- 705 Okunma
- 10 Yorum
- 2 Beğeni
NİETSCHE VE BEN...
Bu lanetin sonlanması gerek.
Doğum kâğıdımı dün gece kaybettim ve bu yüzden veraset ilamımı bir türlü çıkartamıyorum.
Eski ben’den yana derdim. Şimdi bir kumpas desem de ahir zamanda hangi kulpu olacağım hayatın, yazmakla iştigal aslında bir görev gibi algılansa da şerh düştüğüm zamansız iflasımı ve düş perhizine girdiğim son kırk sekiz saati yoksa sene mi demeliydim?
Aslında sonlanan çokça lanet var. Misal.
Göğün konçertosunu duymuyor musunuz?
Bakın, şehir de boşalıyor.
İçimdeki mekanizma varla yok arası düzeni daha bir ihlal ediyor.
Tapınağıma geldim işte ve dolma kalemin mürekkebine duyduğum özlemle az sonra yazdığım ilk yazının çıktısını alacağım. İyi de nereye kayboldu ki?
Yüzümde terennüm saklı ve gamzelerinde ömrün gülücükler filan da sunmuyor sevgili.
Ölümüne kadeh kaldırdığım lanetin arka yüzü ama ölen bir önceki lanet.
Kadehin içinde de kola var ve yanında kocaman bir simit.
Mideme gönderme yapıyorum ve sabah olmadan düşeceğim yollara ve en yakın… yakın kim kaldı ki azizim?
Zamanın ve mekânın albenisine istirham filan etmiyorum ne de olsa benim saatim o gece hastane tuvaletinde durdu.
Saat tam olarak sekizi yirmi geçiyordu ve nabzını alamadıkları üç hastadan biri olan… şimdi bu hasta benim annemdi, desem diyeceksiniz ki ajitasyon yapıyor!
Ne yani; kadının kalbi topluma odaklı atmıyor ki varsa yoksa benim gibi bir arıza evlat.
Üstünkörü yazmıyorum sadece içimin emretmediği ama yüreğimin de mevsimsiz ölümüne binaen kırgınlık ihmalini de es geçip…
Dokusunda filan saklı değilim artık hayatın aslında arkadan geliyorum ben hatta gelmedim bile hatta ve hatta… kayboluyorum işte, az sonra bu yazı da silinecek ne de olsa ruhumu teslim etmeye saniyeler kaldı.
Şairlerin tutanağına bakıyorum da ve yakıt ikmali yapıyorum gün ölmeden ki ölümün ardından üç beş Yasin okusun annem ne de olsa kadın benim gibi arkadan geliyor aslında arkamı topluyor aslında arkamı toplayan çok insan var yoksa bana mı öyle geliyor?
İki gündür okuduğum bir kitabın etkisinde olma ihtimali ile ara verdim okumaya.
Aşkın Cellâdı… yüksek lisans yaptığım yıl büyük bir özveri ile önermişti bölüm başkanım.
Aradan geçen onca zaman ve şimdi aynı yazarla kesişti yolum.
Akla zarar tıpkı benim olduğum gibi.
Nietsche ağlasa bana ne ağlamasa ne yine de duygu ikmali yapma gerekçemle bu kitaba baş koydum.
Bir dürtü ile başladım okumaya.
Hastane tuvaletinden çıkıp da kendime yeni bir saat aldığım gün söz vermiştim anneme:
‘’Benim için ağlama anne.’’
Aslında bu, bir emir kipiydi ve tek sözümü de tutamadım.
O dürtüden çıkıp da yola Irvin D.Yalom’a sormak adına yeni bir mektup yazmaya karar vermeden biliyordum ki ben bu yazarı-aslında ilgi alanı psikoloji olan-çözmeliyim.
Sanırım on yıllık bir ömür biçti hastasına lakin sözünün eri olmayan bir doktor ve hasta ilişkisinden ne beklenir ki?
Etik denen olgu ve her nasılsa bir psikiyatrisin hastalarını bir bir lanse ettiği o doku.
Ve Nietsche’nin sorduğu üç sorudan biri:
‘’Kör olacak mıyım?’’
Ve ikincisi:
‘’Bu hastalığım bir ömür boyu mu sürecek?’’
En sonuncusu:
‘’Delirecek miyim?’’
Kimin ne bilmek istemediğini kim belirleyebilirdi ki?
