- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yardım
Kadın hızla apartmandan fırladı. Bahçe kapısı önünde bekleyen servis… Çocuklar binmekteydi. Kadın hem koşuyor hem bağırıyordu. “Dur, Mertcannn dur!” Çocuk şaşırdı. Servis şoförü, hostes endişeli… “Serap hanım, yarımcı olalım mı?” Kadın yetişip çocuğun sırtından çantasını aldı. Yere koyup ellerini daldırdı. Kareli bir defter çıkarıp sayfalarını karıştırdı. İki sayfayı yırtıp defteri çocuğa verdi. Çocuk dehşete düşmüş… “Anne, ne yaptın sen! Matematik ödevimi…” Lafını yarım bırakıp çantasını, defterini aldı. Servise bindi.
Telefon alarmı evin sessizliğini bozdu. Koridorda telaşlı bir kadın… Bir yandan gömleğini ilikliyor bir yandan hızlı adımlarla yürüyordu. Çocuk odasına girip yorganı açtı. Yüzüne çarpan gün ışığıyla gözlerini kısan ilkokul çağında bir erkek çocuğu… “Offf anne!” “Çabukkkk, geç kalacaksın.” Her odada bir koşuşturma… Kaynayan çaydanlık… Fokurdayan yumurtalar… Masa başında ayakta atıştıran kadın, adam, çocuk… Adam ağzı dolu “Serap, ben gidiyorum.” Arkasından çocuk… Kadın ocağı söndürüp hole çıktı. Ceketini giydi. Açılan kapı... Anahtarlar… Kilit sesi… Merdivenlerden inerken çığlık, kıyamet… Ağlayan çocuk sesi… “Mertcannn!” Canı burnunda bir kat daha indi. Merdivenlerde oturan bir çocuk… Dizleri kan içinde… Morluklar… Yanında bir kadın çocuğun yaralarını inceliyordu. “Yeliz, Burak iyi mi?” Kadının gözü yaşlı… “Çok şükür Serap, ucuz atlatmış Burak. Bağlarına basıp düşmüş.”
Sokaktan gelen ışıkla aydınlanan küçük bir mutfak… Kadın içeri girip lambayı açtı. Buzdolabı kapısını araladı. Koridora doğru “Mertcan süt ısıtacağım.” Arka odadan gelen ses… “Kakaolu yap.” Kadın süt kutusunu çıkartıp tezgâha bıraktı. Mutfak dolabının üst kısmına uzanıp kapağı kaldırdı. Mertcan odasında çantasını hazırlıyordu. Dağınık çalışma masası… Yerlere atılmış okul kıyafetleri… Kadın elinde süt bardağı oda kapısında belirdi. Şok oldu. Bardağı masaya bırakıp yere eğildi. Kıyafetleri toplamaya koyuldu. “Sanki fırtına çıkmış. Ödevlerini bitirdin mi?” Sessizlik… Kadın ayağa kalktı. Kıyafetleri dolaba yerleştirirken “Matematik değil mi?” Mertcan’ın başı eğik… “Anne, yarın hoca ödevi kontrol edecek, yetiştiremedim. Sen yapar mısın?”
Apartman merdivenlerinden inen genci, kadını, erkeği… Okula gidenler, işe yetişenler… Çelik kapı açıldı. İlkokul çağlarında bir öğrenci eşiğe çıktı. Ayakkabılarını bırakıp giydi. Bağcıkları bağlamaya çalışıyordu. “Offf!” Üst merdivenlerden inen kadın yanından geçerken fark edip durdu. “Günaydın Burak. Gene bağlayamamışsın,” deyip eğildi. İpleri bağlarken çocuk “Serap teyze, bırak ben bağlarım.” Kadın düğümleri atmış, doğruldu. “Her gün aynı şeyi söylüyorsun ama bağladığında yok. Hadi, hadi oyalanma. Mertcan servise gitti bile. Geç kalacaksın.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.