- 748 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Murat KARAÇANTA ve “35Buçuk” Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Hüseyin MUTLU AKPINAR ile röportaj. “Kültür ve Turizm Şehridir İzmir”
Bu hafta; 35 plaka kodlu, Anadolu Yarımadası’nın batısında ve Ege Bölgesi’nin ortasında yer alan, “Ege’nin incisi”, dilimizde ’’Güzel İzmir’’ olarak adlandırılan ve “yılın üç yüz günü yüzü güneşe bakan ışıklı şehir”-İzmir’i konu aldık.
*
İzmir, Yurdumuzun üçüncü büyük şehri, dev yatırım alanlarının, gelişmiş teknolojinin, nitelikli sanayinin kenti ve işlek bir ticaret merkezidir. Ayrıca İzmir, zengin kültürü, çağdaş yaşamı, geniş caddeleri, renkli denizi, temiz plajları ve mavi-yeşil coğrafyasıyla bilindiği kadar; tüm İon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran ve Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes gibi vb. zengin tarihi ile de çok önlüdür. İzmir, aynı zamanda ilk kurşunu sıkarak, işgalcilere karşı direnişimizi başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres’in memleketidir.
*
Güzel İzmir, büyük adımlarla bir dünya kenti olma yolunda ilerliyor:
Dünyanın her yerinde bir kentin yaşam kalitesini yükselten öğelerin başında şunlar gelir: ekonomik, sağlık hizmetleri, eğitimin niteliği, teknoloji, sosyal ve kültürel açıdan kent sakinlerinin mutluluk derecesini yükseltmek: Deniz, dağ, orman ve ova gibi doğal çevresi ve tarihi kalıntıları ile kente gelen ziyaretçileri memnun etmektir. İzmir, başta belirtmiş olduğum tüm unsurları layıkıyla yerine getiren, yüksek yaşam kalitesiyle ülkemizin dört bir yanından göç alan ve yılda binlerce turisti ağırlayan önemli bir kentimizdir. Nihayetinde, dünyada yaşam kalitesinin en yüksek olduğu kentler sıralamasında birinciliğe adaydır, İzmir.
*
-Sayın Müdürüm sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Murat KARAÇANTA, 1990 yılında Kars Turizm Müdürlüğü’nde Şube Müdürü olarak göreve başladım; 1997 yılında Balıkesir Turizm Müdürlüğü’ne Müdür Yardımcısı olarak ve 2010 yılında da İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Müdür Yardımcısı olarak atandım. Burada Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta iken, 16 Ekim 2015 tarihinde Bakü Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinde 6 ay süreyle geçici olarak Kültür ve Tanıtma Müşaviri olarak görevlendirildim. Döndükten sonra 01 Temmuz2016 tarihinden itibaren de İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini vekaleten yürütmekteyim.
-İzmir İlimizin bir sembolü haline gelmiş, Hasan Tahsin bir diğer adıyla Osman Nevres’in İlk Kurşun’u hakkında ne söylemek istersiniz?
15 Mayıs 1919 sabahı Pasaport ve Gümrük yönünden Konak’takiSaat Kulesi’ne doğru ilerleyen Yunan kuvvetlerine karşı ilk kurşunu sıktığı yerde vurularak şehit edilen Hasan Tahsin adındaki idealist, ittihatçı bir gazeteci olan yurtsever gencin asıl adı Osman Nevres’tir. Sıktığı ilk kurşun, aslında bir ulusun uyanışını, bir devletin kuruluşunu müjdeler. Yurdunun bağımsızlığı için canını bile vermekten çekinmeyen Hasan Tahsin’i ve onun gibi gazetecileri saygıyla ve gururla anıyoruz.
İzmir Konak Meydanında, Yunan ordusunun İzmir’i işgali sırasında, askerlere karşı ilk kurşunu sıkarak, Türk direnişinin örnek davranışını gösteren ve ardından şehit olan gazeteci Hasan Tahsin’i ilk kurşunu sıkarken gösteren bir anıt yer almakta. Anıt, İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından yaptırılarak, 15 Mayıs 1974 tarihinde törenle Konak Meydanı’na konmuştur.
-İzmir denilince akla ilk gelen ne veya nelerdir?
