşla hem oksijenle solunum yapan canlılarda vardı.
Dahası ilk başlarda hakkıyla ve kusursuzca olmuş bitmiş bugünkü haliyle bir kes de yaratılmış ne kuş ne sürüngen vardı! Dahası dün olan canlılardan çoğu da bugün yoktu!
Oksijensiz soluma mı oksijenli soluma mı hangisi bir karar üzerine bir kes de olan yaratılmış canlılardı? Oksijeni olmayan dönemde oksijenli soluyan canlı oluşun kararını almış olmak hem olası değildir hem de bir karar üzerine yaratılmış olma tezinin olup bitene göre geçersiz oluşudur. Böyle olunca canlıya ve hayata bakışımız çok farklı olacaktır.
Bu günkü canlılık ve hayat geçmişteki birçok münferit süreçlerle adım adım biriken canlı oluşu, şimdiki süreçlerle bir araya getiren bu bileşke yapılar birikmeleri, daha sonraki zaman içinde kendi kararlarını alan canlı süreçler olmuştular.
Bir canlı oluş vardı ama bu canlı oluş tüm zamanların hep aynı değişmez oluşu ile canlı oluşu değildi. Canlılık ta mağara devri zamanı gibi, şimdiki elektrik kullanmanın zamanı gibi, uzaylı olmanın zaman gibi vs. durumlar ile geçmişinde farklıydı, geleceğinde farklı bir süreç olmakla canlılık son biçimiyle yoktu. Canlılık ilk biçimini içerir imaj ve kodlarla daha bir canlı, şimdiki süreçleriyle daha bir yaşam, gelecekle inşacı hayattı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.