- 1006 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
gökte Yaprak
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gökte Yaprak
Nurşen KAYGISIZ
Eskilerin bir sözü vardır sıkça kullanılan. Ve benim de pek sevdiğim bir söyleyiş.
“ Yerde yaprak gökte toprak”
Daha çok hiçbir şeye sahip olmayanlar için kullanılır bu söylem.
Orhan Veli’nin tabiriyle söylersek,
“Cep delik cepken delik
Don delik mintan delik,
Kevgir misin be kardeşlik”
Kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor.
Bir tarafa karısını dövenleri koyun diğer tarafa öldürenleri..
Kalan boş yerlere de duygusal şiddet uygulayanları… Yer var mı hala varsa tasalanmayın. Sokak ortasında küfrede küfrede ana avrat düz giderek konuşanları koyun… ki bunlar taciz olsun, rahatsızlık vereyim kastıyla da konuşmayanlar.. Bir nevi masum bile sayılabilirler.
Sarkıntılık edenler için de yer vardır hala. Yılışarak konuşanları da ayrı bir yere oturtun. Aslına bakarsanız yer de çok adam da çok oturtacak. Lakin bir noktadan sonra sıkıyor insanı. Bu kadar yararsız canlıyı sayıp dökmek.
Nereden çıkıyor buncası…
Arada merak edenler de olabilir bunu?
Merak iyidir. Soru sormak iyidir.
Yanıtlayalım hemen.
Bir eğitim sisteminin kalitesi sokaktaki insan kalitesiyle ölçülür. Sokakta çok yaramaz insan varsa. O eğitim sistemi bitmiş demektir. Yahut da bir sürü kusuru var.
Buyrun,
Kapınızın önüne ayakkabınızı çıkarıyorsunuz iki dakika sonra yerinde yeller esiyor.
Pazarda görüp beğenerek aldığınız domates eve geldiğinizde bir bakıyorsunuz. Çürük ve ezik.
İki gün sonra verilen sözün tutulması için aradan yıllar geçiyor.
İnsanlar birbirinin hakkını ne kadar çok yerse kendini o kadar becerikli o kadar mahir görüyor.
Kısaca söylemek gerekirse büyük adam olduğunu sanıyor.
Sonra…
Sonra ne mi oluyor.
EMİNE BULUT çocuğunun gözleri önünde öldürülüyor. Ve her yerde yazılı basında, sosyal medyada insanlar isyanda. Tepkisini gösteriyor.
İnsan sorgulamaya “BEN” diye başlamalı. Yoksa yararı yok tepki göstermenin. İsyan etmenin. Lanetlemenin.
Sevgi, dostluk ve umutla.
YORUMLAR
“Ateşli silahlar elimizde, Uma’nın kılıcı belimizde, (…) / Yeter artık, yeter çıkalım zıvanadan.” | Birhan Keskin ve Aslı Serin’den bir şiir.
Ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz.
Ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz.
Şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta
Birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum
Yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman
Sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz.
Erkek ve kadın, iki farklı hayvan.
Ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü olan.
Mesele bu değil, mesele başka.
Niye sevsin pembe tülleri kırmızı pancurları
Ve niye aynı evde yaşasın bir fille mesela
Aha kırılacak bir vazo birazdan.
Bir yatırımcı değiliz, tamam
Öncesinde büyük hesaplar, planlar, bütçeler filan
Ama sevmek diye bir şey var, geçelim dersen o da var
Bize çizilmiş kalın çizgiler, gerilmiş ipler var
Alnımızı kıllı elleriyle karalayanlar yetmedi komple silenler
Çaresizlik var Birhan bak:
Türkiye’nin güneyinden üzücü haberler geliyor
Türkiye’nin kuzeyinden üzücü haberler geliyor
Türkiye’nin doğusundan üzücü haberler geliyor
Türkiye’nin batısından üzücü haberler geliyor
Türkiye giderek üzücü bir habere dönüyor…
Sevmek dedin ya, aklıma Oscar Wilde’ın bir dizesi geldi bak!
“Çünkü herkes öldürür sevdiğini” diye
Ama öldüreceksek sevdiğimizi Oscar sevmek niye?
Ama bundan da önce Aslı, bundan da çok önce
Başka bir şey var, boynumuzda asılı olan.
Koy kadını bir tarafa, koy kadını bir tarafa
Koy kadını bir tarafa, var.
Âdem var ve onun kaburgası filan.
Sayaca gelirsek sayalım bir de bu yandan:
Türkiye’nin güneyinde bir adam yere çömeliyor.
Türkiye’nin kuzeyinde bir adam yere çömeliyor.
Türkiye’nin doğusunda bir adam yere çömeliyor.
Türkiye’nin batısında bir adam yere çömeliyor.
Türkiye giderek çömelen adamlara benziyor.
Onların dikliği bizim yataylığımız pornografik bir görüntü verebilir. Değil!
Çömelmek yani pişmanlık yasası, kendimde değildim içmiştim safsatası
Çömelmek: Törelerimiz böyleydi ben istemezdim filan
Çömelmek: Bana karılık yapsaydı
Çömelmek: Telefonla konuşmasaydı
Çömelmek: Boşanmasaydı
Onlar koca, onlar baba, onlar sevgili onlar devlet.
