SANATÇI PERÝHAN KOCA ÝLE KADIN KADINA
Sevgi Ünal/Efece Haber/Ýstanbul
S.Ü: Sevgili Perihan KOCA, Efece Haber Gazetesi’nin sanat eki Bir Demet Nergis için 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla bir kadýn sanatçýyla söyleþi yapma isteðime yanýt verdiðiniz için öncelikle teþekkür ederim. Bu söyleþi fikrinde ilk aklýma gelen kadýn sanatçý siz oldunuz. Nasýl olmayasýnýz? Resim, þiir, köþe yazarlýðý, güfte ve beste çalýþmalarý, eserlerin icrasýgibi sanatýn birçok dalýnda emek veriyorsunuz. Konumuzla ilgili olarak ilk sorum þu olacak: Kadýnýn sizdeki tanýmý nedir?
P.K: Duygularýn, üretkenliðin, disiplinin, estetiðin, özverinin, þefkatin, arzularýn, öðretilerin ve öðrenme tutkusunun yaþama yansýmasýnýn temsilidir kadýn. Canda can besleyen, yüreðiyle yaþamý kucaklayan, güzelliðin ve sevginin, Ýnsanýn iki cinsinden birisi olan bedende can bulmasýdýr kadýn.
Evde evinin kadýný olup yaþamýn yapý taþlarýný inþa eden mimardýr. Dýþarýda özgüveniyle duran, onurlu baþýný dik tutan, gönlüyle gören, yüreðiyle saran asker postalý giyendir kadýn.
Ýki cinsten oluþan insanýn, diðer yarýsýnýn yüzüdür, yüreðidir, tamamlayanýdýr.
Kadýn emeðiyle, bilgisiyle, görgüsüyle üretendir. Eðer sanatýn bir dalý ile de uðraþýyorsa emek veriyorsa ve/veya sanatýn ýþýðýnda bulunuyorsa sanatý olduðu gibi, insaný ve insanlýðý taçlandýrandýr.
S.Ü: Sanat kadýn için ne ifade eder, siz sanat kavramýnýn neresindesiniz?
P.K: Bireyin kendisini ifade etmesindeki en estetik ve özgür unsurdur sanat. Bu tanýmýmdan yola çýkarak sanat ve zanaatin elbette kadýn için de kendini ifade etmede, üretkenliðini ortaya koymadaki önemini hassasiyetle vurgulamak isterim. Kadýnlarýmýz kültür ve sanatta daima en ön sýrada olmalarýna raðmen kamuya mal olmada ve/ veya kabul görmede biraz daha geride kalýyorlar. Bu kýsmen istem dahilinde olsa da, daha çok siyasi, ekonomik, sosyolojik veya diðer nedenlerle vitrinlendirilen bir durumdur.
Varoluþumuzdan günümüze kadar olan aktarýmlarda sanat en kalýcý ve önemli taþýyýcýdýr. Nefes almak gibi hissederek aþkla soluklandýðým, disiplinle uyguladýðým, saygýyla selam durduðum bir kavram halini almýþtýr bendeki sanat görgüsü.
S.Ü: Birçok ödül aldýðýnýz bu geniþ sanat yelpazesi yolculuðunda bir kadýn sanatçý olarak sizi zorlayan koþullar var mý? Varsa neler?
P.K: Müsadenizle bu sorunuza ‘‘Güzelliðin, yeteneðin ve tanýnmýþlýðýn, bireye getirdiði ödül kadar cezasý vardýr’’ diye yanýt vereceðim. Týplý zýtlýklarýn birbirini açýða çýkardýðý gibi özel vasýflar taþýyan birinin de hareket özgürlüðü o kadar azdýr.
Hadi doðadan örnek vereyim. Tavuz kuþu muhteþem tüylere sahiptir ve her gören bir tüy koparmak ister.
Göz önünde olduðunuz zaman sanatýnýzda ve duruþunuzda tavizkar deðilseniz sizi olduðunuz gibi algýlamaktan çok kendisi gibi düþünen davranan biri olarak görür ve yaklaþýmlarda bulunurlar. Daha basit bir örnekleme yaparsak. Bir serginizde, þiir sunumunuzda veya solo þarkýnýzda yapacaðýnýz ayak tökezlemesi, hapþýrma, kahkaha, aðlama, sinirlenme yani insana dair olaðan refleksler bir anda yaptýðýnýz tüm sanat sunumunuzun (sanat güzelliktir. Dolayýsýyle güzelliðinizin) önüne geçerek gölgeleyecektir. Bazý açlýklarýn, bilgisizliklerin, görgüsüzlüklerin ve hatta alýþkanlýða varan savunmasý hazýr tutumlarýn, dikte edilen hallerin yansýmalarýnýn yaný sýra, baþlýbaþýna sýkýntý yaratan ve yaþatan diðer önemli hususlara da sohbetimiz akýþýnda veya ayrý bir zamanlamada ayrýca deðinmek isterim
S.Ü: Siz ayný zamanda bir annesiniz. Hatta anneannesiniz. Güfte ve bestesi size ait çocuk þarkýlarýnýz da var. Bir anne, çocuklarýný, özellikle erkek çocuklarýný yetiþtirirken, toplumun geleceði, gelecekteki kadýnlarý adýna nasýl bir eðitim yöntemi uygulamalýdýr?
