- 522 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN ÖLDÜKTEN SONRA SEN BÖLÜM-16
BEN ÖLDÜKTEN SONRA SEN BÖLÜM-16
Çocuk kapıyı açıp içeri girdi, sağına soluna bakındıktan sonra kimseyi göremeyince,
‘’ Orhan Amca, neredesin seni göremiyorum.
Orhan elindeki fırçayı bırakıp perdenin arasından çıkarak, çocuğun karşısını dikildi,
‘’ Ne oldu çocuk neden beni çalışırken rahatsız ediyorsun?’’
Çocuk, bir misafirin var Orhan Amca, diye cevap verdi. ‘’ İstanbul’dan geliyormuş.’’
‘’ Çağır bakalım gelsin, dost mu, düşman mı yoksa misafir mi?’’
Çocuk kenara çekilerek beklemeye başladı. Kapıdan içeri güzel genç bir kız girdi. Orhan’ı görünce birden duraladı.
‘’ Hocam sizi tanıyorum. Bana kara kalemle resim yapmayı siz öğrettiniz.’’
Orhan Usta gülümseyerek,
‘’ Yanlışın var kızım son zamanlarda kimseye ders vermedim.’’
Başak,
‘’ Hocam saçmaladığımı düşüneceksiniz ama bana uykumda ders verdiniz. Sizin bir arkadaşınız tanıştırdı bizi.’’
Orhan Usta,
‘’ Kimmiş benim arkadaşım?’’
Başak,
‘’ Bende sizin bana yardımcı olacağınızı sanıyordum. Yıllar önce aynı sokakta
oturduğunuz, beraber büyüdüğünüz bir arkadaşın.’’
Orhan Usta,
‘’ Bak kızım ta İstanbul’dan kalkıp buraya gelmişsin. İyi güzel de, neredeyse yaşım doksana dayandı. Bu güne kadar o kadar çok arkadaşım oldu ki, çoğunu ben bile unuttum. Fethi, Muhsin, Tuğrul, Küçük Orhan ve diğerleri. Ama bugün hangisi yaşıyor, hangisi yaşamıyor ben bile bilmiyorum.’’
Başak,
‘’ Ne olur bana yardımcı olun?’’
Orhan Usta,
‘’ Bir hayalin peşinde buralara kadar geldin. Sana bir teklifim var, birkaç gün misafirim ol. Bana birkaç taslak çiz sonrada keyfine bak. Arkadaşımın arkadaşı benim de arkadaşımdı.’’
Başak,
‘’ Peki hocam dediğiniz gibi olsun.’’
İKİ GECE ÖNCE
Bugün kendisini fazla zorlayan Orhan fazla geç olmadan yatağa girdi. Tam uykuya dalarken, bir ses duyduğunu sanarak gözlerini araladı. Sanırım evham yaptım diye düşündü. Yeniden kendisini uykunun kollarına bıraktı.
Ne kadar zaman geçmişti hatırlayamıyordu ama bu sefer kesinlikle bir ses duyduğuna inanıyordu. Ses vardı görüntü yoktu. Birden ayıldı, ses beyninde yankılanıyordu.
‘’ Ah be arkadaşım ne çabuk unuttun beni?’’
Orhan kendi kendine,’’ Tövbe, tövbe ben benimle konuşuyorum.’’
‘’ Kendi kendine konuşmuyorsun Orhancığım. Benimle konuşuyorsun ama beni göremiyorsun.’’
‘’ Sen, sensin Tuğrul.’’
‘’ Eh nihayet beni hatırladın. Ne yazık ki sizin dünyanızda yaşamıyorum artık. Senin kadar şanslı değilmişim?’’
‘’ Çok üzüldüm Tuğrul Bilmiyordum.’’
‘’ Boş ver o kadar da önemli değil. Yardımına ihtiyacım var.’’
İyice ayılan Orhan, düşünceli, düşünceli cevap verdi,
‘’ Sen o taraftasın ben bu tarafta. Sana nasıl yardım edebilirim?’’
‘’ Edersin, edersin Orhancığım. Sana bir misafir gelecek ve benim hakkımda sorular soracak. O hanıma yanıltıcı cevaplar verirsen arkadaşını sevindirirsin.’’
‘’ Dediğin gibi olsun, eski günlerin hatırına. Bana biraz açıklama yapar mısın? Kimdir neyin nesidir?’’
‘’ Şu kadarını bil dostum benim şu anda yaşayan kadın versiyonum desem yeterli olur mu?’’
‘’ Peki, dediğin gibi olsun ama anlatacaksın.’’
‘’ Başka bir gece sabaha kadar konuşuruz. Hadi sana iyi uykular arkadaşım.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.