İzmir denilince ilk olarak, bir kültür mozaiği, zengin bir tarih, turizm ve hoşgörü akla gelir. Ancak,sayabileceğimiz daha pekçok özelliği vardır kentimizin. Şöyle ki;
* 8500 yıllık uzun bir tarihi geçmişe vekültürel birikime sahiptir.
* UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesinde yer alan Efes ve Bergama Antik kentleri İzmir’dedir.
* Bir Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve bittiği tek kenttir İzmir.
*Fuarlar, festivaller kentidir.
* Camileri, Kiliseleri, Sinagogları ilebirçok kültürü ve dini içinde barındıran, insanların barış içinde yaşadığı “hoşgörü kenti”dir.
*Asya’nın batısı, Avrupa’nın doğusudur, önemli bir liman kentidir.Modern, sanatsever, kültürel yönü gelişmiş ve üniversiteleriyle bir eğitim kentidir.
*İlk demir yolunun (İzmir-Aydın demiryolu) inşa edildiği, çeşitli ve kolay ulaşımimkanlarına sahip şehirdir.
* Turkuaz renkli denizi, kumsalları, koyları ile turizm şehridir...
Ayrıca kültür-sanat, siyaset alanları başta olmak üzere tarihimize adını yazdırmış önemli şahsiyetlerimizden bazılarını da burada dile getirmekisterim;
* Homeros, İsmail Hakkı İzmirli, Halit Ziya Uşaklıgil, Necati Cumalı, YorgoSeferis, Salah Birsel, Attilâ İlhan, Tarık Dursun K, Muzaffer İzgü….
* Ahmet Adnan Saygun, Rakım Elkutlu, Avni Anıl, Rüştü Şardağ, Sezen Aksu, Kayahan, Tanju Okan, Necdet Tokatlıoğlu, Teoman Önaldı, Gönül Yazar, Zuhal Yorgancıoğlu
* Zübeyde Hanım, İsmet İnönü, Latife Hanım, Kubilay….
* Halit Refiğ, Haluk Bilginer, Çolpan İlhan, Ayhan Işık, Hüseyin Baradan….
* Süleyman Ferit Eczacıbaşı, Nejat Eczacıbaşı, Ekrem Akurgal, Yaşar Aksoy, Metin Oktay…
Ve bu liste uzar gider…
-İzmir İlimizin ismi nereden gelme ve anlamı nedir?
İzmir’in kuruluşuna dair birçok efsane vardır. Bunlardan birisi de savaşçı Amazonların İzmir’e akın yaparak kenti ele geçirmeleri ve kurdukları yeni kente Amazon kraliçesinin adı olan Smyrna’yıvermeleridir. Smyrna; zamanla Smira, Lesmira, İsmira gibi isimlerle anılmış ve “İzmir” olarak dönüşerek günümüze kadar gelmiştir.
-İzmir’in kültürel faaliyetleri nelerdir?
İzmir, zengin bir kültür- sanat ortamına ve sanata duyarlı bir toplumsal yapıya sahiptir. İzmir bir sanat şehridir ve burada Bakanlığımıza bağlı 6 adet sanat kurumu faaliyet göstermektedir.Her yıl pek çok ulusal ve uluslararası organizasyon, etkinlik ve faaliyet gerçekleştirilmektedir İlimizde. Yapılan organizasyonlara Bakanlığımızca hem maddi destek, hem de gelen yabancı konukların ağırlanması ve sanatçı katılımı konusunda destek verilmektedir. Kurumumuzun doğrudan gerçekleştirdiği sanatsal organizasyonlarımız da vardır. Örneğin, 2017 yılında Bakanlığımız, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün desteği ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünce, “İzmir Efes Opera ve Bale Günleri” düzenlendi. Bu yılki programı daha da zenginleştirilen Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali kapsamında kapalı gişe olan eserler Efes Antik Tiyatro’nun eşsiz atmosferinde sanatseverlerle buluşturuldu. Dünya opera repertuarının en beğenilen eserlerinden seçkilerin sahnelendiği Gala Konserinde dünyaca ünlü solistler yer aldı.
Bakanlığımızca “Yerel yönetimlerin, Derneklerin, Vakıfların ve Özel Tiyatroların Projelerine Yapılacak Yardıma ilişkin Yönetmelik” kapsamında İlimizde gerçekleştirilen kültür ve sanat etkinliklerine, özel tiyatrolara ve sanat projelerine maddi destek sağlamaktadır.