P.K: Öncelikle cinsiyetine bakmaksýzýn istek, arzularýný ve davranýþlarýný doðru okuyup, doðru eðitip öðretirken, onlarýn öz güvene sahip, deðerli bir birey olduklarýný hissettirmeliyiz. Ayný zaman da kendi aklýmýzdan da çýkarmamalýyýz. Onlardan önce doðmamýz anne, baba, yetiþkin, eðitmen… olmamýz bize üstünlük hakkýný vermez.
Yaþamýmýn bu aþamasýna kadar olan süreçteki tüm hususlarýn içerisinde önemle üzerinde durduðum husus, önce çocuðumdan sonra çocuðumun çocuðundan öðrendiklerimdir. Umarým yaþam yolculuðumda gözlerimi kapatýncaya kadar onlardan uzak kalýp bu güzelliklerden, öðretilerden mahrum kalmam. Gerek kendi çocuðum ve torunumdan, gerekse sosyal yaþamda bulunduðum gözlem ve yaþanmýþlýklarýmýn ürünü olarak, sizin de deðindiðiniz gibi çocuk þarkýlarý çalýþmalarýmýn yaný sýra henüz yayýnlanmamýþ ve üzerinde çalýþtýýðým çocuk kitaplarým var.
Sorunuzu biraz daha detaylandýrsak; Birer birey olan çocuklarýmýzý ne bir cinsini diðerinden üstün ne de noksan görmeliyiz. Hiçbir cins diðerinden ayrýcalýklý deðildir. Erkek çocuklarýný aðam, paþam evimin küçük erkeði gibi sorumsuzca sýfatlarla çarpýk kiþiliklere büründürmemeli. Ýlerleyen zamanda biçilen bu rollerinin gereðini en acý biçimde fatura edeceklerdir. Diðer taraftan kýz çocuklarýný da ama sen kýzsýn diye söze baþlayan kýsýtlamalarla edilgen kýlmamalý. Minicik bedenlerine gelinlikler giydirip travmatikroller biçilmemeli. Unutmamalý ki bir insan yetiþtiriyoruz, muhtelif roller biçilmiþ elbiseler giydirilen birer kader mahkumu insancýk yetiþtirip topluma ve insalýða musallat kiþi deðil.
S.Ü: Sizin insanlarý cinsiyet olarak deðil, sadece þekil olarak birbirinden ayýrt etme noktasýndaki hassasiyetinizi konuk olduðunuz televizyon programlarýndan dile getirdiðinize çok tanýk oldum. Buradan yola çýkarak 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü kavramý size ne ifade ediyor?
P.K. Bu konudaki hassasiyetimi dikkatle vurguladýðýnýz için teþekkür ediyorum. Evet þekil olarak kadýn yada erkek cinsinden biri olan, düþünen, muhakeme eden, konuþan, keþfeden, eðitilen/eðiten, öðrenen, üreten, tüketen duygularýný ifade edebilen, seven, dostluk, arkadaþlýk ruhunu taþýyabilen, çeþitli donaným ve yeteneklere sahip birer insanýz.
Emeðin, eþitliðin, adaletin ve insan olmanýn gereðini estetikle, direnç ve disiplinle hatýrlanýp anýlan bir günün her ik cins tarafýndan sevgiyle kutlayacaðý bir gün olarak görüyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün kadýnlar için söylediði deðerli sözlerinden biri olan ‘‘Dünya’da hiçbir milletin kadýný, milletini kurtuluþa ve zafere götürmekte, Anadolu kadýnýndan daha fazla çalýþtým diyemez’’ sözlerini doðru okuyup, doðru kavrayýp uygularsak 8 Mart’ýn önem ve gereðini bir o kadar samimi ve gönülden yerine getirmiþ oluruz.
S.Ü: Resim çalýþmalarýnýz fantastik. Özellikle benim çok beðendiðim at temasý aðýrlýklý eserlerinizden burada bahsetmeden geçemeyeceðim. Baþarýlý bir ressam olarak kadýnlara kendilerini ifade etmek için resim sanatýna yönlenmelerini önerir misiniz? Bugün çaresizlikle boðuþan birçok kadýn olduðunu biliyoruz. Her kadýn resme yönelebilir mi? Onlarýn ruhlarýný saðaltma aracýlýðý yapmakta resim ne derece etkili olur?
