- 448 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kalemimin Sağlığı Yerinde
Öyle diyor bazı arkadaşlar. Yazılarımı ya da şiirlerimi okuyunca ’’Kaleminize Sağlık.’’ Kalemim tabi ki sağ olmaya sağ olacak her ne kadar canlı olmasa da, lakin ben olmasam ne yapardı acaba tek başına kalemim? Ha bir de ’’Yüreğinize Sağlık’’ vardı değil mi? Onu unuttuk. Yüreğim, bak sana da sağlık diliyor arkadaşlar. Efendim, duyamadım, benim sana fazla bir katkım yok mu diyorsun? Öyle ama arkadaşlar yürek ile yazıldığını zannediyorlar yazdıklarımızın. Oysa beyin ve bilek bileşkesi bir üretim bu yazma eylemi. Her zaman için de böyle olmuştur. Beyin ve onun içinde ki akıl ile yazma organımız el olmadan hiç bir eser meydana gelmez, hayata geçmez...
- Niye böyle söylüyorlar sence arkadaşlar kalemim?
- Vallahi biraz kavramları karıştırıyorlar sanırım Ahmet.
- Bence de, bir de alışkanlık olmuş biraz. Birisi ortaya bir şey atıyor, diğerleri peşine takılıp gidiyor. Ha bu arada sen de dikkat et kalemim sağlığına. Yani sonra üşürsün hastalanırsın. Banyodan çıktıktan sonra saçını maçını iyi kurula ki üşütmeyesin sakın benim sevgili kalemim. Sigara ve içki kullanmadığını biliyorum, hovardalık da zaten yapmazsın.
- Ben banyodan çıktıktan sonra değil de, beni kullananlar saçma sapan şeyler yazdıkları zaman kafayı yiyorum ve üşütüyorum hafiften hafiften...
- Aferin bak iyi yapıyorsun kalemim. Sana da bu yakışır zaten.
Öyle de çok kalemim var ki ne yapacağım ben bunlar ile hepsinin de sağlığını düşünmek zorundayım inceden inceye. Hayır, arkadaşlar kaleminize sağlık derken, sadece o yazdığım kaleme sağlık diliyorlar. Benim bir dolu daha başka kalemlerim de var aga, tükenmez kalemim var mesela, bir de çok nadide babamın hediye ettiği dolma kalemim var, yirmiye yakın kurşun kalemim var, renkli gazlı kalemlerim var, insan onlara da sağlık ve sıhhatler diler değil mi ama? Onları tanımıyoruz mu diyor arkadaşlar? Olsun tanımasanız bile, onlara da sağlık dileyin ne olur yani diliniz mi aşınır kardeşim? Hadi tuttunuz yazımı sayfaya yapıştırınca ’’Kaleminize sağlık.’’ dediniz. Ne biliyorsunuz benim onu hangi kalem ile yazdığımı? Belki kurşun kalem ile belki tükenmez ile belki de dolma kalem ile yazdım. Bir sorun bakalım önce ’’Ahmet bey hangi kalem ile yazdıysanız ona sağlık dileyelim.’’ demez mi insan, değil mi kardeşim? Alınır sonra öbür kalemler. O zaman siz de ’’Dolma kaleminize sağlık.’’ ya da ’’Tükenmez kaleminize sağlık.’’ diye yazarsınız yazının altına.
- Ya Sayın kalemim aslında var ya sen tam benim kalemimsin bazen kitap gibi kadınlar çıksa da karşıma, hiç birini okumak için çaba sarf etmiyorum inanır mısın? Hem o kitap gibi kadınları kitap okumayı seven adamlar okusun değil mi ama?
- Ya sorma Ahmet, bazen o kitap gibi kadınlar alıyorlar benim gibi birini ellerine yazıyorlar da yazıyorlar, aslında kimisi de fena yazmıyor ama, çok abuk subuk şeyler yazanları da var, onlar beni aldı mı ellerine, öyle bir havalara giriyorlar ki zannedersin dünyanın en büyük yazarları, bunlardan iyi bunlardan güzel öykü de, deneme de, şiir de yazan yok...