Yine İlimizde “1 Milyon Öğrenci Sinema İle Buluşuyor” etkinliği hayata geçirilmektedir. Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği ile işbirliğiyle yaklaşık 8.000 öğrencinin sinema ile buluşmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda;İlimizde belirlenen birkaç sinemada 4 ayrı film gösterimi yapılıyor.
İzmir’de gerçekleştirilen ve bizim de destek verdiğimiz uluslararası ve ulusal önemli kültür-sanat etkinlikleri bulunmakta, İlimizin en önemli etkinliklerinden bazıları;
* Uluslararası İzmir Kültür ve Sanat Festivali-İKSEV (32.)
* İzmir Avrupa Caz Festivali-İKSEV (25.)
* Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali (2.)
* İzmir Uluslararası Kukla Günleri (12.)
* Selçuk-Efes Deve Güreşleri (36.)
* Selçuk-Efes Festivali (49.)
* Alaçatı Ot Festivali
* Bergama Kermesi; ülkemizin en eski kermesidir. Atatürk’ün direktifleriyle 83 yıl önce başlamıştır.
* Urla Enginar Festivali
* Kısa Film Festivali
* İzmir Gastronomi Festivali
* İzmir Uluslararası Halk Oyunları Festivali
* Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali
* İzmir Büyükşehir-Karşıyaka-Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenlikleri
* Çeşme Uluslararası Klasik Müzik Festivali
Bakanlığımız sanat kurumlarının (İzmir Devlet Opera ve Balesi, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, İzmir Devlet Tiyatrosu, İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, İzmir Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu) yıl boyu devam eden konserleri ve başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere İlçe Belediyelerinin organize ettiği sanat konserleri ve kültürel etkinlikler, fuarlar, festivaller vb. organizasyonlar...
Tüm bunlara ilaveten İzmir burada sayamayacağım pek çok tematik etkinliğe ve şenliğe ev sahipliği yapar.
-İzmir’i diğer illerden farklı kılan özelliği veya özellikleri nelerdir?
Yukarıda sözünü ettiğimiz özellikleriyle İzmir farklı bir kenttir. “Ege’nin İncisi” olarak da bilinen İlimizHititlerden İyonlara, Lidyalılardan Perslere, Helenlerden Romalılara ve Bizanslılardan Osmanlılara kadar birçok uygarlığa tanıklık etmiştir. Bu uzun geçmiş, izlerini İlin ve bölgenin her köşesine bırakmıştır. Ünlü tarihçi Heredot’un “en yüce gök kubbenin altında ve dünyanın en güzel ikliminde” diye söz ettiği İzmir, 8500 yıllık tarihi geçmişiyle çeşitli uygarlıklara binlerce yıldır kucak açmış, çok farklı din ve kültürleri bağrında besleyip insanlarının hoşgörü ve barış içinde yaşadığı efsanevi bir kent olmuştur.
İklimi ve doğası ile yılın 12 ayı turizm için uygundur. Yılın 300 günü güneşli, kent merkezinde başka, ilçelerinde başka güzelliklerin yaşandığı, Ege mutfağı ile konuklarına müthiş lezzetler sunan, gülümseyen, gülümseten kenttir İzmir.
Kara, hava, deniz ve demiryoluyla yoluyla kolay ulaşım sağlanan bir şehirdir.
İzmir aynı zamanda bir tarım kenti, eğitim kenti, sanayi kenti olarak birçok özelliği bir arada barındırmasıyla diğer illerden farkını ortaya koymaktadır. İzmir dünyada en hızlı büyüyen 4. Metropol kentidir.
-İzmir’in turistik yerlerini tanıtır mısınız?
Kısaca her yeri. İzmir, turizm dünyasında tanınan kentlerden biri. Yaptığımız tanıtım faaliyetleriyle de tanınırlığını artırmak, daha fazla turisti İlimize çekerek bir cazibe merkezi haline gelmesi için çalışıyoruz.
İzmir coğrafi konumu itibarıyla Anadolu’nun yani Asya’nın Ege Denizi’ne açılan uç noktasıdır. Bir yarımadadır. Binlerce yıldır önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi olmuştur. Birçok uygarlığın pek çok kent kurduğu verimli topraklara ve kıyılara (629 km.) sahiptir. Tabiatıyla tüm ilçelerinin tarihi, kültürel ve turistik değeri yüksektir.