P.K: Kadýnlarýmýz sanatýn hangi alaný olur ise olsun mutlaka biri ile kendilerini zebginleþtirmelidirler. Bu amatörce olabilir, zanaat çalýþmasý olabilir veya üretilen bir sanat eserini izleme, ziyaret yada seslendirme ile de olabilir. Hangisini olanaklarý ölçüsünde gerçekleþtirebiliyorlar ise mutlaka zaman ayýrýp kendilerine o fýrsatý vermeliler. Yapýlan her ürün sanat eseri niteliði taþýmayabilir ama sanat ile soluklanmaya taþýyacaðý mutlaktýr.
Toplumlarda bir uctan bir uca en geniþ kitlelerce; Sanatýn en kolay ulaþýlaný, uygulananý, üretileni ve icra edileni müziktir. Bunu diðer sanat dallarý takip eder. Biraz iddialý bir söylem olarak görebilirsiniz belki bu sözümü ama okuma yazma bilmeyen, eli kalem, fýrça tutmayan iþitme duyusu (içsel ve iþiterek) bir türkünün bir þarkýnýn naðmesini ruh haline göre durumlarda mýrýldanýrlar. Bir dernek, gönüllü evi yadar kuruluþta toplu iþtiraklarde bulunamýyorsa kendisine bir þarký ýsmarlar keyifle okur yüreðini ferahlatýrken ruhunu besler.
‘‘ Sanatýn bütün dallarý birbirini tamamlar’’ görüþündeyim. Bir resmin içinde müzik, þiir, ritim vardýr. Bir müziðin içinde de resim, ritim, þiir vardýr.
Birçok sanat dalýnýn içerisinden resime yönelimlerde ise ruhun renkleniþi bir baþka boyuta ulaþýr. Renklerle ruha dokunurken desenlerle vücut bulan kurgular vardýr. Buradan yola çýkarak sorunuza cevabýmý þöyle tamamlamak isterim. Dileyen her kadýn resime yönelebilir yeteneði ölçüsünde ürünler ortaya koyarken kendinden olaný tuvale yansýtýr. Bu da beraberinde, kendi içsel yolculuðunda yaptýðý seyahetten heybesine koyduðu mutluluðu çerçeveleyerek görsel hale getireceði gibi ruhunu þenlendirir.
S.Ü: Sizin, “Sanatçý eserini anlatmaya çalýþmamalý. Eser kendini ifade ederken söz susar, sanatçý eseriyle konuþur,”sözünüzle baðdaþtýrarak duygularýnýzý, düþüncelerinizidaha rahat ifade etmek için eserlerinizde fantastik çalýþmayý tercih ettiðinizi düþünüyorum. Yanýlýyor muyum? Eserlerinizin fantastik olmasýnýn nedeni nedir?
P.K: Kendimden bahsetmek en zorlandýðým husustur. Zira sizinde deðindiðiniz gibi sanatýmda ortaya koyduðum ürünlerle konuþmak kendimi ifade etmede birincil duruþumdur. Benim için özellikle bilinçli bir seçim deðildi Fantastik Realist çalýþmalar yapmak. Kendiliðinden vücuda gelen bir durum, bir iþleyiþ, bir doðuþtur. Yaþamýn gerçeðinde görünen ve görünmeyen durum, hal, varlýk ( burada kasýt salt ruhsal ögeler deðil, mikroskobik bakýþ ile görünebilenlerdir de) ve duyumsamalarýn, desenlerle vücut bulmasýnda en etkin bir yolculuktur Fantastik Realizm. Bu üslubum resimlerimde olduðu gibi, þiir ve müzik çalýþmalarýma da yansýr. Görünen bir duyguyu, cisimi, doðayý göründüðü gibi deðilde benim gördüðüm gibi iþlemek beni daha çok ben yapýyor ve beni daha çok çalýþmalarýma yansýtýyor. Çalýþmalarýmýn sanat dalýndaki karþýlýðýný þimdilik Fantastik Realizm olarak adlandýrýyorum.
S.Ü: Erkek egemen bir dünyada yaþýyoruz. Ülkemizde de bu baskýyý çok yönlü hissetmekteyiz. Baskýya karþý hazýrlanan sosyal projeler, kadýnýn bir birey olarak kabul görmesi konusunda yeteri kadar etkin olabiliyorlar mý? Olamýyorsa sebepleri nelerdir? Hangi önlemlerle biraz olsun kadýnlar rahat edebilirler?
