- 531 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUTSAL HAYATA VE TARİHE DÖNÜŞ
İnsanlar, yaşamları boyunca kutsal hayata bağlanma ve tarihle içselleşme yaşamışlardır. Ancak şu bir gerçek ki modernite; yerine göre sahip olduğu baskıcı, totaliter, yerine göre büyüleyici, kışkırtıcı araçlarla sahici entellektüel sezgisiyle, geleceğe ilişkin geniş görüşlülük yeteneği olmayan orta zekâ aydınları ve geniş kitleleri etkilemeye devam ediyor. Belki de onun gerçek başarısı bilim ordusunun o her şeyden emin ve inanmış tekil varlıklarını uzmanlık adı altında meslek körlüğüne mahkûm etmesidir. Bu sayede üniversiteleri bütüncül bir bilgiye ulaşmaktan alıkoymasıdır.
Modernitenin ideolojisi olan modernizm, dini yok etmek için çok çaba sarf etti ama onu tümden yok edemedi. Ancak onun müntesiplerini, düşünme ve yaşama biçimlerinde bitkisel bir hayata sürükleme başarısı gösterdi. İnsan, Allah’a rağmen yaşayabileceğini ve mezarın ötesinde hiçbir şey olmadığını, tek gerçekliğin bu dünyanın obje, bilgi ve pratikleriyle sınırlı olduğunu varsayarak kopuşa yol açtı. Onlar hikmeti unuttu, biz kaybettik. Unutulan bilinçten çekilir, kaybedilen ise aranır ve bulunur. Devlet, İslam’la barışmalı, insanların inançlarına ve değerlerine saygı göstermelidir.
Asya ve Ortadoğu’da modern tüketimin demokratizasyonu adı verilen bir süreci başlatmaktadır. Batının askerî ve siyasi güç kullanarak teslim alamadığı alanları da modernizme açmış oldu. İronik bir kanıt olacak ama belki de Japonya’dan sonra Çin’in de modernleşmeyi tamamlamasından sonra Yecüc ve Mecüc, bu iki kavim olacak, belki de Doğu ile Batı olacak… Allah (cc), modernleşme konusunda yüksek performans gösteren Uzakdoğu’daki Endonezya’yı korusun...
Bana göre bu iki dinde sekülerizm üstün çıktıysa bunun iki önemli nedeni olabilir. Bunlardan biri, her iki dinde de ahiret tasavvurunun ya çok zayıf olması veya kolayca dünyaya taşınabilecek bir cennet kavramını vermedeki çabasıdır. İkinci önemli husus her iki dinde öğreti (Protestanlık-Şintoizm) şeriatın olmamasıdır. Hristiyanlık St. Pavlos’un şeraitinden koptu. Kitabı bozulmamış bir dine şeriat tavsiye olunabilir mi? Allah, kitabını koruduğu gibi şeriatı da Müslümanlar korumaktadır.
Modern dünyaya meydan okuyan İran, 1979 devrimini patlattı. Geleneği rasyonelleştirerek bir savunma alanına dönüştürülen elitler bunu kendi statülerini korumak amacıyla yaptılarsa aynı elitler yine statülerini güçlendirerek elverişli bir araç gözüyle baktıkları İslam’ı protestanlaştırma fikrine de yönelmekte hiç tereddüt etmeyeceklerdir.
Bu günkü uluslararası düzende yaygın olan istikrarsızlık ve yoksulluk sebebi sekülerizm ve maddi doyumsuzluktur. Ancak bunun gerisinde yatan faktör modern kültürün adaletsiz paylaşımı, rekabetçi, yarışmacı ve tahakkümcü niteliğinden başkası değildir. İslam dünyası ise modernizme karşı direniyor ve henüz tam olarak, teslim olmuş sayılmaz. Sekülerizm, üç ana ilkeye dayanır: İlahi alandan kopuş, âlemden kopuş ve uhreviden (ahiretten) kopuştur…
1993 Konya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.