İzmir, Türkiye’de turizmin başladığı kenttir (Efes Ören Yeri).Turistlerin her yönden ilgilerine cevap verebilecek turistik kapasiteye sahiptir. İzmir’i tanımak için en az 10 günü burada geçirmek gerekir. Tarihi ve turistik açıdan mutlaka gezilmesi gereken yerlere kısaca değinmem gerekirse;
* Kent merkezinde; Konak Meydanı, Saat Kulesi, Kemeraltı, Agora, Kadifekale, Kordon, Alsancak, Gündoğdu, Kültürpark, Karşıyaka, Tarihi Asansör, İnciraltı, Teleferik, Levanten Köşkleri, Arkeoloji Müzeleri ve Tematik Müzeler…
* UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescillenen kültürel varlıklarımız bulunmaktadır. Bu kapsamda özellikle; Selçuk-Efes-Meryem Ana Evi ve Bergama-Akropol-Asklepion-Kızılavlu’yu belirtmemiz gerekir.Dünya Mirasıgeçici listesinde bulunan “Birgi Tarihi Kenti” ve “Foça ve Çandarlı Kaleleri” gibi kültürel varlıklarımızın da asıl listeye alınmasına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.
İzmir’in her biri ayrı önem ve kendine has özelliğe sahip pek çok turistik ilçesinden bahsedebilirim. Özellikle;
* Çeşme-Alaçatı-plajlar;Selçuk-Efes-St.John Kilisesi-İsabey Camii-Şirince; Sakin kent-Seferihisar; Foça-fok balığı-Siren kayalıkları; Bayındır-çiçek diyarı; Ödemiş-Birgi-Çakırağa Konağı ve Bozdağlar; Tire-yöresel ürünler-peynir-süt-el sanatları; Urla-sanat sokağı-enginar-antik zeytinyağı işliği; Menemen-çömlek; Kemalpaşa-Nazarköy…
* Torbalı-Metropolis Antik Kenti, Menderes-Claros Kehanet Merkezi…
Bunlar ilk akla gelen önemli tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleriyle tanınan ilçeler.
-İzmir’in yöresel yemekleri ve özellikleri nelerdir?
İzmir’in çok renkli, çok katmanlı kültürel yapısı mutfağına da yansımıştır. İzmir ve çevresinde yaşayan yerleşik ya da göçebe Türkler ve İzmirli Rumlar, 15.yüzyılda Osmanlı’ya sığınan İspanyol Musevileri (Sefaradlar), mübadele gelen Batı Trakya (Selanik), Girit, Makedon, Boşnak ve Arnavut mutfakları, İzmir mutfağının çeşitliliğini oluşturur. Tabi ki bu kültürel etkileşim tek taraflı değildir. İzmir’de yaşayan bu topluluklar, burada tanıştıkları ve benimsedikleri lezzetleri mübadeleden sonra kendi coğrafyalarına da taşımışlardır. İzmir’in lezzet öyküsü tüm kent sakinlerinin ellerinde ve sofralarında şekillenmiştir.
Yörenin bitki örtüsü, sebze ve meyve çeşitliliği, ürünleri taze olarak kullanabilme olanağı da İzmir mutfağında da kendini gösterir. Bu nedenle İzmir ve yöresi yemek çeşitleri açısından son derece zengindir. İzmir mutfağı, içerik ve tarifler göz önünde bulundurulduğunda tipik Akdeniz mutfağı özelliklerini taşır. Zeytinyağı İzmir mutfağının vazgeçilmezidir. İzmir mutfağının en önemli özelliklerinden biri etin, sebzelerle birlikte tencere yemeği olarak tüketilmesidir. Sebzeler çoğunlukla kuzu eti ile birlikte pişirilir. (Kuzu etli arapsaçı, şevketi bostan, enginar gibi)
İzmir mutfağı yeşil bir mutfaktır. Mevsiminde her çeşit ot sofralardaki yerini alır. Turp otu, hardal, cibes, radika gibi yabani otlar suda haşlanıp limon ve zeytinyağı ile tatlandırılarak salata şeklinde tüketilir. Ayrıca yağ ve soğan ile kavrularak, yumurta eşliğinde de tüketilir. İzmir’e has bir başka özellik de ıspanak, semizotu, ebegümeci gibi otların kavrularak tüketilmelerinin yanı sıra pirinçle birlikte borani olarak tüketilmesidir.
