- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM SENİ BEKLİYOR BÖLÜM- 9
ÖLÜM SENİ BEKLİYOR BÖLÜM- 9
Asayişte Sedat Amiri bizi beklerken bulduk. Hiç oyalanmadan odasına geçtik. Bizi görünce başıyla oturun işareti yaparken, bir taraftan da konuşmaya başladı,
‘’Bir planın var mı Cahit?’’
‘’ Valla Amirim, şekillenmiş bir planım yok. Ancak, bu akşam kasayı açtıktan sonra tam anlamı ile şekillenecek.’’
‘’ Bu düşünceye neden kapıldın her şey ortada görünüyor.’’
‘’ Bu güne kadar babamın kasasını açmaya fırsat bulamadım. İçimden bir his kasada bulacağımız belgelerin Planımı netleştireceğine inanıyorum.’’
‘’ Yarın sabahı bekle diyorsun?’’
‘’Öyle düşünüyorum Amirim. Bana kalırsa ne olursa olsun müdahale etmeyelim. Sevkiyat bizim kontrolümüzde olsun. Dediğim gibi yarını bekleyeceğiz. Geminin koordinatlarını aldım. Mal gemiden çıkarıldıktan sonra, Sahil güvenliği haberdar edeceğiz.’’
‘’ Hadi hayırlısı ile şu işi halledelim.’’
‘’ Burada yapacak bir işimiz yoksa biz çıkalım Amirim.’’
‘’ Çıkabilirsiniz Cahit.’’
Eve girer girmez, doğru babamın odasına çıktık. Çalışma masasından kasanın anahtarını alarak, önce şifreyi girdim. Anahtarı yuvasına sokarak kasayı açtım.
‘’ Şifreyi ezberle Serra, 4-6-8-9-000’’
Tamam, ezberledim.
Kasada iki zarf vardı, ilkini açıp sadece göz gezdirdim. Babamın bana yazmış olduğu mektuptu. Bir kenara bıraktım. İkinci zarfı açtım, işte bu aradığım şeydi. Sermet Beyin iki deposunun bulunduğu adreslerdi. Serra,
‘’ Galiba aradığımızı bulduk.’’
‘’ Bana da öyle geliyor, silahların gideceği yerin adresi. Şile’nin Ahmetli köyü. Uyuşturucuların gideceği adres ise Sofular köyü.
Bu sırada telefonum çalmaya başladı, hemen açtım, esrarengiz muhbirim konuşmaya başladı. ‘’ Akşam sekizde Esenler otogarında alt katta boş dükkânların bulunduğu bölümde buluşalım. Sakın geç kalma. Sen gel, ben seni bulurum. ‘’
‘’ Gecikmem.
‘’ Otogara mı gidiyoruz?’’
‘’ Önce Asayişe gideceğiz. Otogara ben yalnız gideceğim.’’
‘’ Bunu aklından geçirme, seni yalnız bırakmam. Arkandan geleceğim.’’
‘’ Sakın ha, sakın. Ben o hatayı bir kere yaptım. Berra’yı kaybettim. Seni de kaybetmeyi göze alamam.’’
Yerimden fırlayıp bütün gücümle Cahit’e sarıldım. Kelimeler ağzımdan iradem dışında döküldü, ‘’ Seni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacağım Hayatım.’’
‘’ Biliyorum canım hiç şüphem yok senden yana. Hadi yola çıkalım.’’
Sedat Amir bizi karşısında görünce şaşaladı,
‘’ Dönmek zorundaydık Amirim. Kasayı açtık. Kasadan iki adres çıktı. Narkotikle ortak operasyon yapmamız şart oldu.’’
‘’Bana planını kabaca anlat, ben narkotikle görüşürüm.’’
Kurduğum planı en ince detayına kadar anlattım. Sedat Amir hiç ses çıkarmadan dinledi.
‘’ Bu akşam muhbirimle görüşeceğim, yarın sabahtan iş taksimi yaparak harekete geçeriz.’’
‘’ Siz bu gün gidip dinlenin. Yarın sabah planı bir daha gözden geçiririz.’’
Asayişten çıkıp, bahçeye indik. Cahit saatine bakarak,
‘’ Ee ne yapıyoruz Serra?’’
‘’ Sen söyle bütün öğleden sonra bizim.’’
‘’ Gel seni bir yere götüreceğim, şahane yemek yapıyorlar. Oradan da tam karşısında bir çay bahçesi var orada takılırız. Eve döner, birkaç saat kestirdikten sonra benim muhbirle konuşmaya giderim, sende beni evde beklersin.’’
‘’ Peki, dediğin gibi olsun.’’
