10 Kasım ile ilgili bir çok şey söylenebilir. Her gönlün kendine göre söyleyecekleri elbet vardır. Herkes hüznünü zirvelere çıkarabileceği gibi saygısını ummanlar gibi de yapabilir. Yürüme engelli bir dostumuz saygısını göstermek için ayağa kalkar atasına saygı gösterir. Bir çocuk yatmadan önce dua eder rüyasında atasını görmek ister.

10 Kasım her yiğit gönül’e hitap eden bir tarihtir. Her Türk Yiğidi bilir ki 10 Kasım sıradan bir tarih değildir. Ulusu ayağa kaldıran , dünyada her türlü saygıyı hak etmiş bir Liderin Varlığının sonsuzluğa yürüdüğü tarihi yaşar ve yaşatır. Bizler bu tarihle birlikte sonsuzluğu bir kez daha beynimize kazırız ve kazıtırız. Gönlümüzde hüzün zirveye çıksa da duruşlarımızda bir vakurluk vardır. Vakurluk vardır çünkü " Lider olunmaz Lider doğulur " kavramını en yakından hissederiz. Hissetmenin ötesinde yaşarız. Çünkü o lider bizim liderimizdir. O vardır var olacaktır da gönüllerde. Onunla birlikte öğretilerimizi tekrar edeceğiz ve Vatanın, bir karış toprağın ve olmazsa olmazımız olan bayrağımızı yaşayacağız ve yaşatacağız kararmış sinelerde. Kutsi bir sevda gibi gönlümüze bağlayacağız onun varlığını. " Ya İstiklal Ya Ölüm" emrinin anlamını bir daha bir daha anlayacağız. Türk Milletinin ne kadar haysiyetli ve şerefli bir millet olduğunun bir daha onun varlığıyla dünyaya haykıracağız. Zenginlik, bolluk bereket halinde olmaktansa Özgür olmayı , medeni insan olmayı onun ortaya koyduğu inkılaplarla anlatacağız anlamayan düşüncelere.

Karanlıklara inat onun aydınlığını sunacağız Ülkemizin açılmamış çiçeklerine. Her bahar açan çiçekler gibi cap canlı olacağız. Onun varlığıyla rahiyalar salacağız çoraklaşmış gönüllere. Başkaları istedi diye ne vatanımızı sevmekten vaz geçeceğiz ne de şerefsizlik edenlere göz yumacağız.

Bu nedenlerle saygı ve minnet kelimesinin anlamının ne olduğu iliklerimizde hissedeceğiz , İster istemez duygularımız şahlanacak bulunduğumuz her ortamda. Atamızla birlikte uyuyan gönülleri uyandıracağız ve bir güneş olacağız gecenin karanlığında aydınlığa muhtaç ruhlara.