- 558 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BUGÜN 21 NİSAN---1. BÖLÜM ---
Aşağı yukarı hepimizin bildiği bir şiir veya şarkıdır ‘’ Bugün 23 Nisan/ Hep neş’eyle doluyor insan ‘’
23 Nisan egemenliğin millete geçtiği gün olması sebebiyle elbette oldukça önemlidir. O halde neden bu yazının başlığı ‘’Bugün 23 Nisan’’ değil de ‘’ Bugün 21 Nisan’’
Bu sorunun cevabını verebilmek için az daha geriye gitmek gerekir.
Gerek Amasya Genelgesi, gerek Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan ortak bir karar vardı ‘’ Vatan bir bütündür bölünmez ‘’ Evet böyle bir karar alınmıştı lakin bu kararın devletler arası hukuk açısından da geçerli olabilmesi için parlamentodan çıkmış olması gerekiyordu. Oysa Osmanlı parlamentosu kapalıydı, Mustafa Kemal’in etrafında oluşturulmuş olan Temsil Heyetinin ise uluslararası ilişkilerde hiç bir kıymeti harbiyesi yoktu. Yani Devleti temsil sıfatına sahip değildi. İşte bu sebeple Mustafa Kemal, Osmanlı Mebusan Meclisinin tekrar açılmasını ve ‘’ Vatan bir bütündür, bölünmez’’ Kararının bu meclisten çıkmasını çok istemekteydi.
Mustafa Kemal her ne kadar Meclis-i Mebusanın İstanbul değil Ankara’da açılmasını istese de bunda muvaffak olamadı ve 12 Ocak 1920 de Meclis-i Mebusan İstanbul’da açıldı. İşgal devletleri bu mecliste yapılacak barış antlaşmasının esaslarının görüşüleceğini zannettiği için açılışa müdahale etmedi Ancak mecliste Mustafa Kemal taraftarı milletvekillerinin ağırlığı ile ‘’Vatan bir bütündür bölünmez ‘’ Kararı alınmıştı.
Bu hareket üzerine İşgal devletleri parlamentoyu dağıttılar. 16 Mart 1920 de ise İstanbul resmi olarak işgal edildi. ( O güne kadarki işgalleri gayri resmiydi. ) Yani Osmanlı Devleti artık fiilen ve resmen sona ermişti. Türk Milleti adına karar alacak herhangi bir makam ve merci yoktu.
İstanbul’un resmen işgali artık yeni bir meclisin açılışını zaruri kılmıştı ve Mustafa Kemal 16 Mart 1920 den itibaren tüm gayretini bu meclisin açılışı için sarfetti.
21 Nisan 1920 tarihinde bütün Türkiye’de illere, ilçelere, köylere ulaştırılmak üzere bir genelge yayınlandı. Bu genelgeyi Temsil heyeti Başkanı olarak Mustafa Kemal hazırlamıştı, genelgenin tüm yurda duyurulması ve genelgedeki hususların yerine getirilmesinin sorumluluğu ise 20. Kolordu Komutan vekili Albay İsmet’e ( İsmet İnönü ) aitti.
Genelgede 23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının nasıl olacağı açık bir şekilde anlatılırken aynı zamanda bu meclisin amacı da aynı açıklıkla izah edilmişti.
Tamamen Mustafa Kemal’in kaleminden çıkmış olan bu genelgede günümüz Türkçesi ile şöyle denmekteydi:
1. Allah’ın cömert ihsanı ile Nisan’ın yirmi üçüncü Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2. Vatanın istiklâli, hilâfet ve saltanatın kurtarılması gibi en mühim ve hayatî görevleri ifâ edecek olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya tesadüf ettirmekle o günün mübarek olmasından istifade için açılıştan önce bütün milletvekilleri ile Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerîfi’nde Cuma namazı kılınarak Kur’an’ın nurlarından ve salâttan feyz alınacaktır. Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif taşınarak daireye gidilecektir. İçeriye girilmeden önce bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. Tören sırasında camiden Meclis’e kadar Kolordu Kumandanlığı tarafından askerî birliklere özel tertibat aldırılacaktır.
