- 555 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YİNE O ŞIMARIK ÇOCUK
Çocuk yetiştirmedeki yetersizliğimizi daha önce de anlatmaya çalışmıştım. Ataerkil, anaerkil aile derken belki de dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir çocukerkil aileye geçtiğimizi ve bunun ne kadar sakıncalı olduğunu anlatmaya çalıştığım yazılarımdan sonra defalarca bu kötü örnekle karşılaştım.
Buradaki asıl sorunun büyük aile yapısından sonra çekirdek aileye geçmemizden kaynaklandığı inancındayım. Büyük ailede çocuk yetiştirmenin gelenekselmiş yapısına karşılık çekirdek ailede bu konuda hiçbir önlemin alınmadığı görülüyor. Anne ve babanın bu konuda hiçbir deneyiminin olmaması, ne kadar tahsilli olurlarsa olsunlar okullarda da bir şey verilmemesi işin en vahim yönü. Tahsilli ile tahsilsizin ortam noktası az ya da çok aldıkları eğitimde geleneğe tepkidir. Geçmişin tamamen yanlış olduğunu savunan modern insan savunucuları ne yazık ki geleneksel eğitimin yerine, sözüm ona modernini de koyamadılar. Özellikle yanlış ve abartılı bir özenti içinde büyümüş olan anne kendi annesinin veya kaynanasının tarzını tamamen reddediyor ama yerine de koyacak bir şey bulamıyor. Tepki kaynaklı olduğu için de onların yaptıklarının tam tersini yapmak gibi çok yanlış bir yol seçiyor.
Başta da belirttiğim gibi, sonuçta çocukerkil bir aile çıkıyor ortaya. Çocuk ne derse o oluyor, uzaktan kumanda çocuğun elinde, günün çocuğun uyanık olduğu saatlerinde televizyon çocuk izlesin izlemesin çocuk kanallarında. Sırf o üzülmesin, psikolojisi bozulmasın diye ne yiyeceğine, ne içeceğine da o karar veriyor. Örneğin, çocuk o sıralar maden suyundan hoşlanmışsa günde on şişe maden suyu içmek istese içiriliyor, bunun sonunda çocuğun sıhhati ne olur, diye düşünülmüyor. Veya istediği kadar cipsi, istediği kadar kola ve çikolata tüketebiliyor.
Temelde çocuk sevgisi diye, özgüven diye açıklanıyor. Bir başka ifade ile çocuk kendine yararlı şeyleri biliyor, maalesef anne-baba bilmiyor.
İşte bu sözünü ettiğim çocuklar on-on beş yıl sonra lise öğrencisi olarak karşıma çıkıyor. Nasıl yetiştirildiklerini bildiğim için onlar adına üzülüyor ama şaşırmıyorum.
Gerçekten kendine güvenen, belki de fazlasıyla güvenen bir tip çıkıyor karşımıza. Bu ölçüdeki güven kimi zaman onları başarıya götürse de kısa sürede hayal kırıklıklarına da sebep olabiliyor. Her şeyi başaracağına inandırılan, ancak sınırsız özgürlük anlayışından kaynaklanan bir disiplinsizlik onu başarısızlığı sürüklüyor. Kendisi de ailesi de işte bu yüzden hayal kırıklığı yaşıyor.
Kral gibi yetiştiği için diğer kralların (yine kendisi gibi yetiştirilmiş sınıf arkadaşlarının) arasında mutsuz oluyor, hep birlikte sosyalleşme problemleri yaşıyorlar.
Belki zamanın bilgileriyle donatılmış, ancak kendisine toplum yaşamında gereken; saygı, hoşgörü, yardımlaşma, dürüstlük, büyüklere saygı gibi özelliklerden nasibini almadığı için gerçek hayat savaşı için donanımsız kalıveriyor.
Genel itibarla da çocuğun geleceği için inanç hesaba katılmadığından bu konuda da oldukça donanımsız. Tamamen nefsi isteklerinin peşinde, günah, ayıp ve yasaktan uzak ama tüm tehlikeli alışkanlıklara açık kalıyor.
Sonuç olarak; yetiştirilen çocuğun ne bu dünya için, ne de öteki dünya için hiçbir yatırımı yok. İşte modern eğitim anlayışının sonucu bu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.