- 413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN BAŞLAMA GEREĞİ DUYDUM -6
NEDEN BAŞLAMA GEREĞİ DUYDUM -6
Sıra üçgenin sonuncu ayağına geldi, ailem ve ailemin bu olaya bakış açısı.
İlk olarak bir birimize yaptığımız çağrılarla dikkatleri üzerimize çektik. Nasıl ki o ilk zamanlar evinden, benden bahsediyorsa, bende onu kadar olmasa da zaman, zaman ondan bahsettim. Bu durum iş yerinizde nasıl büyüyüp patladıysa, Evlerimizde de aynı şekilde büyüdü ve patlama oldu. Ama daha değişik şekilde. Yani ev bu konuda sizin düşündüğünüzden daha fazlasını biliyor. Zira öyle an geldi ki evde onun adı kızımın adından daha çok kullanılır oldu. Tabi ben evde susun konuşmayın restini çekinceye kadar. Her ne kadar ona diş biliyorlarsa da bana diş geçiremedikleri için, ona saldıramıyorlar. Sanırım hala öğle ve akşam yemeklerini Kırık Tabakta yediğimi sanıyorlar. Ama artık bana ve ona olan tepkileri normale döndü. Artık bu sessizlik nereye kadar gidecek? Ben biliyorum yazdığım kitabın müsveddelerini okumadı. Daha evvel bir, iki kere okumaya çalıştı birkaç sayfa okuduktan sonra aramızda çok büyük tartışmalar çıktı. Bende kitabın yayınlanmasını bekliyorum. Onun ardından ayrılık çıkar m? Çıkmaz mı? Hep beraber göreceğiz. Buraya kadar okuduysan çoğunu ya duydun, ya da yazdıklarımdan çıkarmışsındır. Bundan sonra yazacaklarım hiç duymadın. Sadece bana ait şeyler.
Şimdi, yine en başa onla birbirimize darıldıktan sonraki yaşantım ve değişen hayatıma, hayata olan bakış açıma döneceğim. Bundan sonrasını senden özellikle rica edeceğim, okudukların sende kalsın. Kimseye bahsetme. İma dahi etme. Ben bunları yazmakla, yemin ediyorum asla, ama asla kimseye her hangi bir mesaj göndermek istemiyorum. Asla böyle düşünmüş değilim. Onu tanıdıktan sonra, ( tanıma olayını son bir seneyi kastederek yazdım. ) Eşimle aynı yatakta ama yatağın birer ucunda yatmaya başladık. Onu tanıdıktan sonra eşimle bir daha ilişkiye girmedim. Ondan gerçek anlamda 30 Aralık 2004 te yazdığım mektubu bayan patronuna okuyunca darılıp manen de olsa, ( maddede temasımız hiç olmadığı için) Ayrıldıktan sonra eşimden de ayrı yataklarda yatmaya başladık. Ben iki aydan beri evimde bir yudum yemek yemedim. Hala yemiyorum. Oraya gelmek bile istemiyorum. Aslında her geliş gidişimde arkamdan neler konuşuluyor veya onunla karşı karşıyagelince hakkımda neler düşünüyor. Yemek yerken ya da çay istediğim zaman bir işaretimle elindeki işi, yemek yediği kaşığı bırakıp çayımı veren kişinin şimdi beni görünce yemek vermen için beni işaret edişi, benim için katlanılması çok zor bir durum. Birde konuya şöyle bakmak istiyorum. Oraya gidiyorum beni unutmasınlar. Gidiyorum, çünkü onlardan çekinmiyorum. Gidiyorum çünkü ara sırada olsa onu görüyorum.
Ama gerçek olan bir gerçek var ki, onu hiçbir zaman gizleyemem, gidiyorum hiç olmazsa haftada üç gün öğle yemeklerim besleyici olsun. Neden böyle düşündüğümün sebebini yukarıda yazmıştım. Sabah ve akşam yemekleri zayıf kalıyor. Artık yavaş, yavaş sonlara geliyoruz.
Ondan ayrıldıktan sonra, ona yazdığım şiirler şunlar, Canımın içisin, Bir tanem, Nerelerdesin ve Gölgeler. Toplam dört adet şiir yazmışım. Bunlardan sadece birinde( Nerelerdesin) şiirinde bütün öfkemi ortaya dökmüşüm. ‘’ Kayıp Mektuplar şiirimde ise serzenişte bulunmuşum.
Ve nihayet onun adını telefonumun hatırlatma bölümünden çıkardım
06.03.2005
Ama hala telefonunda kullanmadığı numarası Edalı adı altında duruyor.
Şimdi bir arkadaşın olarak senden rica ediyorum. Eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysan, lütfen bir kelimesinden dahi başkalarına bahsetme. ( Kendi kız kardeşine bile) Bilmeni istedim. İçinden gelirse azıcıkta olsa bana hak vermeni isterdim. Oradan beni azda olsa anlayan bir kişi çıkarsa çok mutlu olacağım. Onun mutlu olmasını tüm benliğimle istiyorum.
Hoşça kal
Yitik Mektuplar
Gönderilmeyi bekleyip te
Gönderilmeyen,
Pulsuz mektuplar.
Bir kenarda unutulup giden
Ruhsuz mektuplar.
İçleri acı ve umutsuz,
Satırlarla dolu,
Uğursuz mektuplar.
Kimin eline geçeceği,
Belli olmayan,
Sahipleri çulsuz mektuplar.
Aşk ateşi ile kavrulup,
iki göğsünün arasına,
Sıkışıp kalmış,
Bir köşesi yanık,
Mendil misali,
Mahzun mektuplar.
Sıralardan sıralara atılan,
Renga renk kâğıtlara yazılmış,
Acemi aşkları anlatan,
Kokulu hoş mektuplar.
Terden sırılsıklam olmuş.
Üçe beşe katlı,
Satırları okunmayan.
Hasret kokulu,
Asker mektupları.
Umutlarımı zarfa koyduğum.
Adresini sen yazdığım.
Cevabını alamadığım,
Kayıp mektuplar.
NEDEN BAŞLAMA GEREĞİ DUYMUŞUM
Mektup bu kadar aradan on beş sene geçti. Çok şey değişti. 2009 da eşimin yanından ayrılarak tek başıma yaşamaya başladım. 2015 yılında eşimden resmen boşandık. Bir sene sonra eşimin isteği üzerine tekrar evlendik. Ama yine ayrı yaşıyorduk. Veda evlendi. Biri kız olmak üzere üç çocuğu ve Mutlu bir evliliği var. Kırık Tabağın sahibi bayan patronun hayatını kaybettiğini çok sonraları öğrendim. Veda’nın sayesinde yazar ve şair oldum. Bazı şeylerin unutulmaz olduğuna inanıyorum aynı VEDA GİBİ diğer adı ile Sevda Çiçeğim. Seni ölünceye kadar seveceğim.
SON
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.