3. O günün kudsiyetini sonsuza kadar ulaştırmak maksadıyla bugünden itibaren vilâyet merkezinde Vali Beyefendi Hazretleri’nin düzenlemesi ile hatim indirtilip Buhârî-i Şerîf okutulacak, hatmin geri kalan kısmı Cuma namazından sonra Meclis’in önünde tamamlanacaktır.
4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde bugünden başlayarak Buhârîler okunup hatimler indirilecek, Cuma günü ezandan önce minarelerde salâvâtlar getirilecek, hutbede halifemiz padişahımız efendimizin (Sultan Vahdettin’in) ismi zikredilirken padişahın ve teb’anın biran önce kurtulup saadete ermesi duası da ilâveten okunacaktır. Cuma namazının kılınmasından sonra hatim tamamlanarak hilâfet ve saltanat ile vatanın her tarafının kurtulması maksadıyla yapılan millî çalışmaların önemi ve kutsallığı, milletin her ferdinin vekillerinden meydana gelen Büyük Millet Meclisi’nin yapacağı vatanî vazifeyi ifa mecburiyeti hakkında öğütler verilecektir. Daha sonra halîfe ve pâdişâhımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasimin tamamlanıp camilerden çıkılmasından sonra Osmanlı topraklarının her tarafından hükümet makamına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmî tebrikler sunulacaktır. Yine her tarafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerîf okunacaktır.
5. İşbu tebliğin hemen yayınlanıp gönderilmesi için bütün vasıtalara başvurulacak ve hızlı bir şekilde en ücra köylere, en küçük askerî kıt’alara ve memleketin bütün kuruluşlarına ve müesseselerine yollanması sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar hâlinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde bastırılıp bedava olarak dağıtılacaktır.
6. Cenâb-ı Hak’ka tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz.
Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal”.
23 Nisan 1920 Cuma günü bu tebliğdeki tüm hususlar harfiyyen yerine getirilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.
23 Nisan’ın milli bayram olarak kutlanmasına 23 Nisan 1921 de karar verildi.
23 Nisan 1921 de hazırlanan 23 Nisanın Mili Bayram Addine Dair Kanun iki maddeden oluşuyordu:
1- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk yevmi küşadı olan 23 Nisan günü milli bayramdır.
2- Tarihi kabulünden muteber olan işbu kanunun icrasına Büyük Millet Meclisi memurdur.
Kanunun resmi gazetede yayınlanıp resmiyet kazanması ise 2 Mayıs 1921 de gerçekleşti.
1935 Yılına kadar ‘’23 Nisan Bayramı’’ olarak kutlandı bu gün.
Şimdi sorulabilir ‘’ Peki Çocuk Bayramı? Hani Atatürk bu bayramı 1929 yılında Çocuklara armağan etmişti? ‘’
Evet doğrudur. Mustafa Kemal Atatürk bu bayramı 1929 yılında çocuklara armağan etmiştir ama bayramın adı resmiyette Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olmadığı gibi ‘’ Milli Egemenlik Bayramı ‘’ adını alması bile 1935 yılında çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile olmuş ve "Ulusal Egemenlik Bayramı" adını bu tarihte almıştır.
Şimdi ‘’ Ne yani Çocuk Bayramı diye bir şey yok mu? ‘’ Diye sorabilirsiniz.
Çocuk bayramı da var elbette. Ancak bu bayramın kurucusu öncelikle Himaye-i Etfal Cemiyetidir. Bu cemiyet düzenlemiştir Çocuk bayramını ilk kez.
Belki kafalar karıştı biraz. İsterseniz bunun yani 23 Nisanın nasıl çocuk bayramı olduğunun hikayesini de gelecek bölümde anlatalım.