- 622 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAHAR 2
Gözünü açtığında ilk yaptığı şey elini alnına götürüp şakaklarını ovmak olmuştu. Çünkü; müthiş bir şekilde başı ağrıyor, başının ağrısından istemsiz bir şekilde kaşları çatılıp yüzünün gerilmesine neden oluyordu. Bunun yanı sıra uğuldayan kulakları şu anda sağlıklı düşünmesine izin vermiyordu. Bom boştu kafasının içi. Henüz keşfedilmemiş uçsuz, bucaksız ormanın içinde, derin bir mağaranın dehlizlerinin ürpertici boşluğunu yaşıyordu aklı. Buna rağmen yatakta oturur pozisyonuna geçerek sırtını yastıklara dayadı. Etrafına bakınarak olup biteni anlamaya çalışıyor hafızasını zorlayıp duruyordu.
Hafif loş ışıklı odada kocaman bir yatağın üzerinde gözlerini odanın her yerinde meraklı bakışlarla dolaştırırken, kalın perdelerle dışarıdan ışığın sızması engellendiğine göre demek ki vakit gece diye düşündü.
Yattığı oda oldukça lüks eşyalarla döşenmişti. Belli ki ev sahibi oldukça seçkin biriydi . Fakat bunların bir önemi yoktu onun için.
O sadece ne zamandan beri burada olduğunu hatırlayamamanın endişe ve üzüntüsü içindeydi. Buraya nasıl geldiğini, kim tarafından niye getirildiğini henüz bilmiyordu. Hafızasını ne kadar zorlasa da bir türlü hatırlayamamanın üzüntüsü de eklenince sinirleri daha bir gerilmişti. Bir tabur asker gibi sorular sıra sıra dizilip kalmışlardı aklında . Yataktan kalkıp odadan dışarı çıkmaya niyetlendi.
Fakat sanki bütün vücudu uyuşmuş gibiydi. Hareket kabiliyetini yitirdiğini sandı bir an. Yataktan aşağı inmeye cesareti kırılmıştı. Hafif bir gürültüyle pür dikkat kesildi. Bir an ne olduğunu anlayamadı. Lakin yatağının tam karşısında şöminede yanan odunlardan gelen sesler olduğunu çabuk algıladı. Odunlardan biri yana kaymıştı.
DEVAMI VAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.