- 443 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SINAVIN MECZUPLARI
Daha doğrusu sınavın meczuplaştırdıkları demek gerekiyor herhalde. Evet şu bizim üniversite sınavından söz ediyorum. Başka bir yolu var mıdır bilmiyorum ama, bu sistemin çocukları ne hale getirdiğini çok yakından izliyorum yıllardır.
Yıllardır hayatının tek gayesi haline getirdiği üniversite sınavı için çalışan veya çalışamayan ama kesinlikle psikolojik sorunlu gençlerle karşı karşıyayım.
Bırakın gençliğini yaşamayı çocukluğunu bile yaşamamış, test ile tost arasına sıkışmış tabiri yerindeyse zavallı bir tip ortaya çıkarttık.
Birkaç tipte toplayabilirim zannediyorum.
Birinci tip ölümüne ders çalışan, sınavdan sınava koşan tip, genellikle çok da başarılı. Ortak özelliklerinden biri de ebeveynleri. Çocuk daha adını öğrenmeden başarılı olmaya şartlandırılmış, en üst düzeyde imkanlar sağlanmış, bunun karşılığında da başarı beklenen çocuklar bunlar. Hayatı tanıma zamanı olmadığından çoğunlukla kendi işini kendisi de yapamıyor. Mesela çarşıdan bir ayakkabı beğenip almak gibi bir yeteneği veya zevki de yoktur. Ekmeğin kaç lira olduğunu büyük bir ihtimalle bilmez. Abarttığımı sanmayın ama çoğunlukla karnını doyurma becerisi de yok. Çünkü ta küçükten itibaren annesinin veya babasının idealindeki mesleği girsin diye çalıştırılmış, yemek bile annesi tarafından ağzına verilmiştir.
İkinci tip, belki normale en yakın olanı. Bunlar arada kalmış bir yapıya sahip. Üçüncü kadar boş vermiş değil. Zaman zaman çok çalışsa da, her zamanki hali bu değil. Hem çalışıyor, hem de yaşıyor. Müzik dinliyor, arkadaşlarıyla geziyor dersleri asıyor kimi zaman. Büyüklere tarafından baskı altında değil. Bu yıl kazanmasının sor olduğunu düşünüyor, umutsuzlaştığı zamanlarda dersleri assa da umudunu tamamen hiç kaybetmiyor.
Üçüncü tip belki de bu çocukların en kalabalık sınıfı. Bunların umutları ilkokuldan beri çok zayıf. Kendisi büyüdükçe umudu da azalıyor. Umutsuzluk onu öyle bir hale getirmiş ki, dershaneye de gitse okulda da olsa kesinlikle derslerle arası yok. Genel görünümü umursamaz olsa da hali hazır durumdan çok etkileniyor. Asi, isyanının temelinde çalışkan öğrencilerin kendisi ile arasındaki uçurum var. Kimi zaman bu çemberi kırmayı istese, planlar yapsa, okuldaki veya dershanedeki rehberlik öğretmenine çalışma planı yaptırsa da uyamaz, sıkılır. Uyamadıkça da hırçınlaşır. En kötüsü de önümüzdeki yıllarda da bir umudu yoktur. Bu onu kahreder.
Tüm bunları geçtiğimiz gün sınavda gözcü iken düşündüm. Bir gencin her soruyu çözdükçe kalemi ile soruyu birçok darbe ile çizmesi, çizme değil belki parçaladığını gördüğümde, bir başkasının sınavı bitince kursun kalemi sadistçe bir eda ile kırmasını seyrederken tasarladım.
Bu çocuklara iyi bir okul kazandırabilirsiniz, ama bunun ne kadar sıhhatli olduğunu hiç düşündünüz mü?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.