- 650 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİLEMEDİN
Sabah evin her tarafını is duman sarıpta rahmetli annemin öksürük sesini duyunca eyvah yine "ocağı yakmışız "serzenişiyle uyanıverirdik. Birer birer sekiz kardeşin yedisi. Diğeri mi çoktan Alamanyanın yolunu tutmuştu.
Kışın sabah ocak yanması demek kahvaltı seromonisinin de bir hayli erteleneceği demekti. İkindiye kadar. Önce evraaçlar ve ekmek evirme işi bitecek ateş köze deveran edecek lavaşlar sonra çörek çekimi derken bizim sofraya sıra gelecek. O sırada acıkan bir dürüm yufka ve peynirle geçiştirilip ana yemeğe kadar oyalamaca sürüp gidecek.
Komşuluğun rapel aşısı misali tandır başında gelen her ziyaretçiye evraaç ucunda uzatılan taze ekmek varya. Kurulan en sağlam köprüydü. Kabul edilmememe itirazına " vallaha olmaz " "ısıcağı alacaksın" azarı aslında geçmişten geleceğe bağlılığın da samimiyetin de zirve nişanesiyi.
Hele de yeni yayıktan kalma ayranınız da varsa tandırın olmazsa olmazı "bulama aşı" çevire çevire kaynatıldı mı. Bu lezzeti Acun tadsın " Yemekteyiz Programına" çorba yasağı getirir cinstendi.
Gün batıp da akşam ezanı da okundu mu. Asıl tandırın keyfi o zamandı. Biraz eli cabuk olanların uyanıkların koşturmacasıyla tandıra sallanma keyfi başlıyor demekti. Bunun bulamaşı lezzeti kadar tadı vardı vesselam.
Siyaset , ekonomi, spor bir kenara o günün aile içi ve yerel merkez yoklaması yapılır hemencecik koca köyde. "Ev ev" den bahsediyorum. Bir evde bir ana bir baba üç kız bir oğlan, ha bi de nine var gözleri görmez ip uçlu. Bu nu herkes defalarca sorar yarışırcasına tüm ocak başı ahalisine. Adeta köyün röntgeni çekilir. Kim gelmiş kim gitmiş kimin ne sorunu var yediden yetmişe herkes hafızayı güncellerdi.
O ev kimin evi sorusunun cevabı yoksa bu kaybetmekti. Ve kaybedenin cezası da eksik olmaz ocak ateşi soğumadan. Elimin üstünde kimin eli var sorusu ve sırtına vura vura bilemedin holduru hop darbeleri komşun aç yatarken tok kalkma ihtarlarıydı şaka yollu da olsa...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.