- 413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HÜZÜN HÜZÜN-3
HÜZÜN HÜZÜN-3
.
Vefalıdır, vefakârdır Hüzünlerin Şairi Nafiz Nayır. Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı, Âşık Veysel’i ve Dertli Kazım’ı unutmaz. Birer şiirle anar onları. O şiirler ve benim o şiirlerden alıntıladığım kıtalar:
Mevlana için, Mevlana Yolu:
.
“En yüksekte dalgalanır sancağı
Düşüncesi kucaklıyor her çağı
Bin tövbe bozana açık kucağı
Gönül deryasına dal, dedi bize” (s.92)
.
Yunus Emre’ye, Yunus’ta Sevgi:
.
“Elimde tuttuğum onun divanı
Yunus çiçekleri açar divanda
Ondan el almıştır çobanı, hanı
Bizim Yunus nasip saçar divanda” (s.93)
.
Karacaoğlan için, Karacaoğlan’la Sohbet:
.
“Sesin gelir gibi esen yellerde
Türkülerin dolaşıyor dillerde
Adın aşk anıtı bütün dillerde
Baş üstünde yerin var Karac’oğlan” (s.95)
.
Âşık Veysel’e:
.
“Herkesi kucaklar, gönül kırmazdı
Çalışır, çabalar asla durmazdı
Bazıları der ki gözü görmezdi
Hiç köre benzemez hali Veysel’in” (s.96)
.
Âşık Dertli Kazım’a:
.
“Dünyada boşuna oyalanmadı
Ne yazık ki gençliğine kanmadı
Aşık Kerem bile böyle yanmadı
Toplayın külünü Dertli Kazım’ın” (s.97)
.
Nafiz Nayır, Çanakkale’de (s.46) Çanakkale şehitlerini anıyor. Yaslı Ağaç (s.47) Kırım Türklerine, Azerbaycanlı Anaların Laylası (s.48) Azerbaycanlılar’a, Karabağ Acısı (s.49) ve Karabağ’ı Düşününce (s.50) Karabağlılar’a adanmış. Birlik Türküsü’nde (s.51) Nafiz Nayır Azerbaycan, Kazak Türkleri, Kırım, Türkmenistan, Kırgız,Özbek, Gökoğuz, Tatar ve Uygur Türkleri’nin bir gün kavuşacağını düşünmektedir. “Elbet bitecek hasret, sarılacağız elbet” (s.52) dizesiyle bu umudunu dillendirir.
.
“Gece” (s.98)’de Necip Fazıl’ın Kaldırımlar’ındaki hüznü görür gibi oldum. Bir dörtlük alıyorum:
.
“Gitgide daha çok elem veriyor,
Büyüyen gözleri, bu karanlığın.
Akşam…Mesafeler sessiz eriyor,
Esiriyim artık bir tek ıslığın.”
.
“Sevda Hali” (s. 65)’ne –Kerem Gibi- demiş Nafiz Nayır. Bana göre “Karacaoğlan gibi”. İlkin şiirin ilk dörtlüğünü alayım. Sonra sebebini yazayım:
.
“Kaç çeşit gamla yoğrulur
Hâli sevdaya düşenin
Sarp kayalara doğrulur
Yolu sevdaya düşenin”
.
Şimdi ey yarenler bilindiği gibi Karacaoğlan da çok çekmiştir aşkın elinden. Zaten âşığın çile çekmezi olur mu? Her âşık çeker aşkın çilesini. O çileyi çekmeyen âşık olamaz. Karacaoğlan şöyle dertlenir bir şiirinde:
.
“Hey ağalar böyle m’olur
Hâli yârden ayrılanın
Varır bir çıkmaza düşer
Yolu yârden ayrılanın”
.
Bu dörtlükle Sevda Hali’ni karşılaştırdığımızda ölçü, konu ve temada benzerlik görürüz. Bu sebepten Karacaoğlan gibi diyorum.
.
“Her Yerde Gördüm Sevgiyi” (s.100)’de sevgi, umut ve yaşama sevinci temasını işlemiş Nafiz Nayır. Sevgiyi haykırmış. Aynı Neşet Ertaş’ın “Sevgi Mengisi” gibi. İşte bir dörtlük:
.
“Kırdan demet demet derdim sevgiyi
Her isteyen cana verdim sevgiyi
Nereye baktımsa gördüm sevgiyi
Ben sevgiyi duydum, sevgiyi sevdim”
.
Son bölümü kitabın rubailere ayrılmış. Ben de rubailerle noktayı koyacağım. Tam on rubai var Hüzün Hüzün’de. Ben üçüncü rubaiyi aldım:
.
“Göklerde gözün olsun bayrak gibi ol,
En yükseğe çık amma yaprak gibi ol.
Hak aynı yaratmış tüm insanları;
Bas bağrına her canı toprak gibi ol.”
.
Hüzünlerin Şairi Nafiz Nayır bir öğretmen benim gibi. Emekli. Mersin Şair ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) üyesi. Öğretmenin emeklisi olmaz. Okuyor, yazıyor, öğretiyor. Güzel de konuşur kendileri. Bu çalışma şevki sürekli olsun Nayır Hoca’nın. Ondan güzel şiirler dinleyelim. Kitaplarının sayısı çoğalsın. Kitaplarını okuyalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.