ÖLMELİSİN
Uzak dur…
Sevdiklerimden sevenlerimden uzak dur.
Hiçbiriyle iki çift laf etmeye, bir fincan kahve içmeye hakkın yok artık.
Yitirdin, bitirdin… Yettin artık,
Seni kaybolmuş resimler albümüne ekledim.
Unutulmaya yüz tutacaksın, yas tutacaksın.
Ahir zamanın girdabında hüznün dibine çekileceksin çaresizce.
Çırpınışlarına aldanmam artık, yalvarışlarına kulak asmam.
Çaresizliğin rezilliğini örtecek kadar geçerli değil benim için.
Dün… Yaktım ne varsa geçmişten kalan.
Resimler, mektuplar, yazılar, hediyeler ne varsa.
Küllerine basıp geçtim toprağı ezip çiğnercesine.
Adını söyleyen dudaklarıma kan oturttum son defa.
Son defa kanattım içimi senin için.
Sonra kızdım kendime,
Kalbime sözümün geçmediğini görünce çılgına döndüm.
Yıllar önce yakarak yazdığım adını kazıyarak söktüm bedenimden.
Sana ait hiçbir şeye tahammülüm yok artık.
Varlığını hissetmem bile yeterli deli olmama.
Ölmelisin, evet ölmelisin.
Bu öyle kızgınlıkla çıkmış bir söz değil dudaklarımdan.
Düşüne düşüne, ölçerek, bile isteye söylenmiş bir söz bu.
Ölmelisin…
Belki o zaman soğur ruhuma bıraktığın acının közü.
Belki o zaman dinlenir içimin deli yangını.
Belki o zaman durulur isyanımın haşin dalgaları.
Belki o zaman, belki o zaman tecelli eder kader.
Ölmelisin…işte.
Duygularımı katletmiş bir katilsin sen.
Müebbet ödül sayılır sana. O yüzden ölmelisin.
Her nefes bedduamdır bilesin... Af yok sana...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.