Her Çağda Zalimin Adı Değişir, Ha Trump Olur Ha Voyvoda
“Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü yerde sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. O ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller verir. Kötü sözün durumu da, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer. Allah, iman edenleri, dünya hayatında da, ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır ve Allah, dilediğini yapar.” İbrahim süresi, 24-27
Zalimin adı her çağda değişiyor. Moğollar gibi barbar, Osmanlının son yıllarında eşkıya ve son yıllarda ise adalet dağıtmak için başka topraklara girerek savaşan ve o masum insanları topraklarından taşeronları ile göçe zorlayan ve ölüme terk eden, sözüm ona süper güçlerdir… Zalim, insanın yaşamak için seçeneğini ve özgürlüğünü yok eden, onu korkuyla sömüren, adaletsizliğinin içinde yolunu bulan dünyalık büyük bir güçtür. Eğer Allah bizi rahmet ve ihsanıyla korumasaydı, her an şehadet inancıyla nefes aldırmasaydı zalimlerin olduğu yerde yaşam mümkün olur muydu?
Zalimin beslendiği en önemli kuralı, yaşadığı toplumda birlik ve beraberliğin, kısacası kardeşliğin yok olması için elinden geleni yapmasıdır. Onun beslendiği toplumda, insanlar birbirini sevmez, güvenmez ve başkasının acıları ile asla ilgilenmezler. Karnı tok, yüreği sevgisiz insanlar “Bana ne!” derler kibir içinde. İnsanı en çok dehşete düşüren ölümü bile yanlarında görseler, “Ben yaşıyorum ya!” derler, tıpkı kurdu gören eşeğin, “Nasılsa öleceğim. Biraz daha otlanayım dercesine!” dünyadan son ana kadar bir çıkar umması gibi…
Bu dünyada Hakkın ayetlerine dayanmayan hiçbir yol, uzun ömürlü olamaz. Nitekim yukarıda da yazdığım ayette ki gibi, İbrahim süresi 24-27nci ayetlerde, Rabbim kötülüğü yerden koparılmış, kuruyan bir ağaca benzetiyor. O bir ağaç olur ama asla meyve vermez, büyümez. Kısa bir süre sonra ise kurur ve ölür. Kötülük yapanın yaptığı yanına asla kâr da kalmaz.
Geçen son seçimlerde, kaos ortamı içinde, bir yanda yükselen borsa, enflasyon ve artan gıda fiyatları, diğer yanda her gün şehit haberleri, kalabalıklarda patlatılan bombalar ile insanları canından bezdiren ve içine kapatan duruma seçim sonucunda gerekli cevabı veren bilinçli bir halk vardı. Onları bu seçim sonuçlarına cahillikle suçlayan zalimler, kendi çıkar ve emellerine ulaşamadılar, Rabbim sayesinde… Seçmen, neden bu kadar kararlıydı ve herkesi şaşırttı? Birçok senaryo üretildi ve tartışıldı. İnsanlar ne derse desin, Rabbim şehit kanlarıyla ıslanmış ve boyanmış bu güzide topraklarda adaleti sağlayacak ilhamı gönüllere verdi, tıpkı 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi. Tüm İslam âleminin gözü kulağı bu seçimin sonucundaydı, 15 Temmuz Darbesi sonuçlarında olduğu gibi… Onlarda sonuçlanan seçim sonuçlarına çok sevindiler, çok… Biliyorlardı ki, zalimler kazanmak istiyorlardı. Biliyorlardı ki, zalimler istediklerini asla elde edemezler de…
Asıl önemli olan bundan sonrası ve yeni seçim sürecinin sonuçları… Devletin kadroları Allah’tan korkan, kuldan utanan ve en önemlisi ahirete iman eden liyakatli kişilerden seçilmelidir. Seçilecek kişiler, sevgiyi kalbinde hisseden, bu topluma ne verecekse Allah için verecek samimi kişilerden seçilmelidirler, seçilen kişilerin atadıkları da… Adeta İslam’ın altın çağını yaşayan bir Türkiye’nin, halkıyla bütünleşmiş devlet kadroları tüm zalimlere adaletin nasıl sağlandığını ve sonucunda huzura ermenin ne büyük bir güç olduğunu, büyümeye devam eden ve her zaman meyve veren bir ağaç misali dünyadaki tüm zalimlere gösterecektir, Allah’ın izniyle…Eğer bu şekilde yapılmazsa, Allah korusun Türkiye bir Suriye örneğine döner. Bu darbeyle de denendi. Darbe, Allah’ın yardımıyla başarılamadı... Halk, perişan ve her şeye muhtaç savaşın içinde zalimin oyununa gelmedi böylece. Buna benzer her seçim sonucu bize sunulan Allah’ın bir lütfüdür. İnşallah…
En son seçimlerden sonra atananların atadıklarının sergiledikleri zalimane görüntüleri, mirasyedi tutumlarını halk gördü. Allah’ta biliyor. Bu ülkede yaşayan her bireyin bir başkasından farkı yok. Hakkı olanın dışında, haksızca aldıkları kul hakkıdır ve talandır. Bunlara bir sebep üreterek, kılıf bularak benim hakkımdır demek, zalimliktir. Uydurma yurt dışı görevlerinde hep aynı kişilere göreve vermek, makam araçlarını kendi özel ihtiyaçları için kullanmak gibi keyfi tutumlar, müfettişlerce araştırılmalıdır. Seçen halkın oylarıyla, keyif sürme devrine son verilmelidir. Enflasyonla beli bükülen halkın sesine kulak verilirken, onun ihtiyaçlarını görmezden gelerek gaspeden bu utanmaz ve Allah’tan korkmaz atanmış kişiler bulundukları yerden hemen alınmalıdır. Liderin güzel, heyecan vermesi, ümit vermesi ile dillenen söylemi ve itidali ile her şey güllük gülistanlık olmuyor maalesef. Olsaydı keşke… Kur’an da söylendiği gibi liyakatin esas alındığı günlerin, benim tanıdığım hırsız bile olsa iyidir mantığının bir an önce kafalardan silinmesinin, zamanı da gelmiştir.
Ey Müslüman, Ahiret gününe imanı unuttun. Yaptıklarından Allah’a hesap vereceğine iman etmiyorsun artık sen. Hangi yaptığın eylem İslam’a uyar ve zalim olursun böylece!
Yalnızca Allah’a ibadet eder yalnızca ondan yardım dilerim, Amin. Yaşasın zalimlere, halkı sömüren hainlere, münafıklara cehennem…
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.