Yarım saat kadar süren bir yolculuktan sonra, müsait bir yer bulup park ettik. Ev yemekleri yapan bir restoranın önüne geldik. Cahit,
‘’ Burası Kırık Tabak, İşletmecisi eski bir arkadaşım. İlhan Ağabey yemekleri dört, dörtlük.’’
‘’ Bu semtin adı ne? Bakarsın bende gelirim.’’
‘’ Haznedar, hadi içeri girelim.’’
Daha kapıdan içeri girerken en dipteki masada oturan orta yaşlı adam bizi görünce ayağa kalkarak yanımıza gelirken,
‘’ Cahit Baş komiserim sen buranın yolunu biliyor muydun?’’
‘’ Bari sen yapma İlhan Ağabey. Çocukluğumuz burada geçti. Karnımız aç, bir şeyler hazırlasınlar.’’
‘’ Siz oturun, kızlar buraya bakın?’’
Siparişlerimizi verdik, açıkçası yemekler nefis görünüyordu.
‘’ Dur kız yemek yiyeyim derken parmaklarını yiyeceksin.’’
Gülerek cevap verdim, ‘’ Sende beni buraya getirmeseydin Cahit.’’
Karnımızı doyurduk, İlhan ağabeyle biraz lafladıktan sonra, Kırık Tabaktan çıkıp çay bahçesine geçtik. Cahit çalışanlardan birini çevirip, ‘’ Burhan burada mı?’’
‘’ İçerde efendim.’’
‘’ Haber verir misin bir dakika buraya gelsin.’’
‘’ Tabii efendim şimdi gönderiyorum.’’
Biraz sonra kapıdan yakışıklı bir genç çıkıp bize doğru gelmeye başladı.
‘’ Hoş geldiniz Cahit abi.’’
‘’ Hoş bulduk Burhan nasılsın?’’
‘’ İyidir abi görüyorsun çalışıyoruz.’’
‘’ Ne içersin Serra?’’
‘’ Ben demli bir çay içerim.’’
‘’ Bize iki tane demli çay çekersin artık.’’
Çaylarımızı içip biraz daha takıldıktan sonra, eve döndük.
İkimizde odalarımıza çekildik. Soyunup yatağa girdim ama bir türlü uyku tutmadı. Yerimden kalkarak, Cahit’in yattığı odanın kapısını çaldım.
‘’ Gel Serra, bir şey mi oldu?’’
Kapıyı açıp içeri girdim.
‘’ Yanında bana da yer var mı?’’
Başıyla gel işareti yapınca, hemen yanına giderek yatağa girdim, başımı kolunun üzerine koyarak sırtımı Cahit’e döndüm. Beni kendisine çekerek bana sarıldı. Öylece uyumuşuz. Saat alt buçukta telefonumun ziliyle uyandık. Hemen saate baktım. ‘’ Zaman ne çabuk geçmiş, Kalkalım Cahit. Ben odama giyinmeye gidiyorum.’’
Cahit, Sedat Amiri arayarak, ‘’ Amirim biraz sonra muhbirimle buluşmak için yola çıkacağım. Yarın sabah görüşürüz.’’
‘’ Çok dikkatli ol Cahit, sana kurulmuş bir tuzak olmasın sakın.’’
‘’ Dikkatli davranırım Amirim. Merak etmeyin.’’
2
‘’ Fikrimi değiştirdim Serra, bir plan yapalım körlemesine gitmeyeyim.’’
‘’ Nasıl yani?’’
‘’ Ben benim arabayla yola yalnız çıkacağım. Sen köşedeki taksi durağından bir taksi kirala peşime takıl. Ben nereye gidersem, beni takip et. Eğer ters bir durum olursa müdahale edersin. Ama son ana kadar bekleyeceksin. Yanına silahını almayı unutma.’’
‘’ Merak etme, ben iyi bir izciyim. Bir mesele daha var.’’
‘’ Nasıl bir mesele?’’
‘’ Babanın cenazesi, onu her ne kadar tanımıyorsam da kimsesizler mezarlığında öksüz bırakma.’’
‘’ Öyle mi diyorsun?’’
‘’ Evet.’’
‘’ Peki, seni dinleyeceğim. Bu iş bitsin, babam morgda birkaç gün daha bekleyebilir. Ben narkotikten arkadaşlara talimat veririm hallederiz.’’
Yanıma iyice yaklaşıp kollarımdan tuttu ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
‘’ Bu kadarcık mı?’’
Birbirimize sarıldık uzun, uzun öpüştükten sonra,
‘’ Hadi çıkalım aşkım.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.