- 940 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Sevgili Zübeyde...
Kır çiçekleri içinde tozlanmış bir arının, çiçekten çiçeğe polenlediği, yaz mevsiminde; kendimi ovada güzellik arayan bir arı gibi hissediyorum. İyiyide, kötüyü de bulduran Rabbimdir. Güzelliği yakamoz da bulduğuma inanıyorum. Gönlün bahar çiçekleri gibi taptaze… Tüm güzel çiçekler gibi güzel ve naziksin… . Yerden göğe yükselen bahar tazeliğinde ömrün huzur bulsun. Papatya gibi ak yüzün solmasın, Gül gibi nadide kokun, hiç bitmesin… Ben konuşmadan aciz biriyim. Kelam edemem, çünkü dilim lal olmuş. Gönlümden geçenleri bilemezsin! Yazsam! Kitaplara sığmaz… Bir hasret besliyorum sevgiye, boşluğu uzay gibi… içimde sevgiye açlık, meteor çukuru gibi! derin … Güzel mi güzelsin bunu inkar edemem… Ama asıl olan kalbinin güzelliğidir. Karların üzerinde krizantem çiçeği gibi nadidesin...Köyde ki toprak kadar saf gönülle yazıyorum. Buna inan! Sarı saçların buğday başağı gibi zarif, mavi gözlerin okyanuslar kadar derin… İçimde oluşan kor! Everesti eritir... Bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor… Zübeyde, Allah’ın yüce makamı olan kalbim, yaratılmış aşka tutsak oldu.Bu aşk gibi! Her şeyin ona döneceğini biliyorum. Bu dünya üzerindeki tüm güzellikler bir tefekkür sebebi olduğunu öğrendim. Senin güzelliğin ve kalbinin temizliği, tefekkürüme aşina oldu. Mektup, bu has gönüle şahittir. … Samimiyetime inan. Boş kelam etmek istemiyorum. Son sözüm şudur. Seni seviyorum…
Yusuf Mansız... Romanımdan alıntıdır...