- 570 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşık oldum bende..
Herkesin yaşadığı bir şeydi yaşadım. Ben de âşık oldum. Karşılıklı olduğunu düşündüğüm tek bir kişi oldu. Vazgeçilen olmak ne zordur bilir misin? Çok vazgeçtiler benden. Epey vazgeçtiler aslında. Belki karşılıklı da değildi kafamda kuruyordum. Ama buna inanmak istiyordum. Hala da istiyorum. İstenmeyen olmak ne demek bilir misin? Ben çok kez istenmeyen oldum. Asla anlayamayacağım bir hikâyem oldu. Her şey iyi giderken vaz geçilen olmak, istenmeyen olmak.
Aşkın acı ve hüzünlü bir şey olduğunu öğrendim. Ağlamayı öğrendim. Yarım kalmayı öğrendim. o yanımda değilken onunla konuşmayı öğrendim. Ama öğrendiğim en güzel şey ne oldu biliyor musun? Sevmek sevilmek ten daha yüce bir şey.
Öğrenemediğim şeyler de oldu. Unutmayı öğrenemedim. Öğrenemem de daha ağır gelir bana. Vazgeçmeyi öğrenemedim. Vazgeçmenin erdeminden bahsettiler. Erdemli olmayı da öğrenemeyeceğim galiba.
Kafamda kuruyordum çoğu şeyi belki hayaller âleminde yaşıyordum. Hak vermiyor da değilim ona. Ama dedim ya inkâr etmek istiyorum. Biz bize ait bir şeyler yaşadık buna inanmak istiyorum. Mektubuna bakıyorum. Bana yazılan tek mektuba. Ben hiç sevilmedim. Şu cümleler gözüme vuruyor: "...kendine ait duvarlar var kimseyi almıyorsun içeri...". duvarlarım seninle yıkılıyor. Diyorsun ki devamında: "daha sonra yeni duvarlar öreceksin kendine benim aşamayacağım duvarlar...". nefesim kesiliyor. Yoruluyorum oturduğum yerde. Kalbim acıyor. Bir şeyler eksiliyor benden. Sanki ruhum çıkıyor. Uzunca bir süre geçiyor ben yeni duvarlar örüyorum kendime. Senin isminin yazılı olduğu yahut resmini astığım duvarlar.
Sonraları gidiyorum. Sen mutlu ol diye. Her sabah uyandığımda mutluluğun için dua ediyorum. Onunla mutlu ol diye. Hala uyandığımda aklıma geliyorsun. Dua ediyorum sana ki senin dediklerin doğru olsun. Ben her şeyi kafamda kurmuş olayım diye. Yoksa ikimiz de tükeniriz. Ama sen mutlu olacaksan böylesi bana daha iyi. Ben çok savaştım. Yarım kaldım, yaralı kaldım. Ne ölecek kadar ne de yaşayacak kadar ait kaldım dünyaya. Seni yazmaya çalıştım. Yazdıkça bir kalem gibi tükendim. Yazdığım sayfaları beğenmeyip yırttım. Bir defter gibi eksildim. Gitmek istedim yol olup uzaklaşmak.
Sensiz gidip denizi seyrediyorum. Martılara bakıyorum. Çayı sensiz yudumluyorum. Üstelik kimse bana saçmalıyorsun artık demiyor. Sensiz de saçmalıyorum içinde sen geçen cümlelerle. Sensiz de şarkılar dinliyorum. Güneşe bakıyorum, yağmurla ağlıyorum. Bilmiyorum aklına geliyor muyum? İlerde biri sorarsa vazgeçmek benim için de kolay olmadı diyecek misin? Gitti artık bu şehirden dersin.
Saçlarını göremeyeceğim hiç. Başkasının parmakları gezecek saçlarında. Belki ettiğim dualar kabul olacak. Çok mutlusun onunla. Bir sis çöküyor karanlığa. Sokak lambasının ışığı vuruyor odama. Sabahları bir güvercin geliyor pencereme. Düşünüyorum senin odana da bir ışık vuruyor mu? Geliyor mu güvercinler sabahları pencerene. Rüzgâr fısıldıyor mu sana kurduğum cümleleri kulağına.
Bende herkes kadar âşık oldum aslında.
Gittim. Korktum bir bahar daha seninle aynı şehirde bulunmaktan. Kış geçti, bahar da geçer sensiz. Sen zaten geçtin benden. Aynı yerde kalan aynı şeyi sayıklayan geçemeyen benim bu hikâyede. Vaz geçilen olmak zor. Vaz geçememek de öyle. Belki sen unuttun ama ben unutamadım. Başkasını seçsen de, vazgeçsen de unutamadım.
Aklına geliyor mu saçmaladıklarım. Sana demiştim ki bazılarının kaderi bağlaç olan de gibi ayrı yazılır. Ama ben tüm anlamlar bozulsun sana bağlı yazılayım istemiştim. Beni senden çıkarınca cümlenin anlamı bozulsun istemiştim. Bir birimizde anlam bulmak istemiştim. Cümleden atmasaydın beni en azından yanında durmak istemiştim.
Sami Arlan..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.