- 1442 Okunma
- 10 Yorum
- 2 Beğeni
VAKİT AYIRARAK OKUMANIZI İSTİRHAM EDERİM
Yüce Allah, Kehf Suresi’nde Zülkarneyn A.S. dan bahseder. Biz, ilmi olmayanlar, Kur’an mealinden ayetleri okuduğumuz zaman, Hz. Zülkarneyn adında bir kişinin var olduğunu, zamanda yolculuk yaptığını, güneşin doğduğu ve battığı yerlere gittiğini, Yecüc – Mecüc kavmini bir setin arkasına hapsettiğini, bu kavmin kıyamete doğru o seti yıkarak dünyanın önemli bir kısmını istila edeceğini öğreniyoruz. Bu kadarıyla yetinerek, Allah’ın o ayetlerde bize bildirdiklerini gerçek manasına yakın bir şekilde anlayamıyoruz. Oysaki bu sure bütün insanlığı ilgilendiren evrenin yaradılışı ve sırları, zaman yolculuğu, bu yolculuğun insanlığın kaderini nasıl etkilediği, ozmos, kozmos ve kıyamet hakkında önemli ipuçları veren bir suredir.
Ben Hz. Zülkarneyn ayetlerinin yorumlarını günümüz din adamlarımızdan dinlediğim gibi, Kur’an’ı incelemiş, Arapçaya vakıf eğitim gördükleri mesleklerinde uzmanlaşmış, araştırmacı bilim adamlarımızdan da dinledim. İki cenah arasında yorumlama açısından büyük farklar, hatta uçurumlar gördüm. Diğer sureler için de durum aynıdır.
Bunun sebebi, bugünkü din adamlarımızın Kur’an’ı anlayacak düzeyde bir eğitim almamalarıdır. Medreselerin kaldırılmasının, İslâm âlimlerinin asılmasının sebebi de ulaştıkları ilim ve bilimin ortadan kaldırılarak, Müslümanları cahilleştirmekti. Alfabenin Kur’an dili Arapçadan Latin alfabesine çevrilmesi de bu amacı taşıyordu.
İslâm coğrafyasında, özellikle Osmanlı medreselerinde "Ulum-ı âliye" denilen kelâm, belagat, mantık, lügat, nahiv, matematik, astronomi, felsefe, tarih, tıb ve coğrafya gibi ilimlerin yanında bir de Kur’an ilimleri, hadis ve fıkıh gibi ilimler okutulurdu. Yüksek öğretim yapan ve âlimler yuvası diye de adlandırılan müesseselerdi. Kur’an ve hadisler, yukarıda saydığımız ilimler yardımıyla anlaşılmaya çalışılırdı.
Osmanlı parçalandıktan sonra müsebbipleri tarafından, ilk iş medreseler kapatıldı, Müslümanların Kur’an okuması, bulundurulması yasaklandı, âlimlerimiz öldürüldü, eserleri yakıldı. Camiler yakıldı, yıkıldı, ahır ve meyhane yapıldı. Ezan Türkçeye çevrildi, Allah demek bile suç sayıldı. Bir medeniyet çok kısa bir sürede yok edildi. Âlimlerle ve ilimle, bilimle olan irtibatımız kesildi.
Şimdiki duruma baktığımızda hafızlarımızın ayetlerin manasını bilmediğine, sadece Kur’an ezberlemekle kifayet ettiklerine şahit oluyoruz. Din adamlarımızın ihtisas sahibi olduğu bir eğitimi olmadığını görüyoruz. Medreselerin faaliyette olduğu zamanlarda, buralarda eğitim görenler, o medresedeki eğitimini tamamladıktan sonra, başka medreselere uzak yakın demeden gidiyor, daha farklı bilimler öğrenerek ilmini genişletiyor, âlim seviyesine ulaşarak kitaplar yazıyor ve insanlığa Kur’an ilminin ışığında hizmet ediyorlardı.
Batı, içimizdeki din düşmanlarını kullanarak bizi bu acınacak hâle düşürdükten sonra ne yaptı? Bize yasaklanan Kuran’ı ve âlimlerin ilmi eserlerini aldı, üniversitelerinde Kur’an’ı incelemek üzere kürsüler kurdu, kendi âlimlerini yetiştirdi. Yüksek teknolojiye ulaşıp, evrenin önemli sırlarına sahip oldu. Müslümanlara da cahillik, yobazlık, bağnazlık kaldı. Üstelik “İşte sizi cahil bırakan şey dininizdir.” diyerek elimizden son iman kırıntılarını da almaya çalıştılar. Kendimize güvenimizi yok edip, aramıza fitne sokarak bizi birbirimize düşürdüler. Adımızı teröriste çıkardılar. Yetmedi kendilerini medeni insanlar olarak lanse edip, güçlerine tapınmamızı istediler.
İlim Müslüman’ın elinde insanlığın yararına kullanılır, kâfirin eline geçince zulme dönüşür. Dünyadaki Müslüman coğrafyalarında çıkarılan savaşlara ve perişan hâllerine bakarak bunun doğruluğunu teyit edebilirsiniz. Tam bir çıkmaza sürüklendik, debelenip duruyoruz ama yine de Müslümanlar kâfiri dost, din kardeşlerini düşman görmeye devam ediyor. Bundan büyük bir gaflet olabilir mi?
