GÜLÜŞÜNDEN ÖPÜYORUM SENİ
- Sol yanımda bir sancı var kaç gündür, hiç dinmiyor.
- Sevdadandır bence.
- Sanmıyorum.
- San.
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun bilmediğin bir kalple ilgili?
- Bilmediğim bir kalp mi seninkisi, emin misin?
- Evet, eminim.
- Kaç geceyi sabah ettiğini biliyorum. Sabah ezanıyla uyuduğunu… Kirpiklerinde asılı duran damlacıkları, hasretten yanan yüreğini ve onun adını sayıklayan dudağını biliyorum. Yetmez mi?
- Yetmez tabi ki!
- Neden?
- En güzel ağrı bile tarifle hissedilmez, o ağrıya duçar olunca bilinir. Çizilmiş en güzel çiçek resmi bile geçek ama solmuş bir çiçek kadar tesirli değildir.
- Diyorsun!
- Hem sevdadan olsa bile kimse bunu bilemez!
- Ben hariç ama!
- Sen de bilemezsin!
- Gülüşünden öpüyorum seni!
Kurşun yemiş gibi oldu.
Hiç ummadığı bir anda kalbinden vurdum onu.
Sendeledi.
Eveledi geveledi.
Kendisine gelmesi ve tek kelimeden oluşan sağlıklı bir cümle kurması kaç dakika sürdü.
- Nasıl? diyebildi.
- Basbayağı…
- Olur mu ama!
- Bak öpeyim de gör nasıl oluyor!
Bahar geldi ben böyle deyince onun yüzüne.
Çiçekler açtı.
Gönlüne güzellik kaçtı.
Nasıl da açtı sevilmeye, nasıl da muhtaçtı bir iki kelime de olsa övülmeye.
İnsan neden esirger ki sevgi dolu sözcükleri?
Bunları uğruna sarf edecek insan mı yok?
Güzel kelimeler de mi terk edip gitti dudaklarımızı?
Ne kadar yavan kalmışız aşk sofrasında.
Nasıl da yaban olmuşuz.
- Sen böyle dedin ya kalbim dağıldı bir anda.
- Toplamak benim işim. dedim ona.
- Gülüşümden öptün ya! Ama bilmen gereken bir şey var!
- Neymiş o bakayım?
- Ben hiç gülmem ki!
Zor olduğunu biliyordum onun.
Zeki olduğunu hesaba katıyordum.
Ben yağmur olup yağacaktım ona, o da şemsiyesiz kalacak ve ıslanacaktı ben yağmurunda, sırılsıklam olacaktı.
Yüreğimdekilerle geliyordum ona, her şeyimle.
Böylesi görülmemişti kalp ülkesinde.
Gülüşünden öptüğüm… Bakışından etkilendiğim… Uğruna ölümlere gidip geldiğim… Uçurumlara düştüğüm… Yangınlara maruz kaldığım…
- Gülüşümden öpmek kolay olmasa gerek anladın herhalde!
Gökteki yıldız sayısınca onu sevdiğimi; sudaki balık âdetince, kırdaki çiçek zarafetince ve aklımdaki düşünce derinliğince onu sevdiğimi bir kez daha anladım.