Kıyı kenti olması nedeniyle İzmir mutfağında balık yemekleri de önemli bir yer tutar. Sardalya çipura, barbun, adabeyi, gopez, kepal, levrek, mercan, kalamar, karides ve ahtopot en çok tüketilen İzmir’e özgü balıklardır. Ayrıca kelle, paça, beyin, işkembe gibi sakatatlar İzmir mutfağında sevilerek tüketilmektedir.
Özel gün yemeklerinde ise et ve buğday ön plandadır. Et olarak çoğunlukla kuzu eti tercih edilmesine rağmen, oğlak eti ve dana eti de kullanılmaktadır. Düğün yemeklerinin vazgeçilmesi keşkektir.
Zerde, höşmerim, sütlaç, baklava, kalbura bastı, irmik helvası ve lokma özel gün kutlamalarında en çok tercih edilen tatlılar arasındadır.
Soğuk içecek olarak gerek günlük tüketimde gerekse özel günlerde yoğun bir şerbet çeşitliliği göze çarpar. Somata, sübye, limonata, vişne, çilek, karadut, demirhindi, koruk ve lohusa şerbetleri en çok tüketilenler arasındadır.
İzmir, kumru, gevrek, boyoz, kelle söğüş, midye dolması, kokoreç, çöp şiş, gibi ev dışında tüketilebilecek birçok sokak lezzetini de barındırır. Bu tür yiyeceklerin çoğunu Kemeraltı Çarşısında bulmak, tatmak mümkündür. Ayrıca İzmir köfte ve menemen gibi ünü İzmir sınırlarının dışına çıkmış yemeklerimizde bulunmaktadır.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Turizm sektörü dünya çapında çok büyük bir pazardır. Bizler de kurum olarak bu pazardaki payımızı arttırmaya, İlimizin tarihi, kültürel ve turistik değerlerini ortaya çıkarmaya, yaşatmaya, tanıtmaya ve gelecek nesillere aktarmaya yönelik çabalarımızı sürdürüyoruz.
Bu vesileyle, İzmir’in tanıtımına yönelik yaptığınız bu program için çok teşekkür ederim ve sizin şahsınızda tüm değerli halkımızı yaz tatillerinde veya turizm amaçlı seyahatlerinde İzmir’de görmekten memnuniyet duyacağımızı belirtmek isterim.
*
Bu değerli bilgileri bizlerle paylaşan, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Murat KARAÇANTA’ya sonsuz teşekkürlerimizi ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz.
*
Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Mutlu Akpınar MUTLU AKPINAR ile röportaj.
-Sayın Başkanım Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
3 Nisan 1969 Konya-Ereğli doğumluyum. Öğretmen Sebahat Akpınar’ın ve Ereğli’nin unutulmaz Belediye Başkanı Kenan Akpınar’ın oğluyum.
İlk ve orta öğrenimimi Ereğli’de, liseyi Mersin’de tamamladım. Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldum. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde “Vergi Hukuku ve Vergi Hukuku Uygulamaları” üzerine Yüksek Lisans yaptım. Hâlen doktoramı sürdürüyorum.
Özel sektörde danışmanlık ve yöneticilik görevlerinde bulundum. Yoğun biçimde sporla ilgilendim. Eski bir profesyonel kaleciyim. Bisiklet ve motosiklet tutkunuyum. Müzik yaşamımda özel bir yer tutar. Bateri çalıyorum, şarkı söylüyorum.Dr. Zehra Akpınar’ın eşi, Kenan’ın ve Elif Deniz’in babasıyım.
1992 yılında girdiğim Cumhuriyet Halk Partisi’nde İl Gençlik Kolları Başkanlığı, Konak İlçe Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı, Kurultay Delegelikleri, İl Yönetim Kurulu Üyesi ve İl Sekreteri, STK’lardan Sorumlu Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulundum. 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde, rekor bir oy oranıyla Karşıyaka Belediye Başkanı seçildim.
Kişisel yaşamımı, siyasi mücadelemi ve belediye başkanlığında yaşadıklarımı, bir manifesto ve belgesel yaklaşımıyla, “Bir Başkan, Bir Şehir, Bir Aşk” adlı kitabımda anlattım.
