- 648 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ADAM OLMAK
Efendim çok güzel lüks kocaman kocaman hastane binaları yaptık, yollar yaptık, köprüler
yaptık, bu yapılarla çağ atladık çağ. Doğrudur, yapıldı, yapılıyor ve yapılacak, yapandan da
Allah razı olsun, yaptırandan da lakin toplantılarda, sohbetlerde konuşuruz, efendim biz
adam olmayız. Bu söz acaba toplumumuza karşı yapılmış bir haksızlık değil mi? Diye de kendi
kendime hayıflanırım. Ne yani siz yaptınız da toplum mu yapmayın diyor ancak sonra da adam
olmak ne demek kavramını irdelemeye başlıyorum.
Adam olmak insanlara farklı davranmayı gerektirir. Adam demek insan gibi insan demek,
adam demek doğru demek, adam demek hakkı hukuku temsil eden demek, adam demek
merhamet demek, adam demek hizmet etmek demek, adam demek yardım eden demek.
Adamlığın içinde korsanlık, hırsızlık, Vandalizm, hep bana hep bana felsefesi yok. Bunları
düşününce kocaman kocaman yapılan lüks binaların içinde üretilen hizmetleri
değerlendirdiğimde adamlığın olmadığını görüyorum.
Bir yıl kadar öncesiydi, bir yakınım rahatsızlandı, acilen hastaneye kaldırdım, tahlil
röntgen, film derken teşhis kondu, hastamız kalp krizi geçiriyormuş. Hastaneler araştırıldı
ve Yüksek İhtisas Hastanesi hastamızı kabul etti, acilen ambulansla Bursa’ya götürüldü.
Yüksek İhtisas Hastanesinde bir haftalık tedavi sonucunda hastamız sağlığına kavuştu
ancak kullanmak üzere altı çeşit ilaç verildi. İlaçlar kullanıldıktan bir zaman sonra yan
etki oluşturdu ve başka rahatsızlıkların ortaya çıkmasına vesile oldu. Yeniden Yüksek
İhtisas Hastanesine ilaçları yazan doktora gittik, doktor o gün izinliydi ve on gün
gelmeyecekti. Başka bir doktora randevu aldık, doktorun huzuruna çıktık, sorunları
anlattık. Yeni Doktor ‘İlaçları ben yazmadım, ilaçları yazan doktorunuza gidin o söylesin’
dedi. Bu gibi zamanlarda insan daha bir hassas oluyor, sinirlendim, bir yetkili aradım
ancak tabelası olan içinde hiçbir görevlisi olmayan Hasta Hakları bölümüne gittim, orada
da kimseyi bulamadım. Bursa ya boşuna gitmiş olduk, boşa harcadığımız zamana mı
üzüleyim, sorunumuza çözüm bulamadığımıza mı? Geri döndük, ilaçlardan kaynaklı
olduğunu düşündüğümüz rahatsızlık devam ediyordu, özel bir hastanenin kardiyoloji
bölümüne gittik, kardiyolog, ilaçların birinin yan etki oluşturabileceğini ancak bir de
cildiye bölümüne gitmemizin uygun olacağını tavsiye etti. Cildiye bölümünde ki doktor
hangi ilacın ve neyin yan etki göstereceğini bilemeyeceğini, daha komplike hastanede
tahlil yapılmasını söyledi. Bu tavsiye üzerine Bursa UÜ Tıp Fakültesinden Endokrinoloji
Bölümüne 15 gün sonrasına randevu aldık. Randevu günü doktora gittik, yine bir sürü
tahlil yapıldı, tahlil sonuçlarını öğleden sonra alabileceğimizi söylediler. İşlerimizin
yoğunluğu nedeniyle, tahlil sonuçlarını beklememizin doğru olmayacağını düşünerek
ikamet ettiğimiz ilçeye geri döndük. Ertesi gün erkenden kalktık tekrar istikamet doğru
Bursa, tahlil sonuçlarını aldık, doktorun kapısına vardık.
Doktor bizi sanki dün görmemiş, tahlilleri kendisi istememiş gibi bir tavır içine girdi.
‘Neyiniz var? Hayrola, ne istiyorsunuz?’ dedi.
Dün muayene olduğumuzu ve tahlil sonuçlarını göstermek istediğimizi söyledik. Doktor,
tahlil sonuçlarına bakamayacağını, tahlil sonuçlar için de randevu almamız gerektiğini
söyledi. Tamam dedik ve tahlil sonuçları için randevu almaya gittik, tahlil sonuçlarına
bakmak için yeniden 15 gün sonrasına randevu verildi. Bu tür bir yaklaşımın doğru
olmadığını, niçin özellikle 15 gün sonrası için randevu verildiği konusunda itiraz ettik
ancak itirazımız sonuç vermedi. Sağlık uygulama tebliğini irdeledik, sağlık hizmetleri
yönetmeliğinde bir hastanın 10 gün içinde aynı doktora gitmesi durumunda muayenesi
ücretsiz yapılıyormuş, 11. Gün olursa tekrar ücret ödenmesi gerekiyormuş. Halkı soymak
için bütün antenlerini açan aç gözlü sözde yöneticiler öyle formül bulmuşlar ki bir hasta
doktora mecburen iki defa gitmek zorunda kalıyor. Hasta mecburen önce
muayene oluyor, dümenle verilen tahlil sonuçlarına bakma randevusu 15 gün sonrasına
verildiğinden hasta hem muayene hizmeti için hem de tahlil sonuçları için ödeme yapma
zorunda bırakılıyor. Böyle olunca devlete de iki kez ödeme yaptırılarak söğüşlenmek zorunda
bırakılıyor ayrıca hastalığın geç teşhis edilmesinden, erken tanının tedavi sürecinde ki
üstünlüğü de yok olmuş oluyor.
Ne diyelim kocaman kocaman binalar içinde hizmet üretebilen adam yok. Adam olmak
herkese nasip olmuyor. Ne çare. Cihan Şümul Kanuni “Halk içinde muteber bir nesne yok
devlet gibi. Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Özer YILMAZ
YORUMLAR
Yazdıklarınız o kadar tanıdık ki!... Üç aşağı beş yukarı hep yaşadık ne yazık ki bunları...
Bu, bir sistem haline geldi artık... Siz, yaşadığınız il üzerinde yazmışsınız haklı olarak ama bu yazıyı okuyan herkes az çok yaşadığı benzer bir öyküyü dile getirebilir...
Her şeyin ranta bağlandığı ve hizmetin öncelik olmaktan çıktığı bu sistem desteklendiği sürece daha çok yaşarız örnektekilerin benzerlerini...
Hastanıza geçmiş olsun... yaşadıklarınız son olsun inşallah...
Saygılarımla....