- 758 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"Güzel gün " diye birşey yok ...
"Güzel gün " diye bir şey yok ...
Günün yakaladığımız güzellikleri vardır.
İçimizi ısıtan, ruhumuzun idrak ettiği, kalbimizin kabullendiği ve şekillerine kendimizin karar verdiği anlardır bunlar.
Var ki yakala bu güzellikleri...
Gün bitesiye kadar vakit veriliyor insanlığa...
Alışkanlığın dışında bir pencere düşün ...
Sürekli mavi tavana ya da açık kahve tozlu tabana bakmaktan vazgeç...
Kıytırıktan meselelerle sen/i meşgul etme . Bir yarın sonrasında telafi şansın yok.
Bende aynıydım. Inan ki ...
Geçmeyecek bir gün daha varsa eğer, o da senin soluğunun tükendiği zamandır . Zaten mühlet denilen bitmiştir sana dair ...
Itiraf etmeliyim , hayata karşı son bir kaygım kaldı.
Gerisi zaten dünya...
Insanlar hayatla mücadele ederken şunu farkettim " ilk önce inançlar sorgulanıyor, sonra insanlar, sonra doğa, sonra matematik , en son kendisi ..."
Ne mi oluyor sonunda?
Sıralama sondan başlayıp, en baştan uhrevi bir şekilde noktalanıyor.
Genel manada ilk düşünülen doğrudur . Niye yaratıldım ? Niçin hayat? Ne kadarına ömrüm vefa eder? Neden ben ve hep ben ?
Aklın kemale ermesi için, soruların selameti için derinden düşünmeyeceksin .
Uzun uzadıya sorularla meşgul olmayacaksın. Yarından medet umup , düne hayıflanmayacaksın.
Günün güzelliklerinden senin için payına düşene mutlu olacaksın...
Buna kanaatkarlık da denir...
Kim istemez ki gökyüzünde bulutlara karşı kahve yudumlamayı?
Ama isteme ☺
Hayalin gücüne gider... Onun gücü kadar düşle kendini ....
Gerçekci nedenlere üzül...en azından daha az zoruna gider 😉
Güzel günler yakalamanız dileği ile ☺🤗🕊🕊🕊
Aybüke
YORUMLAR
Güzel bir yazıydı.
Dün üzüldüklerimiz, öfkelendiklerimiz bugün ne kadar da basit şeyler. Bugün kafaya taktıklarımız da yarın etkisini yitirecek, önemsizleşecek.
Dünün korkuları ve pişmanlıkları, geleceğin kaygıları bugünü gergin, huzursuz ve mutsuz yaşamamıza neden oluyor ne yazık ki! Düşünmek gibi en insani eylem; kendini gerçekleştirememiş, kendilik kazanamamış insanlar elinde (ben de onlardan biriyim sanırım) pişmanlık, korku ve kaygı kıskacında asli vazifesini ihmâl ediyor ve sonra bizzat insan fazla düşünmemek gerektiğini düşünmeye başlıyor.
Akıl hemen hemen her insanda aynı kapasiteye ve geliştirilebilir özelliklere sahip. Mesele insanın kendini gerçekleştirememesine bağlı olarak doğru şeyler üzerine düşünememesi, aklını kontrol kaabiliyeti kazanamaması, onu gündelik ilişkiler, fikirler üzerine yorarak heba etmesi.
Sanırım hem kendimiz, hem toplum için büyük düşünmeyi öğrenmemiz, dahası öğrenmeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Saygılarımla