P.K: Baþlý baþýna derinlikler taþýyan çok boyutlu irdelenmesi gereken bir durumdur bu aslýnda. En özetle önce kadýnlarýmýz kendilerini bilmeli, tanýmalý, duruþuyla tavrýný ve kararlýlýðýný ortaya koymalýdýr. Kadýnlarýmýz hemcinslerini duygusal tepkilerle, hissi ithamlarla yýpratmamalý. Kendilerini ve baþkalarýný olduðu gibi görmeli, ötekileþtirmemelidir. Yani en acýmasýzca bir söylem ile önce kendimizi deðiþtirmeli, dönüþtürmeliyiz. Evrilmeli, silkinip kendimize gelmeli, gücümüzü, zekamýzý, yapabileceklerimizi kendimize göstermeliyiz. Yani kendimizin donanýmýný gözden geçirip yapýlandýrmalýyýz. Kendini yapýlandýran bir kadýn ailesini, ailesini yapýlandýran bir kadýn mahallesini, mahallesini yapýlandýran bir kadýn bir kenti, kenti yapýlandýran bir kadýn bir ülkeyi yapýlandýrýr. Bunu yaparken de erkek cinsini de beraberinde yapýlandýrýr, insanlýðý taclandýrýr. Kendisi için tercih edileni itirazsýz kabul edip, kader diye sineye çekmek yerine, üstesinden gelmede kiþisel ve dayanýþma ile þekillendirmelidir. Böyle bir iradeye dönüþen kadýný hangi fýrtýna savurur, hangi kasýrga sürükler, hangi sel önüne katar, hangi baský boyun eðdirirki.
Kadýnlarýmýz, insan denen varlýðýn diðer yarýsý kadýnlarýmýz iyi ki varsýnýz ve iyi ki ben de kadýným. Hani bazen derler ya bir daha dünyaya gelsem erkek olarak gelmek isterdim diye. Ne büyük haksýzlýk ( Burada kendini erkek hisseden veya diðer özel hususlarý dýþarýda tutuyorum) kendilerine yaptýklarý ne büyük zarar. Ýnsan olmak muhteþem bir þey, kadýn olmak muhteþemliðin bir yarýsý.
S.Ü:Güfte Renginde Þiir Ritminde kitabýnýzdaki þiirlerinizin çoðu insanlýða çaðrý, doðaya, insana, sevgi saygý üzerine. Dergilerdeki köþe yazýlarýnýzdaki temalar da ayný doðrultuda olduðu gibi diðer eserlerinizde de duygularýnýzý o yönde ifade ettiðinizi görüyoruz. Bu yorumuma ilave edeceðiniz neler olabilir?
P.K: Özetleyerek, damýtarak ortaya koyduðunuz sözlerinizle onurlandým, mutlandým, umutlandým Sevgi haným, teþekkür ediyorum. Ýnsan olmanýn ve insanlýðýn gereðini en yaygýn, seçkin ve uygulanýr haliyle görmek, duymak, yaþamak ve yaþanmýþlýðýna tanýklýk etmek ve hatta bir zerre kadar da olsa katkýda bulunmak benim insanlýðýmýn, sanatýmýn borcudur, vazifesidir. Hem sýradan bir insan olarak hem de sanatçý olarak taþýdýðým sorumluluklarýmý, sevgiyle, saygýyla, aþkla hissederken disiplinle, emekle ortaya koymak hem sanatýmda nefes aldýrýyor hem insan duruþumda soluklandýrýyor. Ne mutlu insan olabilene ve insan kalabilene. Ne mutlu güzel ülkemin yüreði güzel insanýna. Ne mutlu ayný evreni paylaþtýðýmýz, ayný atmosferde farklý ülkelerde yaþadýðýmýz insan kalabilen tüm insanlýða. Ve ne mutlu sanatýn ýþýðýnda buluþanlara. Bu vesile ile beni sanatýn ýþýðýnda, bu anlamlý günde okuyucularý ile bulýþturan güzel gönlünüze O Günden Sonra Þiirimin iki dörtlüðü ile teþekkür ediyorum.
…
Bir kadýn bedeni taþýdý seni
Kanýyla canýyla büyüttü seni
Göðsünde doyurdu uyuttu seni
Koluna aldýðý o günden sonra
Kalbine aldýðýn kadýndý senin
Derdini açtýðýn kadýndý senin
Koynunda yattýðýn kadýndý senin
Dünyaya geldiðin o günden sonra
Sizin ile birlikte tüm kadýnlarýmýzýn ve kadýnlarýmýz ile birlikte yol alan erkeklerimizin yani insanlarýn 08 Mart Kadýnlar Günü’nü kutluyor, güzellikler diliyorum.
S.Ü: Sevgili Perihan KOCA, sizin de gününüz kutlu olsun. Sanat yaþamýnýzdaki baþarýlarýnýzýn devamlý olacaðý muhakkak. Nice eserlere ve aldýðýnýz ödüllere katýlacak nice ödüllere dileðiyle bu söyleþi ve doyurucu yanýtlarýnýz için çok teþekkür ederim. Sevgiyle kalýn.
YORUMLAR
Henüz yorum yapýlmamýþ.