Vücut, Düşünce ve Hayal Geliştirme 2
Öncelikle insan bedeni. Önce sağlık diyoruz ya, aynen öyle. Bedenimizi ne kadar tanıyoruz? Tanımıyoruz ki, baş boyun kol gövde kalça bacak ayak. Dışımız genel hatlarıyla böyle.. Dokuz delikli bir kaportaya sahibiz işte.
Hastaneye gidiyoruz, belki bir grip, geçmeyen bir nezle… yazıyor reçeteyi doktor bey. Neye göre yazıyor ki? En az 6 yıl, kalın kalın kitaplardan bolca beden okumuş, hangi gariplik (hastalık), hangi elementin, vitaminin, proteinin eksikliğinden kaynaklanıyor hallaç etmişlerdir bilgileri değil mi?
Hekim İbn-i Sina diye bir film vardı, Selçukileri barbar olarak gösteriyordu filmin birkaç sahnesinde, ancak konusu genel itibariyle tıp üzerineydi. Yani, insanın kendi bedenini tanıması ha deyince olmadı.
Öyle de insanın en hayati hareketlerini yapmasını sağlayan kaslarımız ne alemde?
Kırsal hayatta yaşamadığımız için s o s veriyor vücudumuz farkında bile değiliz aslında. Diri tutmalıyız vücudumuzu. İşte okullardaki beden eğitimi dersleri ve şehir hayatında karşımıza sıklıkla çıkmaya başlayan fitness, vücut geliştirme salonları bir çok konuda yardımcımız oluyor.
Elbette, derdimiz obezlik olunca;
İlk yapacağımız da aldığımız enerjiye dikkat etmek, aldığımız enerjiden daha az enerji harcar isek gün içinde kalan enerji vücudumuzda kiloya sebep olup çıkıyor. Herkes bildiği bir mantık.. 3 aldın 2 verdin 1 kaldı ise vücutta alın size yağlanmaya giden bir formül..Sonra gelsin, nefes kesilmeleri, halsizlikler, damar tıkanıklıkları, araba kullanırken, masa başında otururken kalp krizleri..
Bizim kültürümüzde islami beden ibadetlerini spor diye yutturdular bize. Lakin hiç de öyle değil. Belki teravi namazı aldığımız iftar enerjimizi bir hayli verir, 30 gün içinde de vücudumuz elbet kendini epey temizler..
Lakin günlük namazların sporla karıştırmamalıyız, hiç alakası yok. Zaten namazın derdi de beden sağlığı değil. Sağlık için değil, dini bir emir olduğu için yapılır, spor olsun diye kılınan namaz zaten dince kabul edilmez.
Hani anlatılır ya, ali’nin bacağına bir çatışmada ok saplanmış, çıkarmaları gerekiyor, o zamanki tıp bilgisi ne düzeyde, demiş ki: namaza durayım oku öyle çıkarın. Yani tüm ilgi ve alakamı başka bir şeye vereyim ki, okun vücudumdan çıkarken bıraktığı acıyı hissetmeyeyim. Bir söylenti tabii. Gerçek midir hikaye midir, ilk gençliğinde insanlar bu tür hikayeleri gerçek olarak algılar yetişme tarzına göre, zaman geçtikçe daha bir gerçekçi hal alır mantığı insanın.
Ali’nin demek istediği neydi? Beyne acı hissini taşıyan sinirlerini acı hissini duyan değil de absorbe eden kalp çevresine yönelteyim ki, acı hafiflesin veya hiç duymayayım değil mi? Mümkün mü? İnsanın isteyip de başaramayacağı nadir şeyler vardır. Mümkün olabilmesi kuvvetli bence.
Düşünce gücüyle vücuttaki haberleşme sistemini başka bir yöne kanalize etme, adapte olma. Beynimizin bize her türlü hayali kurdurabiliyor ancak hayali gerçekleştirecek olan ise bedenimiz. Hani genelde iman gücü derler eskiler? İman gücü insanları bir yola yönlendirmek için kullanılan bir benzetme midir, yoksa kaslarımıza veya organlarımıza ekstra bir güç vermemize olanak sağlayan ruhsal bir enerji midir?
Çanakkale savaşında Seyit onbaşı’nın sırtlanıp kaldırdığı top mermisinin ağırlığı yanlış hatırlamıyorsam 200 kg üstündeydi ve o top mermisini yine yanlışım yoksa yaklaşık 2-3 metre taşıması ve 60-80 cm yukarıya kaldırması gerekiyordu.
Bunun içinde bedeni bir kondisyon, çelik gibi kaslar ekstradan kalbi bir motivasyon…
Konu nereye geldi ve bir anekdot paylaşalım:
“Mustafa Kemal: Evladım tek başına nasıl kaldırdın 275 kg mermiyi?
Seyit: İşte Allah’ın izniyle oldu komutanım o anda bir çam kütüğü gibi geliverdi.
