- 1636 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
EİNSTEİN’IN HATASINI BULAN TÜRK
Einstein’ın hatasını bulan Türk profesör diye yazınca, bazı okuyucular alay konusu zannedebilir.Ancak internette biraz gezinince doğru olduğunu göreceksiniz.Bende fizik konularına ilgi duyan birisi olarak bir çok şeyden haberdar olduğumu zannederken bir arkadaşımın e-mail’i beni şaşırttı.”Einstein’hatasını bulan Türk, Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz”. Maalesef ülkemizde yeterince tanınmıyordu bu dahi profesörümüz.Şimdi arkadaşımın e-mail’ni aktarıyorum sizlere,bu değerli bilim insanımızı tanıtmak için.
“Hikaye 1936 yılında Denizli Acıpayam ilçesinde görevli öğretmenlerin pikniğe gitmeleriyle başlıyor.Öğretmenler piknik yaparken keçilerini otlatan çobanlık yapan bir çocukla karşılaşırlar. Çobanı davet edip çay ikram ediyorlar ve ismini soruyorlar. Çoban çocuk isminin Hüseyin olduğunu söylüyor. Hüseyin’e öğretmenler yanlarındaki gazeteyi verip okumasını istiyorlar. O tarihlerde okuyanların sayıları o kadar az ki diplomalarını valiler imzalıyorlar. Hüseyin gazeteyi eline almayı red ediyor ve hiç okula gitmediğini söylüyor. Peki yaşın kaç diyorlar. Yaşım 12 diyor Hüseyin. Niye okula gitmedin diye soruyorlar. 3 yaşımda annemi kaybettim, 11imde de babamı kaybettim diyor. Öğretmenler Hüseyin’e bazı sorular soruyorlar, Hüseyin’in çok zeki bir çocuk olduğunu anlıyorlar. Hüseyin’e mutlaka ama mutlaka okuması gerektiğini söylüyorlar. Öğretmenlerin verdiği destek ve heyecan ile Hüseyin Denizli’de parasız yatılı okumaya başlıyor.Denizli Lisesi o zamanlar matematikte ünlü imiş. Matematikte Türkiye birincileri hep buradan çıkıyormuş. O zaman İsmet İnönü’nün bile dikkatini çekmiş...
Bir süre sonra katıldığı matematik yarışmasında Hüseyin’e bir kitap hediye ediliyor. Hüseyin kendisine hediye edilen bu kitabı sabaha kadar okuyor ve bitiriyor. Ertesi gün fen bilgisi öğretmenine geliyor ve diyor ki “Öğretmenim, bu kitapta eksilik var”. Öğretmen şaşırıyor. Çünkü Hüseyin’in bahsettiği eksiklik Görecelilik Teorisi hakkındadır. Söz konusu teorinin önemli bir parçasının kitapta olmadığını fark ediyor Hüseyin. Öğretmen konuyu İstanbul Teknik Üniversitesinde kendi hocası rahmetli fizik profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na mektupla iletiyor. Prof Nusret hocadan şöyle bir yanıt geliyor “Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğine gelsin”
Hüseyin 1948 yılında Denizli Lisesini bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğine gider. Hüseyin orada da birtakım çalışmalar yapıyor ancak yaptıklarını oradaki hocaların çoğu da anlayamıyor ve bunları bilse bilse dünyanın en büyük teknik üniversitesi Amerika Boston kentindeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) görevli Prof.Dr. Morse bilir deyip ona gönderiyorlar.
Prof. Morse’dan da şöyle bir yanıt gelir: “Hüseyin’in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu, ama bunu Hüseyin’in tek başına bulması olağanüstü bir şey. Biz Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, Amerika’ya gelsin”
Yıl 1952 Hüseyin yüksek elektrik mühendisi oluyor. Anne yok, baba yok. Köyünün insanları son derece fakir. Bir gazete kampanya yapıyor ve o destekle Hüseyin’i bir gemiye bindiriyorlar ve Amerika Boston’a gönderiyorlar.
