- 669 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Patatistan Halkının Dilemması: Şaynist Komünist Parti (Bölüm 2: Güzel Günlerin Şafağı)
Patatistan halkı işlerini kaybediyor, hayat pahalılığı yüzünden her şeye isyan edebilecek bir noktaya geliyordu. Esnaf ciddi ölçüde yara almış ve ithalat yapan tüm firmalar büyük zarara girmişlerdi. Patatistan’daki bankacılık sistemi çöküşün eşiğine gelmişti ve birkaç tanesi çoktan batmıştı. Patatistan morotoryum ilan etmemek için son çaresine başvurmuştu: IMF.
Birazcık IMF’den, getirilerinden ve götürülerinden bahsetmek şu noktada makul olacaktır. Bunun için de anlamamız gereken kavram risk primi kavramıdır. Risk primini size kredi veren bankalar da uygular, bono ve tahvillerini satan devletler de. Risk pimi sizde dahil olmak üzere borç alan herkese uygulanan ekstra faizdir ve borç alanların bir kısmı borcunu ödemese dahi borç verenin batmasını önlemek için getirilen bir sistemdir. Bir ülkenin risk primini finansal ve politik durumunun stabilitesi belirler ve bu kavramı en isabetli olarak bize gösteren ölçü CDS(credit default swap) oranıdır. CDS dediğimiz şey aslında sizin X şirketine borç verdiğinizde o borcu sigortalatmak için girdiğiniz sigorta sözleşmesi olarak tanımlanabilir. X şirketine k dolar borç veriyorsanız X şirketi için belirlenen CDS oranı ile k doların çarpımı gibi bir miktara borcunuzu sigortalatma imkanınız vardır. Eğer X şirketi sizden aldığı borcu ödemezse sigorta şirketi bu anlaşma yüzünden k doları faiziyle birlikte size ödemek zorundadır. Bir ülkeye borç verilirken o ülke için hesaplanmış olan CDS primi risk primi olarak faizin içine yansıtılır. Siz bir devlet olarak borçlanacaksanız da size en az risk primini IMF uygular. IMF ülkeler adına ucuza borçlanmak için en önemli kaynak olsa da onun da kendince zararı vardır. IMF düşük faizle borç verir çünkü size verdiği borcu geri alabilmek için ekonominizde yapmanız gereken tüm politika değişikliklerini ön koşul olarak önünüze koyar ve borcun devamlılığını sağlamak için bu adımları atmanızı bekler.
Patatistan IMF’e gittiğinde ekonomi sisteminin baştan aşağı değişmesi gerektiği öngörülmüştü. Bankaların batmasının önüne geçilmesi için güçlü sermaye yeterliliği koşulları, merkez bankasının tam otonom bir şekilde çalışması, devletin daha az borç alan ve daha az alanda kendini gösteren yapıya kavuşması, dalgalı kur sisteminin gelmesi masadaki koşullardan yalnızca birkaçıydı. Bu koşulların sağlanması ile patatistan ekonomisinin dünya ekonomisine entegre edilmesi için yeni bir isim IMF tarafından Patatistan’a atanmıştı. Patatistan televizyonlarında kimi zaman kurtarıcı kimi zaman da ajan olarak gösterilen bu adam Kamen Sofi’den başkası değildi. Kamen, devletin belirli alanlardan elini çekmesi ve elini çektiği alanlardaki tesislerin satılması gerektiği düşüncesiyle harekete geçti. Bir sonraki adımı hükümetten bağımsız bir merkez bankası yaratmaya çalışmak oldu.
Krizin yaralarını sarmaya çalışan Patatistan için olumlu sayılabilecek bir gelişme de aynı yıl Birleşik Devletlerde gerçekleşmişti. Gereksiz yere hiçbir kazanç gösteremediği halde deli gibi yatırım alan internet firmalarının hisselerindeki balon sönmüş, Enron gibi devasa bir şirket çok kısa bir süre içinde iflas ederek ABD borsalarında işlem yapan pek çok büyük aktörü farklı marketlere yönlendirmeye başlamıştı. Patatistan yaralarını sarmaya ve ekonomik sistemini düzeltmeye çalışırken de tarihinin en önemli seçimlerinden birisinin de startı verilmişti.
Seçim esnasında birkaç yıl önce ağır şaynist dayatmaları yüzünden tehlikeli ilan edilip kapatılan bir partiden kopan bir grup insan; liberalleri, patatistanda yaşayan en kalabalık ikinci ırk olan zovanları ve ılımlı şaynistleri merkez sağ çatısı altında birleştirmeye çalışıyordu. Seçim çalışmaları esnasında aftırpartici parti ile birlikte en çok ilgi çeken parti bu şaynist liberal parti yani şayparti olmuştu. Halk artık yeni bir arayışın içerisindeydi ve ekonomiyi bu hale getirenlere parlementoda yer yoktu. Tüm ekonomik gerilimin gölgesinde girilen ve deprem sonrası hassasiyetleri artmış halk sandıkta tüm yetkiyi şaypartiye vermeye karar verdi. Patatistan ekonomisini IMF’e, yönetimini şaypartiye teslim etmiş ve geleceğe karşı en ufak bir umuda bile tutunmaya çalışır bir vaziyetteydi.
Devam edecek...