- 568 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Herkes tapar; Ya Allah'a, ya tabiata, ya ikona, ya nesneye ya da nefse!
“Musa’ya kırk gecelik vaat verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz.” (Bakara 51)
Putların suçu yok, nesneleri put yapan ve ona tapan insan. Âlem, gün oldu putlarda kayboldu, gün oldu Allah Teâlâ’da. Devran bugün de aynı devran! Putçuluk, insana ait kadim bir kir, atılmaz, yok olmaz bir kalıntı; insanoğlu bu kalıntıdan hâlâ kurtulmuş değil. Tarihte olduğu gibi, günümüzde de pek çok ülke halkı vicdanını putlara teslim etmiş durumdadır. Put sahibi ülkelerin arasında çok gelişmiş ülke halkları olduğu gibi, geri kalmış ülkelerin halkları da var. Dünya nüfusunun ekseriyetini topraklarında barındıran Çin, Hint, Japonya, daha pek çok Asya ülkesi, Afrika’nın bir kısmı… Baştan sona puthane. Bu coğrafyalarda çeşitli adlar taşıyan ve saygı gören yüzlerce put var. Bu putlara ait tapınaklar hareketli bir pazar yeri gibi, müşterisiz puthane yok. Milyarlarca insan, put bekçilerine ruhlarını ve kazançlarını cömertçe sunmaya devam ediyor. Hristiyan ve Museviler ise icl’leri (Buzağı) ikonlar olarak yeniden üretmiş, Allah Teâlâ’yı tenzih inancından uzaklaşmıştır.
İnsan, bir puta veya putlar grubuna nasıl itaat eder? Nesneye tapmakla ne elde eder? Değersiz ve itibarsız olan bir nesneye insan her şeyini feda edecek derecede bir değeri, bir itibari neden dolayı verir?
Hz. Musa kavminin ilah diye taptıkları Samir’i heykelinden yola çıkıp bir cevap aradığımızda şöyle bir tespiti ileri sürebiliriz: Musa kavminin cisimlendirdikleri ilah figürüne (İcl/Buzağı) tapmaları, insanın soyutlama yapabilme kabiliyetinin aslında ne kadar zayıf olduğunu gösterir. İnsan, beş duyusuna hitap eden, somut kavram ve nesneleri daha iyi anlar ve kavrar. Çizmenin, yontmanın altında yatan nedenlerden biri de budur. Görevlendirilen her peygamber, putların varlığında mücessemleştirilen tanrı inancını yıkıp soyut tanrı inancını yücelttiler. Ne zaman ki, Peygamberlerin bakışı aralarından çekildi, toplumların iç dünyası, kataraktlı göz gibi, yine beş duyuya yenik düştü, hakikatin vasfı bulandı. Sonuçta her devirde putçuluk, tekrar zuhur etti.
Sonuç: Bu durum, gece gündüz gibi, döngüsel bir fetret karanlığı ve onu izleyen peygamberler gündüzüyle sürüp geldi. Bugün artık arkaik putlar İslam dünyasında yok, fakat kalpler gece mi gündüz mü orası pek açık değil! Bunu ancak herkes kendisi için bilebilir: Bir Müslüman için en önemli husus kalbinin Allah Teâlâ’yı unutmamasıdır. Kalpte Allah Teâlâ’nın sevgisi, saygısı yoksa o kalp bir icl/buzağı evi olabilir.
M.Talât Uzunyaylalı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.