- 704 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Denizleri Anarken -ll- Öyküsü yazı metnindedir.! Nota!!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
DENİZLERİ ANARKEN -LL-
-Rah. Arkadaşım Fuat’ın
ruhuna mektup-
Sevgili arkadaşım!
Sen gideli ne oldu biliyor musun!!
Merak ediyorsundur kısaca belirteyim istedim.
Önce senin katillerin yani Ankara’nın ortasında
her tarafın sokak cadde ev dükkan cephelerinin
kameralarla donatılmış gibi olan başkentte sokak
ortasında işlenen cinayetin ilgisizlikten karanlıkta
kalmış olduğunu üzüntüyle belirtmek istedim.
Cinayetinin akibetiyle ilgilenmeyenler defin için dahi
gelmeyenlerin mal paylaşımı için üşüştüklerini de
üzülerek belirtmek istedim.
Merak etmekte olduğunu sandığım platonik aşkınla buluştuk.
Çok üzgündü. Çantasından selpakını çıkardı da gözyaşlarını ve
burnunu sildi Kızılay’da.. Kırkını verecektik ama olmadı...
Mezarına gittim, aynen sen gibi yapılılar arasında garibanca
boynu büküktü. İçim sızladı.. Çiçek bıraktım gözyaşı döktüm
bir de dörtlük yazıp bıraktım...
Tüm bunlardan başka sosyal ve siyasaldan yana memlekette
iyiye güzele doğru değil hep kötüye gidiş olduğunu da
bir ben değil herkes söylüyor... Neyse!
Biraz da bu günlere nasıl geldiğimizin panoramasına değinmek istiyorum.Şöyle ki:
Düşünüyorum da güneşimizi hep Kuşluk’unda vuruyorlar vurduruyorlar kırıyorlar kırdırıyorlar
Gözümüzü açtırmıyor başımızı kumdan çıkarmamıza tahammülleri olmayan 567 yıldan beri Bizans’ıan acısını çıkarmak hasta adam dedikleri yaşlanmış arslanı öldürmek yerini yurdunu paylaşmak hevesini heyecanını hep içlerinde taşımakta olan dost görünüp sinsi planlarını kamufle eden içten içe bizi bize vurdura kırdıra amaçlarına adım adım yaklaşmakta olduklarının ayak seslerini duymazlıktan gelmeyelim, bu iş haymazlığa gelmez..Ne 27 Mayıs Kurbanlarımızın ne 12 Mart fidanlarımızın ne 12 Eylül dönemin kuzularının o cezaları hak ettiklerine asla ve asla inanmıyorum. 25 yılını Kürsüde tamamlamış emekli bir hukukçu vicdanıyla ve olayların olguların " Asmayalım da Besleyelim mi" beyan ve itirafları...ABD bilmem necisinin " bBzim Uşaklar yine başardılar" basında yer alan sözleri ve daha nice somut kanıtlarıyla bu vicdani kanaat sonucuna varmış bulunuyorum
27 Mayıs darbesinin uyduruk nedenleri yanında gerçek nedenin
Rah.Menderes ve Ekibinin Kıbrıs direnişi ve Londra anlaşmasıyla Türk soydaşların haklarının korunmasında Garantörlük hakkını almış olması...ABD ile bazı sorunların çıkması üzerine SSCB yani Rusya ile sosyal siyasal yaklaşımlar (Fabrika vs.) Sn. Menderes’in 25 Haziran 1960 ta Moskova gitmesi proğramı.... O yılların iki kutuplu dünyasında ABD’nin asla tahammül etmeyeceği siyasal konjektür olduğu olaylarla olgularla sabittir..
12 Mart keza gerek Rah. Bülent ECEVİT’in haşhaş tütün pancar ekim dikim konularında ABD emperyalizminin çıkarlarına karşı direnmesi... Rah. Demirel’in bazı siyasal konularda ABD’in güdümünde kalmayıp Haklının yanında yer alması gibi nedenlerle 12 Mart’ın da Dünya patronunun Pentegon ve Nato Kurmaylarının işbirliği olduğunu basınnın yürekli vatan evlatlarının kalemlerinden biliyoruz.
Denizler olayına gelince; bir yandan 68 Kuşağının uyanış yılları olduğu, Ankara’nın merkezinde dahi ABD üslerinin olması... En sıradan amerikalının dahi adeta dokunnulmazlıklarının olduğu yüzlerce örnekle bilginize sunmak isterdim, ama zaten yeterince yazılmış çizilmiş ler
Deniz Gezmiş başta olmak üzere o kuşak gençliğinin kızgınlığı yoğunlaşıyordu. 6. Filo’ya tepki eylemleri...vs.. ABD’nin tepkisini yoğunlaştırıyordu kuşkusuz... İşte bu ortamda Deniz Gezmiş’lerin bir ABD’li Assubayı (Baş çavuş) kaçırmaları ABD’nin aradığı fırsattı Siyasal gücünü kullanmışşş: Verilen Kararın aslında pentegonun krarının türkçeleşmesiydi. Çünkü gençlik yani 68 kuşağınıçıkarlarına karşı çıkan uyuyanları uyaran bir bilinçlenme şaha kalkmış gençlik gücüydü. Sindirmek gerekiyordu. Hem Sağl Sol dedip bizi bizedüşman etti hem idam kararlarıyla siyasi cinayet hem baskın ve kuşatmalarla idari ve askeri cinayetler işlettiler...
