Gelecek Çizimleri
Elimize bir karakalem alıp yazı yazma devri geçeli veya resim yapma zamanı geçeli yarım asır oldu belki de. Din merkezli devlet yönetimlerini ve milliyetçilik eğilimlerini de geride bırakalı bir asır oldu. Milliyetçelik eğiliminden kasıt olarak; Atatürk milliyetçiliği kapsamı dışında genel anlamda dünya iş ve gelişmişlik izlenimleri çerçevesinde değerlendiriniz lütfen.
İşin kötü yanı şu ki bu çağın gerisinde kaldık veya ıskaladık sadece pazar durumundayız.
Ne pazarıyız?
İşçi pazarı:
A) Bazı bölgelerimizde yaşayan insanlarımız en az yüzde ellisinin Almanya’ya işçi olarak giden bir tanıdığı olmalı. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bu konuda çok güzel bir konuşması vardır. Özetle (ve biraz da kendimce açarak konuyu), sorguluyor?? Neden diyor benim insanım o ülkeye bu ülkeye çalışmaya gidiyor, benim vatanımda iş mi yok, toprak mı yok, sanayi mi yok, adalet mi yok vbb… Rakibimiz veya insanımızı çalan bir devlet Almanya??
B) İnşaat sektöründe çalışan aillerin çocukları iyi bilir, büyük inşaat şirketleri ilkokul veya okumamış-okuyamamış- fakir Anadolu insanımızı kendi bünyelerinde sigortalarını yatırarak dış ülkelere işçi olarak taşır ve onların üzerinden sömürülerini devam ettirirler. Bu ülkelerin başında elbette coğrafi olarak yakın olan bölgeler ve ülkeler gelir, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerinde dolar karşılığı maaşlar ömürlerinin en az 1/3 ünü geçiren insanımızın sayısı ne kadardır?
Teknoloji Pazarı
Zaten bildiğiniz konudur. Kullandığımız bilgisayarın markasına bakınız, elinizdeki cep telefonu markasını okuyunuz ve almak için ödediğiniz ücreti düşününüz? Gelir gider durumunuzu nasıl ele alıyorsunuz? Aylık-Yıllık? 2014 sonunda elimdeki telefona vermiş olduğum ücret yuvarlak hesap 2,750 Tl idi (24 ay vadeli); O günün asgari ücreti 1.134 tl idi. Yani asgari ücretlinin günde sekiz saatten hesaplarsak ayada: 8*26: 208 saat çalışması 1,134 tl’dir. Şöyle yapalım 2750/8: 343 saat. Yani elimizde bir teknolojik alet olan cep telefonunu asgari ücretli bir işçimiz; 1,5 ayın üstünde bir çalışmayla sahip olabiliyordu.
Kaybettiğimiz zaman ve ödediğimiz ücret olarak nasıl Pazar olduğumuzun daha etkili bir kanıtı olmalı. Telvizyonlarar, mp3, yazıcılar, flaşh bellekler, cd’ler, antenler, uydu cihazları vb..Nasıl sömürüldüğümüz ortada?? Yaşadığımız hayat değil sanki Mısır Firavunları zamanında Mısırlı bir halkız da piramit inşaatlarında çalışan kölelerden farkımız yok değil mi?
Sanayi Pazarı:
Kullandığınız arabanın markasına bakın? Ne kadar ödediğinizi düşünün. Ve Gidip sanayide ustanız ile bir akşam yemeği yiyerek sanayide ne olup bittiğini, çarkların nasıl işlediğini öğrenin. Yedek Parçaların neden usd üzerinden hesaplandığını sorgulayın, en güzel hangi tamir ve bakımdan para kazandığını sorun; yağ değişimi mi, lastik değişimi mi, fren balataları mı, motor zincirleri veya kayış değişimleri mi? Verdiği sayılarla Hemen bir mantık yürütün ve hesap yapın.. Nasıl sömürüldüğümüz ortaya yine çıkacaktır.
Niye bu duruma düştük?
Açık ve net. Demokrat parti zamanından bugüne insanımız arap dini ile aldatıldı, sömürüldü ve sosyal bunalımlara sokuldu. 68 kuşağının sağ-sol kavgalarına değinmiyorum daha.. Yani aynı delikten bu sefer etö ve fetö olarak sokulduk.
Hal böyle olunca bu gidişle açlığa mahkum kalacağız veya Pazar ve köle durumumuz bir türlü son bulmayacak gibi gözüküyor.
Diyaneti en çok cenaze namazlarında görüyorum gibi bir izlenim ediniyorum. Sanki ölülüler üzerine gönderilmiş bir din ve dini bir kurum. İşi gücü bırakmışlar Mursi için giyabi cenaze namazı kılınacakmış?
Çocuklarımız geleceğimiz, gençlerimiz geleceğimiz:
Üç meslek alanı öneriyorum.
1- Psikoloji, sosyoloji üzerine toplumsal çıkarımlar ve sorunlara çözüm konusundaki alanlar.
2- Genetik mühendisliği ve ziraat, tarım ile ilgili biyolojik işler..
3- Elektrik-elektronik-bilgisayar, robotik, donanım, yazılım, enerji ve parça üretimi konusundaki alanlar
Üç meslek alanından da uzak durulmasını salık veririm.
1-) İmam hatipler, ilahiyatlar ve din konulu alanlar
2- Tarih ve tarih konulu alanlar
3-) Yabancı dil bilimi, öğrenimi vb alanlar..
Dinin çatışmadan ve kandırmacadan ve düşmanlıktan başka bir şey üretmediğini öğrendik.
Tarihin sözel bir ders olması ve galiplerin yazdığı yalanlar üzerine kurulu olduğunu öğrendik.
Teknolojik dil çevirileri sayesinde artık yabancı dil öğretmenliği ve uzmanlığının da gelecekte fazla bir yer işgal etmeyeceğini düşünebiliriz.
Düşünmenin, hesap kitap yapmanın ve tefekkürün sonu yok azizim..
Saygılarımla..
YORUMLAR
Dini insan yaşamı üzerine artı eksi olarak değerlendirmek ne kadar doğru olur.
Din, etkisini bilinç olarak gösterir, eylem olarak değil.
Bana göre üç tür güç vardır. Ruhaniler, maddi iktidarı elinde tutanlar ve maddeye hukmedenler ( din adına hareket edenler, politika yapıcılar ve zenginler-soylular sınıfı) tarih bu üç gücün denge ve dengesizligine göre şekil almıştır.
İllaki bir suç arayacaksam bu üç erkin mücadelesinde ararım.
Din, öz ya da saf şekli ile hiç bir şeyden sorumlu değildir.
Benin dünya görüşüm budur.
Merak ettiğim sucladigimiz en azından sikayetlendigimiz şeylerin yerine ikame edecek tezleri ortaya koymamız gerekir yoksa suçlamalar bir öfkeden, bir farkindasızliktan kaynaklanacagi için zihinsel olrak dahi kabul görmez.
Huzurla sağlıcakla kalın.
Yinsani
Dinin yerine ne koyabiliriz? Bu çok zor..bu devirde bile zor..Komple reddemeyiz, çünkü çoğunluk öyle ya da böyle bir inanç sahibi. Medeniyet ve insanlık ikinci planda kalıyor..Dinin üretime bir katkısı yok sanırım, var mı? hizmet sektöründe..
Kamu yönetiminde şeffaflığı ve liyakati nasıl sağlarız.
Kentleşmeyi, tarım ve ve hayvancılıkla nasıl destekleyebiliriz. Kendi kendine yeten kentler, mahalleler ve apartmanlar.Kırsalda bir şekilde aileler kendi kendine yetiyordu az çok..
Meslek liselerini ticaret erbabanın talşeron ve asgari ücretli işçileri olmaktan nasıl çıkarıp üretime kazandırabiliriz bilemiyorum Sanayide parça üretimi konusunda yetersizim, çarklar nasıl dönüyor.. aliexpres.com u düşünün kişisel bazda, ticari alanda ki bir tır veya gemilerde konteynırları Çinden doldur ne varsa getir sat, genelde böyle sanayi gibi...ucuz mal..
Şuan ülkemizde bir vestel bir şeyler yapmaya çalışıyor sanırım..elektronik parça konusunda.. umarım da o da ithal et tak takıştır sat modeli değildir umarım..
eleştiriniz için teşekkür ederim..
düşüneyim haddimce..
saygılar..