insan ırkı...
İnsanlar düşünmek ve bir arada yaşamak için var edilmişlerdir. Düşünme hususunda nice imgelemeler ve karşılıklar kurdu insan. Bunu iletişim için yapmak zorundaydı. Her şey zıtlıklarıyla beraber mevcuttur dünyada. İyilik var ise kötülük vardır. Kurallar hakim olmak zorundaydı. İnsanlar çoğaldıkça bu zorunluydu. Eğer kurallar ve toplumsal adaptasyonlar olmasaydı insan ırkı bu seviyeye ulaşıp günümüze erişemezdi. Hepimiz düşünen varlıklarız ve kendimizi savunmaya mecburuz. Bunu yapabilmek için deneyerek ve kaybederek kazandık. İnsanlığın var oluşundan bu yana bir taraftan kaybederken diğer taraftan kazandı. Ve bilgi birikimleri oluştu. Yol gösterici akıl ve hisler insana bir var edenin var olduğunu gösterdi/ hissettirdi. Bu olmamış olsaydı akıl ve hisler her insanda bir arayışa sebep olmazdı. İnsanlar ortak bir payda aradılar ve bu ortak payda herkesin var edilmesiydi ve tek bir yaratıcı olduğuna her insan ayrı ayrı kanaat getirdi. Bu kanaati kimisi reddetti kimisi kabul etti kimisi ihmal etti ama herkes aslında kabul etti. Çünkü akıl buna zorluyordu. Ve insanlar bu inançlar hususunda görüş ayrılıklarına düştü var olmak ve var olmamak konusunda tehlikeler algıladı güvenlik ihtiyacı duydu. Tek bir ortak iyi, tek bir ortak kötü olmalıydı ama akıllar çoğaldıkça tek olan iyi ve kötü çokluğa düştü. Çokluğa düştüğü için kaos ortamı oluştu. İnsan iyilikten çok kötüye meyillidir. Güvenlik ihtiyacı korkuyla beraber kötüyü ve kötülüğü çoğalttı ve kavgalar savaşlar başladı. Yaşamak isteyen insanlar güç istedi ve bunu baki kılmaya çalıştı. Bu duygunun kuvvetini keşfeden insanoğlu artık durdurulamaz bir hale geldi. Toplumsal kurallar gerekliydi ama güç için bu kuralların sadece zayıf insanlara gerekli olduğuna kanaat getiren otoriteler doğdu. İnsan dizginlenmeliydi. Bu durumu ise sadece bizi var eden ve varlığımızı devam ettiren Allah(cc) yapabilirdi en büyük kanıtımız var olmamız hala...
Bu düzeni ayakta tutmak sadece üstün ve sonsuz sıfatlara sahip olan yaratıcıya hastı. Akıl bize asırlardır bunu göstermeye çalıştı çünkü aklın var edeni de Allah(cc) idi. Vicdan his ve diğer bütün soruları sorduğumuz kaynak çıkış noktasıydı akıl. Ve insan bunu anladığı zaman hırslarını bırakmak istemediği için reddetti. Aldatılmayı seçti. Çünkü insan biricik ve tekti. Dinleri kullandı kaosu istedi bu hırs insanı esir aldı ve gelişti asırlardır. Ve devam etti... Nitekim akıl melekeleri son bulana kadar bunun savaşını verdi daima bu kültürü hakim kılma davasında yok oluşa doğru sürüklenerek ve sürükleyerek heba oldu...