Hüseyin MIT’te Prof Morse’un karşısına geçiyor. Morse Hüseyin’in tez hocası olacak ama Hüseyin’in İngilizcesi de çok iyi değil. Anlayamıyor pek Morse’un dediklerini. Hocasına “Write on the blackboard” diyor. Prof. Morse da Hüseyin’in tez konusu olacak konuyu tahtaya yazıyor ve Hüseyin de bunu defterine geçirip üniversiteden ayrılıyor. MIT’te genelde tez konuları 5 senede, 9 senede bitirilebiliyor olmasına rağmen Hüseyin tez konusunu 3 ay sonra bitirip hocasının karşısına çıkıyor. Morse birkaç gün sonra tezi inceleyip Hüseyin’i çağırıyor “Senin tezin bitti. Ancak burası MIT. Biz burada böyle hemen doktora diploması vermeyiz. Sen git istediğin dersleri al, 2 sene sonra gel” diyor.
Hüseyin 2 sene sonra doktorasını alıp bu kez Princeton üniversitesine gidiyor ve orada Albert Einstein ile birlikte çalışıyor. , Einstein’in fonksiyon teorisini çürütmüş, bilim dünyasında yankı yapmış birçok teori geliştirmiştir. Einstein’ in“Gravitasyon Teorisi ve General Relativity (Genel Görelilik) Teorisini” değiştirmiş,Newton’ un Işık Teorisini tamamlamış, Experimental Psycology’ nin temel kanununu bulmuş,kuantum Mekaniğinde bazı hesaplamaların nasıl yapıldığını göstermiştir. Teorisi ilk defa olarak canlı bir mahlûkun rengi nasıl gördüğünü izah etmektedir. Bu matematik bir yöntem ile bilim tarihinde ilk defa olarak tespit edilmiştir.
Birkaç yol sonra Boston’a geri dönüp icatları destekleyen bir firmada çalışmaya başlıyor. Burada bilgisayarlar ile konuşmanın onlara talimat vermenin çalışmalarına başlıyor. Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yapıyor. Cep telefonlarında “Siri”, Google Now ve “Cortana” olarak çoğumuzun duyduğu ve kullandığı sesle kumandanın anne babası olmayan Denizli’li bir çoban çocuk tarafından ilk defa yapıldığının etkileyici hikayesidir bu.”
2013 yılında kaybettiğimiz Hüseyin Yılmaz, ömrünün son günlerinde Japon Hükümetinin davetiyle ülkede, yine üzerine araştırmalar yaptığı ve uzmanlığı bulunan ‘çabuk kavrama’ konusunda eğitimler veriyordu.
Anne babası olmayan Denizli’li bir çoban olan Hüseyin’in elinden tutan değerli öğretmenleri saygıyla anıyor,bilim dünyasında biz Türklerin daha çok yer almasını temenni ediyorum.Saygılar,selamlar …
YORUMLAR
Gurur duyuyorum bu insanlarımızdan ruhu şad olsun sitede teşekkürler yayınladığınız için
Hasan Türkistan
Sizin yazınızla Hūseyin YILMAZ'ı tanıdım. Bu güzel yazı için sizi tebrik ederim Hasan bey.
Saygılarımla...
Hasan Türkistan
Ne büyük gurur!
Ama... Benim ülkemin öğretmenleri kadar duyarlı olmayan yöneticileri var, maalesef!
Medyası da o yönetenlere tabi, tıpkı onlar gibi!
Türkler, dünyanın "en demokrat" insanıdırlar.
Türkler, tarihin tanıdığı en eski medeniyetin, kültürün, dilin sahibidirler!
Bir Kazım Mirşan'ı... Bir Oktay Sinanoğlu'nu Türk halkına tanıtamadı, bir türlü sahip çıkamadı ülkemin ilgilileri iki değerli bilim adamına, kahırlarından biri inzivaya çekildi, diğeri de Hakkın rahmetine kavuştu!
Hüseyin Yılmaz'ı ilgiyle, gururla tanıdım, okudum..Saygıyla, sevgiyle rahmet dilerim kendisine...
Merak ediyorum.. Dünya çapında böyle bir bilim adamını kaç kişi biliyor, tanıyor!
O tanımayanlar içinde ben de varım ve utanıyorum......
Tebrik ve teşekkür ederim Hasan Bey.
Hasan Türkistan
ZEYBEK HOCA
O "dik duruş", o direnç...
O zaman hiç zor değil zincirleri kırmak!
Ve size katılıyorum, mutlaka o gün gelecek, "bizden harika bir ulus", mükemmel bir devlet çıkacak...
Selam, saygı benden Hasan Bey.