- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nakarat, patinaj, kısır döngü ve hatalar zincirimiz
*Nakarat, patinaj, kısır döngü ve hatalar zincirimiz*
Yoğun bir milli mücadele, hamle, reform, yatırım çalışmalarının ardından, ülkemiz 1946 yılında çok partili siyasi yaşama geçmiştir.
Yani 73 yıl önce.
Daha önceki dönemlerdeki yanlışları bir tarafa bırakıyoruz, yaklaşık bir asırlık bu dönemi, yakın tarih kitaplarından gözlemlediğimizde, kabul edilemez ve ısrarla tekrarlanan hata ve ihmallerle dolu olduğunu görebiliriz.
Eksen kayması deyin, tutarsızlık deyin, ihanet deyin, vefasızlık deyin, cehalet deyin....
Demokratik zihniyet, hukuk bilinci, bilimsel öngörü, felsefi yaklaşım, evrensel ve çağa uygun olmayınca tefrika ve kokuşma, tüm toplumsal dokularımıza yayılmış durumda.
Kalkınma, beka, barış, milli birlik, asgari dayanışma ilkelerinde bile toplumsal mutabakatı tesis edemedik.
İşin özü ülkemizdeki politik rekabet, muhalefet, partilerin daha iyiyi sunma heyecanı ve yarışından çok farklı kodlar içeriyor.
Söylemleri analiz ettiğimizde, sanki iki düşman ülkenin sınır savaşlarına tanık oluyoruz.
Temsilde adalet anlayışımızda sorunlarımız olduğu gibi, temel kriterlerde de toprak kayması yaşamaktayız.
Toplumsal bilinç, vicdani muhakeme, sağduyu hareketi; temelden tavana doğru büyür. Bilimsel bir örnekleme yapalım: Toprak analizi ile ürün verimini tespit edip artırabiliriz.
Gökten yağmur bekleyebiliriz, bu bizim irademiz dışındaki bir olgudur.
Fakat her hamleyi, güzelliği devlet yönetiminden, politik çevrelerden beklemek;
hazırcılık, tembellik, teslimiyetçilik, taklitçilik ögeleri içerir. Süt neyse, kaymağı odur.
Bireysel bilinç ve onun direksiyonu olan irademiz zirve donanımlarla görev yapmalıdır.
Bunun da en kestirme, kalıcı ve verimli yolu:
Okumak, araştırmak, gözlemlemek, analizler yapmak, hal çarelerini raporlayıp tüm insanlığın faydasına sunmak.
Çok yönlü dayanışma içerisinde olmak.
Biçilen kaftanı, yazılan senaryoyu, sunulan reçeteyi geri çevirebilmek; ekonomik, teknolojik, diplomatik ve savunma gücümüze bağlı.
Bu alanlarda bile düşünce ve eylem birliği sağlayamayan milletler, zaman gelir kabile yönetimine bile muhtaç kalırlar.
Rekabet, çekişme, muhalefet, söz yarışı bir yere kadar kabul edilebilir.
Daha ötesi, zaten tam dönmeyen tekerimize çomak sokmak olur.
Yaşamı, daha da tatsız, tuzsuz ve çekilmez hale getirmeyelim.
19.06.2019
Ali Rıza Malkoç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.