Kısaca ölmeme arzusu…
Teşrif eden masallar işte hepimize biçilen hayatlar ve hoyrat kelamın gazabına uğrayıp içime filan da dönmeden büyük bir aşk ile yazmaya… doyamadığım elbette demeyeceğim ne de olsa Sağır Sultan duyduğu ilk günden beri kulak tıkacını asla çıkarmıyor kulağından.
Yenik düşmekse bir pes ediş belki bir sunum belki çok gereksiz bir edim sanırım bende alışkanlık olmuş her reddedildiğimi hicapla yüklenip kollarımı yeniden açtığım doğası sevginin, o yakıt ikmalinde de doyumsuzca kol kanat gerdiğim sevgi adına ne varsa.
Sevdiğim kadar mutluyum ben demek bir yana kendimi bir t-cetveline yerleştirip sonra da pergeli saplayıp ve koordinatları da tespit ettikten sonra… konum atacak değilim zaten konum atmayı ne biliyorum ne de merak ediyorum.
Merak ettiğim varsa yoksa hangi ruh haline bürüneceğim bir gün sonrası itibari ile ben gardımı alıp da yakarırken Yaratana, sadece ne mi istiyorum? Bırakın da bunu sadece O bilsin yine de söylemeden duramayacağım:
Belki bir ön söz belki ara sıcak belki çayın yanında kurabiye gibi tek istediğim çayımın yanında bana eşlik eden gülücük kurbanı olmuş insanlar. Gülümsemek ve sevmek bu kadar zararsız ve naif bir sunum iken… aslında Yaratanın gülümsediğine tanığım da yoksa gecenin bir vakti ben güneşin parladığına şahit olur muydum?
Tıpkı mevsimin de asla önemli olmadığı içimizin sıcaklığını evrene yayarken bir şekilde ahmakıslatana da yakalandığım/ız.
Evet, en çok benim yakalanan.
Güneşli bir yaz günü bile eve sırılsıklam dönmüşken ya da soğuk bir Kasım günü, incecik bir elbise ile kendimi dışarı atmışken.
Aklımın ipleri aslında sadece bende asılı; aslında kumanda O’nda olsa da sadece ve sadece bana iş düşüyor.
Nietsche ağlasa da buna tek tanık yine Yaratan.
Ben yazarken ve yaşarken ve severken ve ağlarken de tek tanığım sadece O akabinde görücüye çıkan sefil kalemim.
Ahmak bir yüreğin sahibesi olduğum…
Adil olmayan bir düzene ait bendenizin…
Ama basit bir cümle olmak istemediğim gerçeği aslında çapraşık olmayı en çok benimsediğim: üstelik çocukluğumdan beri bir kaos ortaklığında ben hayata çok başka bir pencereden bakıp da her nasılsa kafa üstü çakılmadığım…
O zaman son sözü Nietsche’ye bırakıp çekileyim ben aradan:
‘’Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi?’’
Sevgiler.
YORUMLAR
Sen gücünü
Gücüme
Türküsünü
Türküme katan kadın
Bilmez misin
Çöllerimin seninle yok olduğunu
Yalan istek ve arzularımın
Seninle kaybolduğunu
Düşün düşüm olunca
Hiç sensiz olmak
Ölmek olur mu
Gel her geceme
Güller bağışlamaya yemin et
Kömüre dönmezse dünya
İlelebet sev beni,,,
Gzel kaleminize hediyemdir,,ilham son günlerde beni ne kadar sever böyleeee
Gülüm Çamlısoy
Slogan ve söz yazmayı sizden öğrenmem gerek,,
Mavi olan yüreği büyütür küçümsemek,,
Herkes yazı yaza bilir ama
Önemli olan umut olup yazılara damlamak
HASAN ÇAPRAZ tarafından 11/29/2018 8:24:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
asıl benim öğrenmesi gereken hele ki hayatı adımlarken gücümü aldığım güzel dostlarım ve yüreklerinden nemalandığım...
iyi ki varsınız.
iyi ki aranızdayım.
Ölümsüzlüğü içemeyebiliriz ama ölümsüz eserler yaratabiliriz
Ben kalpte arıyorum tüm ışığı
Sevgilerden demet yapıp
Güzellerin yanında alıyorum soluğu
Maddiyat değil
Maneviyat sevindiriyor
İçimde gülen çocuğu,,,
Herkes can vere bilir sen aşka kan ver
Cömert olursak
Sever tüm tabiat bizi
Kalpleri bir edersek
Buluruz tam neşemizi,,
Bende siz şairim gibi farklı insanları ve tarzları seviyorum,,ilerde tüm servetimi de bağışlamayı düşünüyorum,,
Zenci
Gözlerinle bak bana
Çölllere sar
Umutlarımı
Emek kokunca ellerin
Sev beni,,
Hoşçakal şairim,,başını ağrıtıyorum galiba,,kendine iyi bak,,,
Gülüm Çamlısoy
ne demek...
güzel Allah'ım güzel yüreğinize bahşetsin tüm güzellikleri.
hayaller ne için dostum ve umut?
Çay içtiğimi nasıl bildin,,
Bu birinci soruydu
Bunca güzel söz yazmayı kimden öğrendin
Bu da ikincisi
Sevgiyi kalemine yüklüyorsun da kalbine neden yüklemiyorsun
Bu da üçüncüsü
Ben
aşık olunca
güzel yazıyorum
Sen aşık olmayınca
Dünya güzelleşiyor şairim
Kaleminle ışıklar yaratınca,,
Nitze yi ben yeni okudum,,delirmiş adam,,akılsızlıktan değil tabi akıl fazlalığından,,senelerce tedavi görmüş İtalya da sanıım ve Almanyaya defnedilmiş,,
Okumak bilmek demek
Bilmekte sevmek,,
Selamlar,,nice güzel yazılarınıza
Gülüm Çamlısoy
normal değil ama ilgimi çekti.
farklı insan karakterlerini tahlil etmeyi seviyorum sanırım psikolojiye olan düşkünlüğüm beni buna yönlendiriyor.
herkesten bir şeyler öğrenmek olası yeter ki sevgiyi ve bilgiyi harmanlayalım.
çok teşekkür ediyorum dost şairim.
tüm güzellikler sizinle olsun İnşallah.
sonsuz selamlar.
Aklın ızdırabını bilgi dindirir.Bilgi yeterli olmadıkça akıl acı çekmeye devam eder.Aklın ipleri sadece sizde asılı kalmamalı.Nietsche hayatı sorgulamış nihilist bir sonuca ulaşmış,Ancak hiççilik hayatı anlamlandırmada çözümsüzlüğün ifadesi,Izdırapların devamı gibi.Adalet insanlığın ortak sorunu.Sorgulamak insana yakışan bir davranış .Güzel bir yazı okudum,tebrikler,saygılar selamlar.
Gülüm Çamlısoy
İnancın eşliğinde sevmek ve kabullenmek zaten varlığımızın uzamı ve umut etmek.
Bilgiye açlık...doyumsuz bir mecra o bilgi musluğunu asla kapatmazken zaten öğrenmenin ve hayal kurmanın eşlik ettiği coşku...
Yaşamak...coşkuyla.
Yazmak yine coşkuyla.
Sevmek her halükarda...
Çok teşekkür ediyorum değerli hocam.
Saygılar, selamlar efendim
Ya siteden ya da benim PC'den...
Yorum yazdırmıyor, anormal bir durum var gibi!
Neyse..
Nietzsche der ki: "Öldürmeyen acı güçlendirir..."
Önerim odur ki.. Her sorgulama, gücüne güç katmalıdır kişinin..
Tebrikler Gülüm Hanım..
ZEYBEK HOCA tarafından 11/28/2018 9:55:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Her şeye rağmen direnmek ötesinde tutunmak hayata.
Çok teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla değerli hocam.
ZEYBEK HOCA
Yoksa hayat gerçekten çekilmezdi...
Saygı, selam bendendir Gülüm Hanım.
‘’Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi?’’
Cümlenin içini dolduran bir yazı. Bütün yazarlar biraz tuhaftırlar. Olur.. Olmalı.
Sevgiler.
Gülüm Çamlısoy
çok doğru.
zaten ben biliyorum kendimi.
Allah bana akıl fikir versin.
annemin tek duası desem...
amaç ortada:
keşif mahiyetli.
oysaki nasıl da emindim her şeyi çözdüğüme.
bitmiyor işte keşfedeceklerim bitmiyor .
tam bitti diyorum ki...
çok teşekkür ediyorum.
sevgilerimle.