- Sağlık dedik de kalemim, sen bize her zaman lazımsın aslında o sebep ile çok dikkat etmen lazım kendine. Hani ben seni koruyup kolluyorum ama, biraz da senin çaba göstermen lazım. Yani çok yazdığın zaman biliyorsun ucun kırılıyor, ucun kırıldı mı kalbin de kırılıyor, hem de benim yazma zevkim sekteye uğruyor, gidiyoruz kalemtıraş biradere mecburen ona soyuluyorsun. Onun da hareketleri çok keskin ve çarpıcı, aslında biraz da hücrelerini yeniliyoruz bir bakıma da iyi oluyor sayılır...
- Ahmet zaten kalemtıraş ile benim çok eskiye dayanan bir dostluğum vardır aslına bakacak olursan. Dedelerimiz bile aynı yerlerde iş görmüş iş bitirmiş zamanında...
- Zaten kalemtıraşın sana yaptığı hareketler bir nevi hücre yenilenmesi. Kalemtıraş ile daha da gençleşiyorsun, botoks gibi düşün, her ne kadar sonunda bitip tükenip terki dünya etsen de, canlı cansız her şey yok olacak nasılsa değil mi? Gerçi sen yok olurken insanlara faydalar sağlayarak, kalıcı bir şeyler bırakarak yok oluyorsun. Senin o kağıtlarda ki harflerden, kelimelerden, cümlelerden oluşan tohumların yavruların seneler boyu okunuyor...
- Bazen de bana küsüyorsun eline almıyorsun bilgisayarında müsvedde yapmadan yazıyorsun yazılarını, o zaman bayağı moralim bozuluyor acaba bir hata mı yaptım diye sana karşı düşünmüyor değilim.
- Yok, yok olur mu hata. Seni kullanan benim zaten, dolayısıyla hata yapma işi benim işim. Hatadan değil de zaman kazanma açısından bilgisayar tuşlarını kullanıyorum kalemim.
- Ama o zamanda senin yazılarına kalemine sağlık yazanların, kılavyene sağlık ya da bilgisayar tuşlarına sağlık yazmaları gerekmez mi?
- Onda haklısın da, boş ver takma kafana ben de takmıyorum zaten.
- Rabbim bile benim yani kalemin önemini tespit etmiş ta ezelde de ’’Kalem’’ diye bir sure indirmiş ’’ Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.’’ diye başlar ve devam eder gider. Hakeza Alak Suresinde de ’’O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.’’ der anlam olarak.
- Okurum zaman zaman ben de o sure ve ayetleri haklısın.
- Of kalemim of, dua edelim de dünyada kargaşalar, savaşlar, yokluk, yoksulluk azalsın. Dua hep lazım, Afrika’da çocukların açlıktan kemikleri görülmesin, ölmesin hiç bir çocuk. Barış gelsin tüm dünyaya, emperyalistlerin yüzü hiç bir zaman gülmesin. Ama illa ki yazacağız bunları aklımız elverdiği, bileğimiz bükülmediği müddetçe. Seni tutuyorsam sıkı sıkı, sen de bana yardımcı olarak büyük işler başarıyorsun. Şimdi bütün bu yazılara yorum yapanlar ’’Kaleminize Sağlık.’’ lafını bırakıp da, beyninize ve ellerinize sağlık demeye başlarlarsa da alınmak yok tamam mı?
- Yok, yok merak etme Ahmet, sana söz olsun. Bundan sonra sana yorum yapan arkadaşlar kaleminize sağlık kelimesini kullanmazlarsa çıtım dahi çıkmayacak inan buna.
- Eyvallah benim de senin de ne kafan bozulacak, ne de bundan sonra senin sağlığını dert edeceğim. Aklım ile bileğim, iş bundan sonra siz de... Ona da okuyanlar sağlık dilese de olur, dilemese de...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.