Eşitlik istediğimizi sananlar yanılıyor
Kim eşitlenmek ister hırsızlar ve katillerle Birhan!
Sana bir şey diyeyim mi Aslı?
Cinsine koduğum derdi benim dedem kendi cinsine.
Yani cinsiyete bölünmeden önce
Öyle kalsaymışız ototroflar gibi filan.
Koyuyor insana tabii. Bazılarını “İnsan” hanesinde sayarken
Belki de şöyle bir şey: Bir düştü insan bir zaman
hurafesiyle yaşıyoruz ondan arta kalan.
Kadınların kaburgadan yapıldığına
kadınları bile inandıran neydi Birhan?
Asıl mesele diyorsan buraya dönelim, şimdiye
Söyle artık başımıza bu işleri açan yine erkekler değil miydi?
Dönelim Van’da bir kadına, dönelim Mardin’de, dönelim İzmir’de
Dönelim Birhan bak geç oluyor hava kararıyor evimize dönelim
Bize bunları söyleten neydi, gülerken ağız kapatmayı, ağlarken saklanmayı
Her lafa karışmamayı, yazmamayı Birhan, çizmemeyi bize dayatan kimlerdi
Giydiğimiz etek boyuna, doğuracağımız çocuğa karar verenler kim
Kadınlar ilk sevişmesinde neden babasının yüzünü gördü
Küçücük kızlar dedesi yaşındaki adamlarla neden
Neden genelevler var neden hep bir kadın otobanda
Ütü reklamında bir kadın çıplak
Otomobil fuarında bir kadın öyle arabalar üstünde, neden
Doğum günlerimizde bize mutfak robotu hediye edenler kimlerdi
Şakağımıza silahı dayayanlar kimler, kimlerdi Birhan?
Televizyonu açtım güzel bir kış sabahı güneş öyle tepede
Sanki her şey aklanmış basbayağı tepede
Bir adam karısını eve kilitleyip sigara söndürmüş
Bir kadın Birhan bak doktorlar söylemiş, bebekle yalnız bırakmayın demiş
Haklısın neden sevsinler pembe tülleri, iki ayrı tür neden illa bir
Tamamlanmamış bir evrimin projeleriyiz belki de
Zıvanalı geçme tekniği nedir Aslı bilir misin?
Bak öğren bunu.
Çünkü bu şiir birbirine geçmiyor.
Acıyor, soğuyor, acıyor, soğuyor, acıyor, soğuyor.
Bitişmiyor. Birinin acısı öbürüne geçmiyor.
Bütün kadınlara bundan böyle başka türlü “ateşli” olmayı
“şiddetle” öneriyorum Aslı
Çıkıp iki oda bir salondan
Ateşli silahlar elimizde, Uma’nın kılıcı belimizde,
Savunma ve dövüş sanatlarında ustalıklı.
anitsayac’ta bu kadar kadın ismi yeter,
Yeter artık, yeter çıkalım zıvanadan.
YILLAR ÖNCE YAZILMIŞ BU ŞİİRDEN SONRA HIZLA ARTAN KADIN ÖLÜLERİN SAYISINI SOKAKLARA YAZMA VAKTİ GELMEDİ Mİ?
Sevgilerimle...
in mi sanırsın dışarıdan bakıp da
insandır benliğinin kuytularında
evet sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi önem arz eder
kültür, eğitim alanlarında çıtamızı yükseltmek lazım
ahlaki, manevi donanımı arttırmak, vs.
yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket kıymetli hanımefendi
gün başarınızı tebrik ederim
saygı ve selamlarımla...
levent taner tarafından 8/25/2019 3:52:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aile içi eğitimle başlar herşey, aile içi eğitim sıfır noktada ise bir yere kadar okul birşeyler yapabilir ,toplumun öldürmekten çok eğitmekle ilgili davranabilmesi icin de devletin sistemi iyi oturtması gerekir , hiç biri yoksa bu tür olaylar devam edecektir ,katili alkışlamanın ,özgürlüğün bir parçası olduğunu savunanlar var olduğu müddetçe gelecek çok aydınlık görünmüyor ama umutsuz olmaktansa bende birşeyler yaptım bu konuda demek için var gücümüzle savaşalım...
Geleceği devredeceğimiz iyi çocuklar yetiştirmek yine biz kadınlara düşüyor ,başaracağız başka yolu yok...
...
sevgiyle
Dün Kırıkkale,bugün Gaziantep,az öncede Samsun-Bafra...
Bu oldukça karmaşık bir sorun olup,çok yönlü ele alınması gerekir.Sadece "cinayet" kabul edilip,katili cezalandırmakla bitmiyor,bitecek gibi de görünmüyor.Tabi fail bulunacak,cezasını alacak ...
Üniversitelerin sosyoloji bölümlerini göreve davet ediyorum.Acilen sahaya inip,bilimsel bir çalışma yapmalılar.
Çok gerilerde kalan Papua-Yeni Gine araştırmalarını aktarma yol alınmıyor.En yakından ve en yakıcı olan olandan başlamak gerek.Acilen...