- 1722 Okunma
- 5 Yorum
- 5 Beğeni
meyûs kadınlar
"Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim."
30 Mart 1923 Vakit Gazetesi...
M.Kemal ATATÜRK
Erkeklerle kadınlar vazgeçilmez ikili
Takdire şâyan değil verdiği emek amma;
İlik düğme misali birbirine dikili
Hâkir görme değilse nedir bunca muamma ?
Paylaştığım yazıdan sonra; yüzlerce kelimeyi yan yana getirsem, imgelerle süslesem bile ne kadar anlamlı olabilirdi.Zaten yeterince en afillisinden herkes kendince meramını anlatan şiir, yazı, öykü kaleme almış veya alacak, bizler de okuyacağız. Kim ne yazarsa yazsın paylaştığım yazı kadar ne anlatabilir ne de taçlandırabilir kadını...
Can içinde can taşır soy verir ocağına
Ve analık bahşetmiş hayran kalır kâinat.
Allah’ın lütfu cennet, serilmiş ayağına
En şerefli varlıksın mâdun görene inat.
Varlığı bile günah sayılırken, sosyal hayatın her alanından soyutlanıp ötekileştirilen; isimsiz-kimliksiz,
kendi çığlığında kaybolmuş kadınlar var.Sadece ve sadece namus kavramı kadının alnında sorgulanan, istismarın her rengine maruz kalan ve orantısız güçle şiddete uğrayıp kendi çığlığında kaybolmuş kadınlar var bir yerlerde...
Oysa;
Allahü Teâlâ: Kadına en güzelini,en kutsalını "Analık hakkı" vermiş,cenneti ayağının altına sermiş. Yaşadığımız şu yüzyılda hala " Kadının Hakkı,kadının emeği, kadının kimliği" tartışıyor ve mücadelesini veriyor olmamız kabul edilir gibi değil... Hak-hukuk meselesi içi boş kanunlardan ibaretse gerisi-ilerisi......................
NurayÇAKMAK/7MART/2019
YORUMLAR
KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
Nazım HİKMET
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan, çok eşliliği kaldıran, eşit eğitim hakkı getiren, kadınların iş hayatına katılmasını sağlayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, şükran ve sevgi ile anıyoruz.
Ancak ben isterim ki Türk kadını hakkında konuşulduğu kadar ''Kadın'' konusunda ve hala bu devirde öldürülen, tecavüze uğrayan, her türlü şiddete maruz bırakılan, yaşanan dünyanın dar edildiği zulmün gerçeği hakkında konuşulsun.
Milli kimliğimiz ile elbette ki gurur duyalım. Ancak bizler öncelikle bu günü ''cinsiyet'' ayrımcılığı platformunda tartışmalıyız.
Sevgilerimle...
Nuray Çakmak
çeşitli platformlarda tartışan, gündeme taşıyan biri olarak şunu diyebilirim kendi adıma tabi sadece tartıştık. 365 günde sadece bir gün gündemde kalıyor. 364 gün unutuluyor olması ne kadar acı değil mi ?