Mustafa Kemal: Öğrendiğimde göre fakir bir aile çocuğu olduğun halde verilen ikramiyeleri kabul etmemişsin yalnız bana yatın ilave verin demişsin ve onu da ertesi gün Komutanına ben arkadaşlarımın hakkını yiyemem bunu da geri alır mısınız? Demişsin.
Seyit: Komutanım sizin ikram ettiğiniz şu kahve benim için en büyük armağandır.
Mustafa Kemal: O Mermiyi kaldırdığın gibi beni de kaldırabilir misin?
Seyit: Hayır Komutanım.
Mustafa Kemal: Niye ben o mermiden ağır mıyım Seyit?
Seyit: Komutanım merminin ağırlığı başka sizin ağırlığınız bambaşka Sizi ben değil dünya bile kaldıramaz.
****
Hal böyle olunca Atatürk’ü de anmadan olmaz. En son haberlede gördüğüm, 1937 yılında 1 dakika sürmeyen bir kamera kaydı, paşa denize giriyor, denizden çıkıyor ve kumlara uzanıyor. Bu aralar ilgi ve alakam vücut kitle ve yağ indeksleri olduğu için görüntüden tahminler yürütmeye çalışıyorum. Devlet kurucumuzun ölüm nedenini de karaciğer yağlanmasının neden olduğunu biliyorum, umarım yanlış değildir.
Aklıma sorular ve sorgulamalar.. bir ömür askeriye içinde, modern bir devlet kurma peşinde ve devamlı hareketli bir vücut, son yıllarında ise hiç olmazsa anadolu’ya Türk mührü vurmanın verdiği bir rahatlama ile beslenme alışkanlığının değişmesi veya vücutta meydana gelen değişikliklerden kaynaklı yağlanma.
Ve doktora bu şikayetle giderseniz, size ilk sorduğu soru; içki içiyor musun oluyor.
Ben de obeziteye yakalandığım iyice anladığımda aynı soruyla karşılaştım. İçkiyi çok mu içiyorsun, Yok hocam, 15 senedir içmem. O zaman yağlanmanın nedeni hareketsizlik ve beslenme alışkanlığı.. Tahliller ihtimal 4 gün sonra düzelir, dört gün sonra aç karna tekrar kan tahlili verin sonra değerlendirelim oldu..
İşte böyle ben yazı yazmayı beceremiyorum konu nereden nereye geldi, acaba bir ilgi alaka kurabiliyor musunuz, dikkatiniz dağılmıyor değil mi konudan.
Devam edelim;
Boy ölçümüzden -100 = yaklaşık ideal kilo.. bunun detaylarına internetten ulaşabilirsiniz. 180 boyunda olup, 90 kilo olmak ileride bir şekilde hastalık yönünden tetikler bedeni.. madem yaşıyoruz, öleceğiz, dik yaşayıp dik ölelim değil mi? Sağlıklı ölelim öleceksek de..
1,60 boyunda olan bir insanın ideal kilosu 55 tir üstadım. 60 kg olmak bile fazladır yani..
Evden işe araba;
İşten eve dolmuş,
iş içinde arabayla veya bilgisayarla çalışmak,
pc- makine başında makineyi kontrol etmek genel iş hayatımız olunca şehirde, mecburen kilo alıyorsunuzdur..
Dna ve itri özellikler dışında genelde bedenimizde kalan fazla enerjiler kilo yapıyor..
Yukarıda oruç örneği vermiştik hani yaklaşık 30 gündür. İşte spor salonlarına başladığınızda size uygulanacak ilk etap başlangıç programları 1 aylıktır, kilo fazlalığınız varsa vücudunuzun kendine gelmesi genelde 2,5-3 ay arasındadır.
Bir de aşırı zayıflarımız var, bir türlü kilo alamayanlar. Ben şaşıyorum bir insan şehirde yaşadığı halde nasıl kilo alamaz diye, lakin alamayan alamıyor. Genelde ailevi dna, kalıtımsal özellikler yüzünden gözlemlediğim kadarı ile…çevrenizde mutlaka vardır kilo alamayan insanlar da dikkat ederseniz görürsünüz.
Kimine ne yese yarar, kimine ne yese yaramaz hesabı…
Lakin önemli olan istisnalar değil millet, şehir veya ailemizin vücut kitle ve yağ endeksi..
Belki ekonomik olarak da bir katkıya neden olabilir bu kayıtları tutarsanız. Zam üstüne zam gelirken son dönemde hani…Kırtasiye masrafları da tüik’e- ne diyon kurban sen diyordur herhalde..
Vücut kitle indeksi nasıl hesaplanır?
Vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile hesaplanır.
Akılda kalması için yukarı verdiğim kestirme hesaptır. Boy uzunluğu -100 gibi..
Tam olarak hesaplamak isterseniz kareler mareler devreye giriyor..
