- 564 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN HERKES DALGIN DÖNÜYOR EVİNE ?
Hem yeni yıla hem de yeni yılın ilk ayına güzel bir proğramla girizgah yapmış olduk.Bursa Büyükşehir Belediyesi, kültür hizmetleri kapsamında İbrahim Paşa Kültür Merkezinde (Hür Düşünce Mektebi, isimlendirmesi M. Önal Mengüşoğlu’na ait.) Edebiyatın Ruhu:Şiir konulu geceden bende kalanları şöyle özetleyebildim.
Şiir ve şiiri doğuran arka plan üzerine Metin abiyi çok kez dinlemişimdir.Her dinleyişimde ben de kendimi bambaşka vadilerde buluyorum.Yeni isimler, yeni yaklaşımlar ediniyorum ki; bu akşam yazının başlığına da konu olan muhteşem şiirin sahibi C.Kavafis’ i ilk kez duyuyorum.
şiir bir duyuş, bir hissediş,bir ifade biçimi. Hem de nasıl ki asırlar boyunca bu toprakların sesi soluğu olmuş. inanç metinlerini,akidevi risalelerini, kültürünü, töresini bu topraklar, şiirle ifade etmişler. Övgüsünü,yergisini,hicvini,naat’ ını, mersiyesini,naziresini şiirle ifade etmişler.Bağdat şiir akşamlarından örnek verirken Metin abi,uzunca bir şiir okuyan şaire, irticalen hemen oracıkta nazire yapan bir şaire den bahsetti. Şiir o kadar içimizde, kalbimizde, toplumsal hayatmızın merkezinde.Dil buna yatkın. Kadim kültürümüz bunların sayısız örnekleriyle dolu.
Şiir şuurla akraba. Şiir farklı bir edebi disiplin. Diğer tüm edebi disiplinlerin tercümesi olurken,şiirin tercümesi olmaz denilir yada olsa da yazılmış olduğu o dildeki heyecanı duyurmaz.
İnsan kalbiyle düşünür.Şiir;insan kalbinin duygu boyutunu işler.Cahit Koytak şiirlerinde dil ile felsefeyi buluşturarak saflıkla bilgeliği aynı konpartmanda buluşturur.Sanat ibret levhasıdır. İbret ise,düşünmenin bir pozisyon almasına vesile olur.Hüzünlü bir mersiye,bir ağıt insanı bambaşka bir hale evirir.Şiirin dili tasvirci değil çağrışımcıdır.Nasrediin hoca ibrikle abdest alır, sol ayağına sıra geldiğinde su biter sol ayağını yıkayamaz ve namazda sol ayağını havada tutar bu durumu soranlara; o ayak abdestsizdir der. Gene Timur ve Nasreddin Hoca diyaloğuyla başka bir örnek te şudur: rivayet odur ki;Timurlenk N Tusi’ ye verdiği görevi yerine getirmediğinden üzerinde çalışmış olduğu o evrakları tomar halinde N Tusi’ nin ağzına teperek zorla yedirir ve o görevi N Hocaya tevdi eder.N Hoca hemen pazara gider ve çokça miktar da yufka alıp Timur’un huzuruna çıkar Timur bunun anlamını sorunca bunları yutmanın hazım açısından daha kolay olduğunu söyler.
Bu toplumun müktesebatı şiirdir dersek abartı yapmış sayılmayız.Toplum dini,kültürel, sosyal meselelerini şiir üzerinden anlatmıştır.Osmanlı son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yılları kültürel aktarımı gene hep ’ söz’ ün şiirsel anlatımıyla gerçekleşmiştir. M. Akif, N.Fazıl,Sezai Karakoç bunların canlı örnekleridir.Metin abiyi dinlerken geç farkettiğim C.Kavafis’i zihnimde canlandırdım. Eve geldiğimde hemencecik o muhteşem şiirini Cevat Çapan çevirisinden defalarca okudum.Cahit Koytak, Nizar Kabbani şiirleri okudum.Sıcak Akdeniz sahillerine açıldı adeta yüreğim, ne Nizar Kabbani’yi ne de Kavafis’i görebildim ama;şiiriin evrenselliğini ilkesel duruşu, insaniliği, insanın haksızlığa,zulme,olumsuzluklara başkaldırışını başka topraklardan gelen seslerde görünce mutlu oldum.Şiiirin, kelimelerin adeta bir tetik mesabesinde olduğunu yeri geldiğinde sihirli bir oka dönüştüğünü gördüm.
neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine
bugün barbarlar geliyormuş buraya
neden hiç kıpırtı yok senetoda
senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?
barbarlar geldi mi yasaları onlar yapacaklar....
neden bu beklenmedik şaşkınlık bu kargaşa?
nasıl da asıldı yüzü herkesin
neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar
neden herkes dalgın dönüyor evine ?
çünkü hava karardı barbarlar gelmedi.
ve sınır boyundan dönen habecilere göre,
barbarlar diye kimseler yokmuş artık.
Peki,biz şimdi ne yapacağız barbarlar olmadan
bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza....
evet.herkes evine dalgın dönüyor,çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.