SAHİP OLDUKLARINI GÖREMEYENLER İLE NOKSANLIKLARIYLA BÜYÜK İŞLER BAŞARANLAR
Dale Carnegie, kötü bir üzüntüye yakalanan ve kendini endişelere sevk eden, sıkıntıların altında ezilen fakat gördüğü bir manzara karşısında dersini alan ve aydınlık sona ulaşan adamın hikâyesini şöyle anlatıyor : “ İki senen beri Webb şehrinde bir bakkal dükkânı işletiyordum. Biriktirdiğim paranın hepsini kaybettim, ayrıca öyle borçlandım ki, ancak yedi sene çalışsam borcumu ödeyebiliyordum. O hafta cumartesi günü bakkaliye dükkânım kapatılmıştı. Olayın olduğu gün ödünç para alacaktım.
Dayak yemiş gibi yürüyordum. Mücadele ve iman kuvvetimi kaybetmiştim. Birden bire sokaktan geçen bacaksız bir adam gördüm. Paten tekerleri takılmış küçük bir platform içinde oturuyordu. İki elinde tuttuğu odun parçaları ile arabasını yürütüyordu. Kendisini gördüğüm esnada karşıdan karşıya geçmişti yaya kaldırımına çıkmak için kendini birkaç santim yükseltmeğe uğraşıyordu. Küçük tahta platformunu bir yana eğerken göz göze geldik. İltifatlı bir tebessümle beni selamladı; neşeli bir sesle, “ Sabahınız hayırlı olsun efendim ” dedi. Hava çok güzel değil mi? Durup ona bakarken benim ne kadar zengin olduğumu anladım. İki ayağım vardı. Yürüyebiliyordum. Kendime acıdığımdan utandım. Kendi kendime dedim ki, bu adam ayaksız olduğu halde mesut, neşeli ve kendinden emin oluyorda, ben iki ayakla niçin onun kadar olmamayım? Göğsümün kabardığını hissettim. Ticaret ve Madencilik Bankasına yalnız yüz dolar istemek niyetinde iken, iki yüz istemek cesaretini buldum. Kansas şehrine gidip iş yapacağını güvenle haber verdim. Parayı aldım, işi de buldum.
İçerisinde bulunduğunuz, bakış açınız ile olumsuz olarak gördüğünüz hal, size verilmiş bir fırsattır. Bir okyanusta yüzüyorsunuz ve dalgalar sizi yükseltmeye geliyor. Yapmanız gereken tek şey bakış açınızı olumlu kılarak tüm soğukkanlılığınızla dalgalar ile birlikte yükselmektir. Dalgalarla boğuşur yapmanız gerekenlere odaklanamazsanız boğulursunuz. Her sıkıntı ve noksanlıklarınız hayat okyanusunda karşılaştığınız bir dalgadır.
Kendilerini büyük işler yapmaya, büyük mükâfatlar elde etmeye adayanlar, şahsi noksanlarını ve çevresel olumsuzlukları, bir barajın suyu elektriğe çevirdiği gibi enerjiye çevirebilmiştir. Bu yüzden, belki de Milton kör olduğu için daha iyi şiir yazdı. Beethoven sağır olduğu için daha iyi parçalar besteledi.
Noksanları ve sıkıntıları olanlar, başlarına gelen musibetleri önce çıkarmamışlardır. Kendilerine güvenerek bir şeyler üretmeye koyulmuşlardır.
Siz halen bekliyor musunuz?
YORUMLAR
Öncelikle -bilgim kadar görebildiğim kadarıyla- tüm noktalama işaretlerine uygun bir yazıyı gözlerim hiç zorlanmdan okudu... İçeriği için ne denebilir ki "haklısınız" demekten başka...
Buna benzer bir olay yaşamıştım. Kendimi sıkıntıya soktuğum ve bir olumsuzluktan onlarca açmazlar ürettiğim bir zamanda gazetede gördüğüm bir haberle kendime gelmiştim.
Kısaca şöyleydi haber: Tepecik SSK hastanesinde düzenli ve sık diyaliz tedavisi gören bir genç, tedaviden arta kalan zamanlarında, babası olmadığından hasta anne ve kardeşlerine bakmak için hastanenin kapısında önünde bir tartı aletiyle para kazanmaya çalışıyordu... Vurucu kısmı gazeteciye söylediği son sözdü: "Hayat güzel be abi!"
Sanırım önemli olan görmeyi başarabilmek, tıpkı sizin yazınızdaki kişi gibi veya benim bahsettiğim genç gibi ya da sizin ve benim gibi...
Teşekkürler...
Saygı ve sevgiyle kalınız...