- 372 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUHARREMLİK AYI.
1 Muharrem, yani hicri yılbaşı. Aslına bakarsanız İslam’dan önce Arabistan’da yaşayan Arapların belli bir takvim ve tarih sistemleri yoktu. Zaman tespiti bazı büyük ve önemli olaylar esas alınarak yapılıyordu. Fakat İslamiyet’in kısa zamanda hızla yayılmasından sonra idari işleri düzenlemede yaşanan aksaklıklarla takvim ihtiyacı doğdu. Özellikle ticarette takvim eksikliğinden kaynaklanan bazı aksaklıklar yaşanıyordu. Bir defasında Hz. Ömer’e (ra) halifeliği döneminde bir borç senedi getirildi. Alacaklı ile borçlu, senedin tarihi hakkında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Alacaklı, kâğıdın üzerindeki ‘Şaban’ ayı yazısının bu yıla ait olduğunu söylerken, borçlu gelecek yıla ait olduğunu iddia ediyordu. Yaşanan buna benzer hadiseler üzerine Hz. Ömer danışma kurulunu topladı. Meseleyi onlara anlattı ve bir tarih tespitinin gerekli olduğunu söyledi. Takvim başlangıcı için çeşitli teklifler geldi. Bazıları Efendimiz’in (sas) vefatının tarih başlangıcı olmasını isterken, bazıları da peygamberlik vazifesinin kendisine verildiği günün esas alınmasını teklif etti. Hicretin tarih başlangıcı olması teklifi ise Hz. Ali’den (ra) gelmişti. Seçenekler gözden geçirildikten sonra oybirliğiyle kabul edilen teklif bu oldu. Bilindiği gibi Hicret, Rebiülevvel ayında gerçekleşmişti. Ancak Araplarda önceden beri Muharrem ayı sene başı olarak kabul edildiğinden, aradaki iki aylık farklılık dikkate alınmadı. Böylece 1 Muharrem 622 tarihi hicri birinci yılın başı oldu…
AŞURE GÜNÜ ORUCU BİR YILIN KEFARETİ
‘Allah’ın ayı Muharrem’ olarak bilinen Muharrem, İlahi bereket ve ihsanın bollaştığı bir ay. Bu ay, içinde önemli bir günü de barındırıyor. Muharrem’in 10. günü aşure günü olarak biliniyor. Bu kutlu ayın diğerleri arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, aşure gününün de diğer günler içinde bereketli bir yeri var. Muharremin ilk on gününün Allah katındaki seçkin yerini ise Fecr Suresi’nin ikinci ayetinde geçen ‘On geceye yemin olsun’ ifadelerinden anlıyoruz…
Allah Resulü (sas) “Aşure günü peygamberlerin oruç tuttukları bir gündür. Siz de o gün oruç tutunuz.” buyurmuştur. Aşure, Yahudilerin de oruç tuttuğu, saygı gösterdiği bir gün. Peygamberimiz (sas), Medine’ye hicret edince Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Nedir bu diye sorduğunda, “Bu büyük, hayırlı bir gündür. Bugün, Allah’ın Musa’yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u ve adamlarını suda boğduğu, Musa’nın da buna şükür olarak oruç tutmuş olduğu bir gün. İşte biz bugün bunun için oruç tutuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Ben Musa’ya ve onun orucunu tutmaya, sizden daha yakın, daha layığım.” buyurdu.
Peygamberimiz (sas), aşure günü oruç tutmaya hem kendisi devam etti hem de bunu Müslümanlara tavsiye etti ve “Aşure günü orucu bir yılın kefaretidir. Sağ olursam gelecek yıl dokuzuncu gününü de inşaallah oruçlu geçireceğim. Dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz.” buyurdu. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutup tutmamakta Müslümanlar serbest bırakıldı. Efendimiz, “Aşure günü Allah’ın günlerinden bir gündür. O gün orucunu tutmak isteyen tutsun, bırakmak isteyen de bıraksın.” buyurdu. Muharrem, ileriki dönemde Sevgili Peygamberimiz’in (sas) ciğerparesi Hazreti Hüseyin (ra) Efendimiz’in bu ayda şehid edilmesiyle Müslümanlar için acı bir hatıranın yıldönümü de oldu.
YILI ORUÇLA TAÇLANDIRMAK NE BÜYÜK BEREKET…
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” hadis-i şerifi, bugünlerde tutulan orucun önemini ifade ediyor. Bu hadisin açıklamasını İmam-ı Gazali şöyle yapıyor: “Muharrem ayı hicri senenin başlangıcı. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir te
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.