Yazımın burasında, “Efendim, İmam Hatip’ler, İlahiyat Fakülteleri var, oralarda yetişenler… siyer, fıkıh…“ gibi bir cümle kurmaya başlayacaksanız vazgeçin. Mezunlarından bir tanesinin bile uzmanlaştığı bir bilim dalı yok. Kur’an’ı okumak, ezberlemek başka şey, O’nu gerçek manasını anlayarak hikmetini kavramak, onunla insanlığa ışık tutmak başka şey. Keza Hadisleri anlamak ve manasını çözmek de aynı çerçevede değerlendirilmeli.
Bilim adamlarımız üst düzeyde Kur’an ve onun dili Arapçayı öğrenmeli, din adamlarımız da, Matematik, Fen, Coğrafya, Tarih, Astroloji, Dil ve Edebiyat gibi bilim dallarında ihtisas yapmalıdır.
Saygılarımla.
Mücella Pakdemir
10.07.2019
YORUMLAR
Konuyu biraz saptırabilir bu yazdığım ama her yeri imam hatip okulu yaptılar, zaten liseye giriş sınavla başarılı öğrenciler, zeki öğrenciler fen liselerine Anadolu liselerine girdi geri kalan çakıldaklar imam hatip lisesine gidiyor. o okuldan mezun olacak imamlar bizi nereye götürür acaba. Kızım imam hatip lisesinde öğretmen haydi erkek öğrenciler haylaz diyelim kızlar da azgın. Emin olun o okulu bitirenler benden de cahil, benden daha dinsiz, çünkü gönüllü değiller. Öncede sayı açısından azdı ama isteyen herkes giremiyordu ve yüksek okul sınavında en iyi dereceyi yapacak başarıya ulaşıyorlardı. Zamanında önleri kesilmeseydi ki ben her zaman yasaklara karşıyım şimdi eğitim bu hale gelmezdi, o zamanki yasakların acı meyvelerini geleceğimiz olan çocuklarımız yemekte. Bırakın kim neye inanırsa, nasıl giyinirse ne düşünürse düşünsün özgür olsunlar.
Mücella Pakdemir
merhaba hocam,
dünya her türlü kötülük fitne fesat dinlerden yayılmış.
bırakın dinmiş imanmış cennetmiş cehennemmiş..
16000-20 bin yıllık bir medeniyet yolculuğu var..
bunu kullanmalı insanlar...
yakacaksa yaksın, cennet istemeyiz zaten cennet gibi bir ülkemiz var...
allah deyü deyü dünyayı zehir ettiler dünyaya
tüm dinler sadece biri değil..hepsi aynı cennet cehennem korku umut...gel git dalgası gibi..
gülden çiçekten bahsederler en sonunda kan içerler dinciler,
çünkü devamlı aynı telkin, onu öldür bunu kes şu kafir aptal öküz , şunlar düşmanım bunlar zaten sana inanmamıştı, bir sürü dünya karartan ayet var..
özünde ganimet olan dinlerin sözüne nasıl aldandık zamanında
çünkü iyilik dediler, güzellik dediler, namaz kıl oruç tut..
neyse hocam...
herkes inancında özgürmüş..
lakin dinlerden çocukları uzak tutmalı..
saygılarımla..
Mücella Pakdemir
Yinsani
lakin yazınızın başlıpına sadece müslümanlar okusun istirham ediyorum yazabilirdiniz...
Mücella Pakdemir
Allah'a ve peygamberlerine inanmayanların, inanların inancına karışmaya, inançları hakkında ahkâm kesmelerine hakkı yoktur.
Toptan reddettiğiniz bir konu zaten. Bu sebeple saçma sapan bir sürü şey yazmışsınız. Üstelik olabilecek en kaba bir şekilde.
Sonunu da "herkes inancında özgürdür." diye bağlamışsınız ama bizim inanç özgürlüğümüze resmen hakaret etmişsiniz.
Oldu mu şimdi?
Yinsani
diğer fikirlerinize katılmıyorum..
sadece başlık kısmına dediğim gibi şu (islam) inanca/cına sahip insanların okumasını istirham etseydiniz keşke..
neyse iyi geceler.
Mücella Pakdemir
Ben de ateistlerin,i deistlerin veya başka bir inanca sahip olanların yazılarına sıkça rastlıyorum. Okuyorum ama yorum yapmamayı tercih ediyorum. Çünkü öyle inanmış, inancıyla yaşıyor. Ben ne karışabilirim ki?
Bir şeyler yazacak olsam taban tabana zıt olacak ve karşılıklı kırılacağız. Değer mi?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)e, Yüce Allah şöyle buyuruyor Kur'an'ı Kerim'de:
Kâfirûn Suresi – 1-6 . Ayet Tefsiri
De ki: “Ey inkârcılar!
Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmam.
Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”
Yani: Lekum Diniküm Veliye Din
Bu sebeple; dinim üzerinde içtihat yapacaksam ancak Müslümanlarla yaparım.
Size de iyi geceler diliyorum.
Mücella Pakdemir
Doğruları söyleyenleri iftiracı olarak nitelemek de iftiradır ve günahtır.