Şahsen; 3. Ayımdayım spor salonunda ve hala aşırı kiloluyum.. 7 kg vermeme rağmen..
Vücut kitle endeksinden meydana gelen sapmalar doğalolarak vücut yağ oranınızı etkiler, yağ oranı da kalp ve karaciğer hastalıklarını tetikler. Bildiğiniz gibi karaciğerimiz vücumuzun en büyük organı olmalı.. ben öyle biliyorum.
Daha doğrusu vücudumuzda önemsiz bir organ varmış diyen var mı?? Olamaz..
Lafontenleşelim mi? Neyse boşver..
Ben yazı yazarken genelde gevezeliğim tutar, kusura bakmayın. Nedir bu ya her konuda somurt, öfkelen… Her şeyin bir gülünecek tarafı vardır mutlaka, gülünüz efendim, sağlık için güzeli gülmektir. Son nefesiniz de bile gülümsemeniz eksik olmasın.
Vücut yağ oranı hesaplama.
Kilo, boy, boyun çevresi, bel çevresi ve kalça çevresi üzerinden alınan değerlerin üzerinden yapılan hesaplamanın yazılı formülü bulamadım😊
İnternette hesaplayın, yağ oranı fazla çıkanlar direkt spora veya diyete beyler bayanlar. Zaten Sosyal Güvenlik Kurumumuz SOS vermeye başladı..
Gerçek millilik, milliyetçilik vücut yağ oranından başlar desem herhalde abartmış olmam hatta hedefi 12’den vuruyorum diyebilirim.
Spor salonu ciddi bir iştir. Devamlılık ister.
EN BİLİNENİ KOŞU BANDIDIR Kİ,
en ideal yürüyüş aralığı da 6,5 – 9 km/s ‘tir. 6,5 km/s altında yürüyenler sadece vakit harcamak için spor salonuna gidiyordur veya gayeleri başka, laf olsun, eş dost arasında muhabbeti dönsün niyetine gidiliyordur. Bence, şahsen, fikrime göre böyle. Dedikoduya giremez değil mi bu ifadeler..
Spor salonundaki gençlere özenmeyin sakın.. her yaş bedenin çekeri bellidir sonuçta. Aşırı nabız atımından hastaneye kaldırmasınlar sonra.. Spor salonundan hasteneye kaldırılmak veya revire kaldırılmak istisna da olsa bir arkadaşım bunu başarmış.
Kaslarınız sizi anlatır size. Ne güzel dememiş mi atam; sağlam kafa sağlam vücutta bulunur..elbette kurşunlar kas mas dinlemez orası da ayrı konu.
Osmanlı tokatından bahsetmek kolay iştir şiirde
Bir Osmanlı tokatı vurabilirsen mermere işte budur mesele.
Tabii ki spor salonlarında Osmanlı tokatı çalışma mermerleri yok, lakin güzel fikir aslında. Müsait olsam spor salonu açmak en güzel iş bu devirde. Fizbilitesini de güzel yapmak kaydıyla..
Lakin devlet bir çok prosedür istiyor kardeşim.. hem milletin sağlığına dikkat edeceksin, hem de bir sürü angarya belge ve çalışan istiyorlar.. Neyse..kitabına uyduruyorlar sonuçta..
Zaten her konuda geri kalışımızın asıl sebebi: kitabına uydurmak. Yani -mış gibi yapmak…
EN GEREKSİZ ALETLER SPOR SALONUNDA,
Bisikletler. Kullanmasanız da olur. Süs diye alıyorlar oraya. Fazla bir faydası da olmaz.
Fazla da uzatmayayım:
Kadın da olsanız erkek de olsanız, Yıldız şınav çekebiliyorsanız bir sette 12 tane tam tekmil, işte o zaman bence şahsen fikrime göre ideal bir bedene ve kas oranına sahipsizdir.
Spor salonlarını sevmeyenler veya istemeyenler için. Evde spor hareketleri bedava..
Ancak asıl mesela beslenme. Ve sakın zayıflattırıcı veya kilo aldırıcı kas yaptırıcı içecekler kullanmayın, vücudun doğal dengesini bozarsınız. Gençler hava atmak için genelde o tür içecekleri tercih ediyorlar..
Burada bitirelim vücut yazılarımızı, işi ciddiye alırsanız bölgesel hareketleri de detaylı araştırmalısınız. Özetle bir vücut kendini kaybettiğinde en az 3 ayda toparlanmaya başlıyor arkadaşlar.
Düşünce geliştirme yazısı da yazacağız daha, ve mecburen islam dinene de gireceğiz, alerjisi olanlar okumasın. Bıkıttılar dinciler beni.. ben de bıkırtırmış mıydım acaba zamanında aydın fikirli insanları.. eh kimi eleştirirsen, o eleştiriyi yemeden ölmezsin demişler, doğru çıkıyor genelde..!
Saygılarımla,
Esen kalınız..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.