İnfazı konusunun Meclis’te görüşülmesinde Mecliste ilgili bölüm balkonunda izliyorduk. Türkiye İşçi Partisi Sözcüleri (... üç karşı üç .. diyorsunuz... belli...) "Yapmayın, bu intikam kiniyle işlenen bir cinayet olacaktır..." ...!" demişlerdi. Ama sayıları ne idi ki sözleri ne olsundu... CHP nin çoğunluğu da iktidarın yanında yer alıp siyasal cinayete ortak olmuş oldular.
Mahir Çayanlar olayının gerçek nedeni de aynı dönemin siyasal konjektürün sonucudur.
Her ne olursa olsunlar çevreleri kuşatılmış. Terk edilmiş bir hayvan damında varsın kalsınlardı, kalabildiklerince... Yooo! emir büyük yerdendi, bir an önce oraya kanlı sonuçiletilip rahatlatılmaları gerekiyordu...No’lacak ki birkaç kominist sinek temizleniyordupentegonungözünde. Oysa Türkiyenin tekrar karanlıklara siyasi cinayetlere teslim edilmesinder-n başka bir sonuç verecek değildi...
12 Eylül nedeni de aynı dönemde İşçi Senkikalarının gücünden korkan patronlar ekibiyle nato kurmaylarıyla içli dışlı olan Yeni Çeri Ağalarının ruhunu yaşayan, Mareşallıktan da üstün gördükleri ve göz diktikleri CUMGENERALLİK için sağı solu yolu sokağı kana bulayıp kendilerini denizde borana tutulmuş gemi yolcalarının can kurtaran simidi görüp gösterip
12 Eylülde hedeflerini tam on ikisinde vurmuş oldular...Sorgusuz sivalsız günahlısıyla günahsızıyla tam 600.000 (altı yüz bin) insanı canlarından mallarından vatan millet sevgisinden soğuttular... Güney Doğuda bitmeyen kavganınve direniş varsa nedeni yine o daerbenin doğurduğu sonuçlardır.
Evet Fuat’ım! İşte böyle tüm bunları zaten biliyordun.
12 Eylülden sen de zulüme uğrama payını almıştın. Sırf Cumhuriyet gazetesi okuyordun diye iş yerinden alınıp götürüldün. tam üç yıl zindanda tutuldun. Beraat kararına rağmen işinden ettiler tam altı sene işsiz kaldın. İşinden, sağlığından oldun...
Denizleri görürsen kendinden sonra olanları anlatasın!
Bu mektubu mektup değil mesajı veresin. Unutmayasın!
Hoşça kal!
Bizi sornacak olursan Haksızlıklar, almış başını gidiyor Ne hak ne adalet ...
Dokunmayın şaşkına
gitsin gidebildiğince kör şeytan aşkına... Nokta!
YORUMLAR
Yazıma yorumlarıylayüreklendirdiniz.Elbette buülkehepimizin.Birvatanın geleceğinidüşünen bir de din ve ideoloji bezirgenliği yapmadantekbezirgenlikolarak günümüzde herzamanolmak üzere olup bitenlerle ilgilenmek bağırıp çağırmakla değil yazımızla kalem gücümezle sesimizi duyurmakla bu kutsal görevi ifa etkiş oluruz...Karınca kararınca deyip geçmeyelin. Bir karınca Nemrut'un beynine girmişölümü ondan olmuş. Karıncalar kendilerini çiyneyen fillerin bastğı toprağı oyarak çukurda..Der menkibeler! İlgileriniziçinteşekkürler! Nokta!
Em. Hakim
En azından içimizden çıkması gerekiyor bizi rahatsız eden bazı düşüncelerin. Çözemesek de üzerinde düşünmek ve askayan yönlere parmak basmak bile duyarsız olmaktan iyidir.
Güne gelen yazınızı kutlarım.
Saygılarımla.
Ertürk Mustafa
güzel isabetli ve içtenlikli değerlendirmeniz
için teşekkürlerimin kabulü dileği ile
Ertürk Mustafa
gecikmeli kara tren misali rotarlı olsa da
güzel içtenlikli yorumunuz için çok
ama pek çok teşekkürler
Zakir bizde cem-i ayinlerimizde dedenin
sazcısı değişçisi dü-ez cisidir
saygın bir yeri vardır.
Sanırım onlardan yani zakirlerdensiniz: