- 1093 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Dr. Sadık Özen
“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
(14.10.1925, İzmir Erkek Öğretmen Okulunda)”
Öğretmenlerin bu kadar olumsuzluklar içinde kaldığı, önemli mesleki sorunları yanında bir taraftan da geçim sıkıntısı çektiği bir dönemde 24 Kasım Öğretmenler Günü’ nü kutlamanın gerekliliği konusunda kuşkularım var. Ama ben, her şeye karşın, kendimi bu günün önemini vurgulama zorunluğu içinde görüyorum.
Zira, Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından biri, ülkemizin çağdaş bir eğitim
sistemine kavuşturulması ve bu sistem içerisinde öğretmenin yerinin ve değerinin en iyi şekilde belirlenmiş olmasıdır. Bu konuda Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün, özellikle Cumhuriyet dönemi öğretmenlerini onurlandıran; değişik yer ve zamanlarda yapılmış konuşmalarından aşağıdaki birkaç örneği burada paylaşmayı uygun buldum.
“Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır. “
“Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.”
“İsterdim ki çocuk olayım, genç olayım, sizin nur saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım. Siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı olurdum. Ne yazık ki elde edilemeyecek bir istek karşısında bulunuyoruz. Bunun yerine sizden başka bir istekte bulunacağım: Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum.” (Bursa, 27 Ekim 1922)”
“Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.” (25.08.1924, Öğretmenler Birliği Kongresi Üyelerine)
“Sayın öğretmenler, hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkarmayınız ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” (1924, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 178 -179)”
“Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. (07.07.1927, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Öğretmenler Heyetine Demeç)”
“Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur. Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız.”
“Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.”
“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.”
Büyük Atatürk yaşadığı sürece bu söylemlerini öğretmenlere karşı bir taahhüdü olarak görmüş ve bunların gerçekleşmesi için bütün çabasını göstermiştir. O dönemin öğretmenleri de büyük bir özveri içinde çalışarak ve öğrencilerini bu fikirler düzeyinde yetiştirerek, kendilerine verilen değer ve üzerlerine yüklenen görev ve sorumluluğun gereğini yerine getirmişlerdir.
Bu öğretmenler cumhuriyet döneminin ilk kuşağı, onların öğrencileri bizler ise bu değerli öğretmenlerin ilk öğrencileriyiz. İşte bu nedenle cumhuriyetimizin değerini en iyi bilen ve devrimlerimizi büyük bir içtenlikle içine sindirmiş bir kuşağız biz. İşte bunun için Cumhuriyetimizin temel ilkelerini savunmakta ve bize bütün bu değerleri kazandıran Büyük Atatürk’ e bağlılığımızı sürdürmekte, onun yolundan ve izinden gitmekteyiz.
Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlerin çok rahat bir yaşam tarzına sahip olmalarını ve geçim sıkıntısı çekmemelerini istemiştir. Bu konudaki “Öğretmenlerin maaşı en az milletvekili maaşları kadar olmalıdır” söylemi bu konudaki düşünce ve görüşlerinin kesin kanıtıdır. Ne var ki, çok partili siyasi rejime geçildikten sonra, öğretmenlerin politikaya alet edilmesiyle değerleri de yıldan yıla kayıplara uğratılmıştır.
Öğretmenlerin eğitimin odağında oldukları unutularak politikacılar tarafından baskı altına alınmaları ve kendi taraflarını tutmayanların cezalandırılmaları dönemi başlamış ve öğretmenlerin huzur içinde yaşamaları engellenmiştir. Diğer taraftan da içine düştükleri geçim sıkıntısı ve moral bozukluğu verimliliklerinin azalmasına neden olmuştur. Eğitim ve öğretimde ilk hedeflenen ilkelerin zaman içinde zaafa uğratılması ile bugünkü ortama gelinmiştir.
Eğer günümüzdeki öğretmen maaşları ile sözü edilen dönemdeki öğretmen maaşları kıyaslanacak olursa; Atatürk dönemi ile günümüz arasındaki uçurum çok net bir şekilde görülecektir. Gelir dağılımındaki eşitsizlikten en çok zorlanan öğretmenler olmaktadır.
Son seçimlerde vadedilen 3600 katsayısı ise ne yazık ki gerçekleşememiştir. Eğitim ve öğretim sırasında maruz kalınan siyasi baskılar, öğrenci ve velilerinin yarattıkları akıl almaz olumsuzluklar öğretmenler için adeta bir kabus halini almıştır. Bunlar öğretmenleri kötü etkilemekte ve onları adeta nefes alamaz hale getirmektedir. En az maddi sıkıntılar kadar önemi olan moral bozukluğu alınacak önlemlerle öncelikli olarak ortadan kaldırılmalıdır.
Hal böyle iken 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlamasını öğretmenlerin içlerine sindirmeleri mümkün olabilir mi? Ben buna “Hayır” yanıtını veriyorum. Ancak, öğretmenlerimize olan derin saygımın gereği olarak, onların sorunlarını dile getirmeye çalıştım.
Hepimizin yaşamında en az aile büyüklerimiz kadar öğretmenlerimizin paylarının olduklarına inanıyorum. İlkokul öğretmenimden başlayarak; bana emek veren ve kendilerinden feyz aldığım her kademedeki öğretmenlerime Yüce Allah’tan rahmet diliyor, huzurlarında enderin saygılarla eğiliyorum.
Bütün öğretmenlerimizi kendi öğretmenim olarak görüyor, yaş farkı görmeksizin hepsinin ellerinden öpüyor, içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
24 Kasım günlerini, gerçek anlamı içinde kutlayabileceğimiz günlere kavuşma dileklerimle.
23 Kasım2018 / Antalya
YORUMLAR
Güzel anlamlı bir gün olarak kutlayalım ancak her gün saygı ve sevgi gösterelim en önemlisi de bu bence... Kutlarım güzel yazınızı...