- 472 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kendi Memleketlerine Hayrı Olmayanların
Yıllardır mülteci sorunları ile boğuşuyoruz memlekette... Başta Suriyeliler olmak üzere, genellikle Orta Doğu Ülkelerinin vatandaşlarının adeta istilasına uğramış durumda memleketimiz... Sam Amca zibidisinin Orta Doğuyu kana bulama ve sonrasında da kanını emme politikası herkesi olduğu gibi bizi de etkiliyor.
Bu gün bir çok Orta Doğu Ülkesi demokrasiden çok uzaklarda, adını dikta diye andığımız rejimler altında inim inim inliyor. Ülkemiz de milyonlarca Suriyeliyi iyi ya da kötü şartlarda barındırıyor... Savaş tabi ki güzel bir olay değil. Bizler ülke olarak Suriyelilerin neredeyse işgaline uğramış hale geldik. Şehirlerimiz Suriyeli den geçilmiyor. Bir çokları da eğitimsiz ve cahil insanlar. Bırakın şimdi ’’Onlar muhacir biz de Ensar.’’ muhabbetini...
Bizler de ülke olarak bir çok savaşlar yaptık da yine de cepheden kaçmadık. Çok az miktarda münferit olaylar olduysa da onlarda bir şekilde cezalandırıldılar... Bu Suriyelilerin kendi memleketlerine hayrı yok ki bizlere hayrı olsun... Bir çoğunun elle tutulur bir mesleği yok. İş yeri açmaya kalkıyorlar belli yerlerde, kapılarında Arapça tabelalar... Vergi veriyorlar mı vermiyorlar mı, orası belli değil...
Dini Bayramlar Ramazan’da ve Kurban’da memleketlerine gidebiliyorlar, tekrar geri dönüyorlar... Bayram da gidebiliyorsan, niye dönüyorsun o zaman? Bunlara bakmak için bizim Birleşmiş Milletler’den aldığımız yardımlar kesinlikle yeterli değil. Bu da bizim ekonomimizi zorluyor haliyle...
Eğer Müslüman iseler ki Suriyeyi biz İslam Ülkesi olarak kabul ederiz, o zaman küfre karşı her zaman mücadele etmeleri gerekmez mi? Cepheden kaçmak da nedir? Zaman zaman yakınlardaki otellerde rastlıyorum, gencecik delikanlılar, ellerinde son model telefonlar, mesajlaşıp birbirlerine hava atıyorlar. Neredeyse kendi memleketimizde, bazı şehirlerde azınlık durumuna düşeceğiz. Bir an önce cepheye mi giderler, memleketlerine mi dönerler, bir şeyler yapılması lazım. Çok başımızın ağrıyacağı bir konu Suriyeliler meselesi...
Esad denen adamın babası da yıllarca bize hainlik yaptı... Bunu bilmiyor muyuz sanki? Zaten az sayıda ki çok iyi eğitimli olanlarını Almanya, Fransa gibi ülkeler kendilerine kattılar... Nerede eğitimsiz cahili varsa bizlere kaldı... Dil bilmiyorlar, öğrenmek içinde çaba harcamıyorlar... Bu ülkede zamanında Bulgar Göçmenleri de oldu, Yugoslav Göçmenleri de oldu, Afganlılarda savaştan kaçıp geldiler, ancak toplumun huzuru Suriyelilerde ki gibi kaçmadı... Çalışkandılar, bir şeylerin sahibi oldular gül gibi yaşadılar ve halada yaşıyorlar... Savaşın bitip bir an önce ülkelerine dönmeleri hem bizim hem de kendi menfaatlerine olacaktır...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Yerden göğe kadar haklısın Ustam. Şu anda savaş falan yok. Ama hiçbirinin de gitmeye niyeti yok. Habire çocuk. Bence esas sorun bu çocuklar yetişkin olunca ortaya çıkacak.
İş yok güç yok eğitim yok bizim ulaştığımız medeni seviye hiç yok. Belki ben kötümser düşünüyorum.
Ama iyimser tarafını da göremiyorum.
Selamlar Ustam.
Ahmet Zeytinci
Dedikleriniz, ülkemize gelip barındıkları gibi tamamen "suriye politikasının" içerisindedir. Hükümet elbet bu yanlışları yaptı. Ülkemiz işsizlikle boğuşurken, hükümet bu soruna çare olarak, iş sahibi patronlara çağrıda bulunmuştu. Sadece "zam yapın" diye. Bu aslında bir, çare şekli değil. Hükümet ne yapacağını ve ne düşündüğünü bilmiyordu. Bu da toplumu tamamen hükümet destekli maaşa, işkur kosgeb destekli istihdama son zamanlara sürükledi. Yani ülkemiz anlayacağınız, hapı yuttu bir bakıma. Çünkü maaşa uygulanan zam, geçimde zam çizgisinin ne altında, ne üstünde topluma bir nebze yararı yoktur. Bu denli çok çökmüş bir ülkemiz var. İnsanlara baktığımda zam zam zam zam zam itiyoruz... bunların sonu zaten 30 yıldır hiç gelmedi. Ülkemize yapılan en büyük yanlışlar, başa gelen parti, insanları partizanlığa yitme, ülkeyi mali yönden feci olarak talan etmeleri, partiyi markalaştıran zihniyetler, halk kurultayı hariç hiç bir halk oylaması yapılmadan gözlerin önünden geçen yıllarca yapılan hatalara partizanların susması ve itiraz etmemesi olmuştur, nasıl olsa parti halkları coşturarak elden erzak merzak veriyor... ben buna ne imece derim ne destek ne de yardım. Sınırlar yıllar önce "kapandıktan" sonra sınır savaşları başladı. Hem ülkemizde zaten serbest piyasa bitme aşamasına gelmişti, hem de dış serbest piyasa bitmiş oldu. Hala konuşuyorlar, hala insanları çıkmazların içine sokmakta üzerlerine yokken, belediye seçimlerine itiraz ediyorlar, devam ediyor.
Suriyelilere gelince ülkemizde, geldiklerinden beri hala mali açıdan "suriye politikası" işlenmektedir. Suriyeli işçi alımı varken, ülkemizde Türklere de uygulana bilmekteydi suriye politikası ve mali suriye politikası. İnsanlar topu bu yüzden ya ileri gelenlere atıyor ya da ileri gelenler topu topluma atıyor. Şimdi asıl gerçek zaman belediye seçimleri değil, insanların ne istediğini içten içe iyi bilmeleri... Sosyoloji, / ve sosyolojiyi arttıracak çalışmalarda bulunmaları, gözden geçirilmesi gereken koşullar, iç ve dış piyasalarda uygulanan zamların indirgenmesi... Alakası olmayan şeylerde herşeyi devletten beklememek.
Hocam, güzel anlamlı ve manidar yazı örneğinizi tebrik ederim.
Saygı selamlarımla
Ahmet Zeytinci
Yazınızın haklı yanı oldukça fazla
Aşağı yukarı toplumun sıkıntısı bu. Bürokratların gereksiz insiyatiflerini malesef bizler çekiyoruz.
Allah vere de bunlar sonradan başımıza dertler açmayalar
Merhamet hep maraz doğurdu da