- 472 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bir yazıya yorum
EM.HAKİM | mustafa ertürk 27 Mayıs 2019 Pazartesi 03:21:21
Bir yazıya yorum
Güzel bir yazı.İçeriğinin zenginliği yazarının bir bilgi birikiminin olduğunun açık kanıtıdır. Yoğun emek ve zaman ayırmış olan n. yazarı saygıyla selamlıyorum,uykumu sürgüne gönderip kapıyı da bir güzel sürgünleyerek yorumyapmam istenen yazıya yoğunlaşmaya gayret ederek.
Biraz uzunca ve sıkıcı bir giriş olduysa da...Neyse diyelim.
"Efendime söyleyeyim! "
Yazının başında da belirtildiği gibi Allah= Tanrı= Rab aynı kapıya çıktıkları, tek Tanrı’yı amaçladıklarından, bir yana bırakalım da yazının içeriğine yoğunlaşmadan şunu da belirtmek istedim, Bilindiği gibi Tek Tanrılı İnançlar kökeni Çin kültürüne kadar inmekte olduğu kaynaklarda yazılıdır ( Anabritanica ve İnsanlık tarihi Çin Kültürü vs).TAO adındaki çinli bilge buna inanmakta olupTAOCULUK olarak bir inanç kurumu oluşmuştur. Orta Asya Türk Boylarında GökTanrısı inancı...İlginçtir Mısır’da üç-dört bin yıl egemen olan muhteşem bir medeniyet yaşadıkları bıraktıkları eserlerinden anlaşılan FİRAVUNLAR Tanrı değil Tanrının Yer yüzündeki Gölgeleri olduğuna yani Tanrı inancında oldukları yine yazılı belgelerden anlaşılmaktadır.
Demek ki Tek Tanrı İnancının kökeni çok daha eskilere inmekte olduğu bunlar üzerinden yani var olan kök üzerinden tek Tanrı inancı olgunlaşmıştır.Açıkça görülen şu ki Mısır kültürüyle iç içe olan coğrafyanın özellikle İsrail Oğulları hem o kültürden nemalanmış, etkilenmiş, hem de sosyal ve sınıfsal ilişkiden dolayı tepkilerinin bir sonucu olarak Musa öncülüğünde kendi inançlarını RAB adıyla
(ve Yahuda)mısırdan farklılıklarını göstermişlerdir.
Böylece O coğrafyadan oluşan tek tanrı inancı tarihi süreç içinde hitap ettikleri toplumun kültüyle de olgunlaşarak önce İsa öncülüğünde TANRI adıyla HIRISTİYANLIK Olarak başta hedef olan Roma zulmune, baskısına karşı olarak Avrupa karasında misyoner (Havari) etkinlikleriyle oluşmuş...
Daha sonra İsrailoğullarıyla iç içe olan Araplar da israillilere karşı bir kültürel uyanışla kendi tek tanrılarının kültürünü oluşturmuşlardır.
Böylece Mısır kültürüyle orta asya kültürlerinin kökenleri üstünde
Altı kitaptan oluşan Tevrat (Kitab-ı Mukaddes) ile İsrailoğulları.
Üç versiyondan oluşan İncil ile Hıristiyanlık ve Ter kitaptan Oluşan Kur’an-ı Kerim
ile islamiyet zuhur etmiştir.
Şöyle de yorumlayabiliriz. adı ne olursa olsun ( ki islamiyette Allah’ın 99 adıolduğuna inanıyoruz. Dilde kültürdenekadar güzel isim varise onunla anar olmuşuz Allah’ımızı...)
Yaratan güç her toplumun kültürüne gelişmişligöre emirlerini ihsan eylemiştir.Emirlerini hem kendisi tarafından sevilen, hem toplum tarafından sevilen sözlerine inanılan kişiye yani peygamberine bildirip onun aracılığıyla duyurmak istemiştir, buyruklarını. Yani sonuncu Kitabı olan Kurandaki buyrukları bin yıl önceki toplumlara bildiremezdi. Çünkü kültürleri onu kaldıramaz, kavrayamazdı...
Demek ki buyruklarını toplumların kültürel gelişmeleriyle aşamalı olarak tebliğ etmiştir..
Sonuç olarak dini konular insanoğlunun varoluşuyla oluşmuş herkesin uyması, saygı duyması gereken bir üst yapı olarak oluşmuş müşterek kültürün bir ürünü olup gelişe gelişe hem Kayb-ı mekan , hem her zerrede var olduğuna inanılan tek güç inancına ulaşılmıştır
Varoluştan günümüze değin insanoğlunu en çok düşündürenin inanç konusu olduğu,beyinsel uğraşıyla nice bilgeler alimler yetişmiş olduğu gibi nicesinin de
canından olduğu LUVR MÜZESİNDE İNSAN DERİSİYLE CİLTLENMİŞ KİTAP BUNUN
KANITLARINDAN BİRİ OLUP AYNI FELAKET GÜNÜMÜZDE DE DEVAM ETMEKTEDİR NE
YAZIK Kİ! NOKTA!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.