-Karşıyaka 35.5 olmanın anlamı ve ayrıcalığı nedir?
“35 buçuk” Karşıyaka’nın alamet-i farikasıdır. Tarihine, coğrafyasına, yaşam biçimi ve tercihlerine, elbette KAF SİN KAF’a çok büyük bir aidiyet besleyen Karşıyaka, “35 buçuk” kavramını bir farkındalık iddiasıyla ve bir ayrıcalık simgesi olarak kullanır. Barındığı kararlılık ve ironiyle, dünyanın neresinde 35 buçuk deseniz, akla Karşıyaka gelir.
-Karşıyaka’da göreve başladığınız dönemden bu yana, ilçemizde ne veya neler değişti?
Karşıyaka pek çok değerin yaşadığı ve yaşatıldığı bir kenttir. Bu eşsiz mirastan hareketle strateji planı oluşturup uygulamaya soktuk.Öncelikle imece ruhu gelişti. Sosyal Sorumluluk kavramının simgesi haline geldik. Doğaya ve çevreye karşı duyarlığıyla öne çıktı. Hayatın her alanını kucaklayan ve bütüncül bir bakış açısıyla, bilimden eğitime, spordan emeğe, çocuktan kadına, yaşlıdan gence, engelliden örgütlenme bilincine seslenen ve kısa sürede gerçekleştirilen projelerle ödüller aldı. Yalnızca kendi içindeki mutlulukla yetinmedi, ülkenin her yerine yetişmeye çalıştı, örnek oldu, umut ve cesaret kaynağı olarak pek çok yerel yönetime esin verdi.
Bütün bunların elbette bir nedeni var. Karşıyaka’nın genetiğini oluşturan ulusal ve evrensel değerlerimizle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve büyük emanetimiz Zübeyde Hanım’a bağlılığımız, sevgimiz, saygımız ve kararlılığımızla, tavrımızı ve sözümüzü hayatın her alanında yükseltmemiz, paha biçilmez bir konumdadır.
Bütün bunların altında yatan ise kamunun hakkını, doğru ve tutarlı bir bütçe politikasıyla, hiç tartışmasız, şaibesiz ve hesap verebilmenin ferahlığı içinde kamuya sunma iradesidir.
-Belediye hizmetleri olarak yeni projeleriniz varsa bizimle paylaşır mısınız?
“Hayaller, cesaret ve emek ister” sözüyle çalışan Karşıyaka Belediyesinin, kente, insana ve ülkeye dair projeleri bitmez. 2019 Yerel Seçimler sürecine girdik. Yaptıklarımız, yapılacak olanların ön sözüdür. Hayatın her alanında yükseltecek, yaşam ve kent kalitesini ileriye taşıyacak pek çok projemiz hazır. Kentimizi bir dünya müzesine çevirmenin, eğitimin, sanatın, sporun ve bilimin “marka kenti” haline getirmenin adımlarını zaten attık. Şimdi bunları ulusal ve uluslararası düzeye getirecek olmanın coşkusu ve sabırsızlığı içindeyiz.
-Belediye olarak ne gibi sosyal ve kültürel hizmetler veriyorsunuz?
Bütün bunlara gereğince yanıt vermeye, sanırım sayfalarınız yetmez. Birkaç anımsatmayla yetinmek zorundayım. “Sosyal Belediyecilik” ile “Sosyal Sorumluluk” bizim yol haritamızı oluşturmaktadır. Karşıyaka’nın Filizleri-Her Apartman Bir Öğrenci Okutuyor adıyla başlayan ve bugün her kesimin paydaş olduğu, 700’den fazla gencimize ulaşan ödüllü projemiz, İsmail Hakkı Tonguç Gençlik Eğitim Merkezi’nde eğitim desteği alan yüzlerce gencimiz, Anaokullarımızda eğitimle ve sosyalleşmeye tanışan çocuklarımız bizim gözbebeğimizdir. “Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi” ile büyüklerimizin, “Kısa Süreli Engelli Dinlenme Merkezi” ile engellilerimizin ve ailelerinin, “Üretici Kadın Kooperatifi” ile yüzlerce kadınımızın yanındayız. “Kent Koop Gıda Marketleri” zinciri ile üreticilerle tüketicilerimizi doğal, ekonomik ve sağlıklı bir ilişkide buluşturuyoruz. Söylediğim gibi, yalnızca kendimize ve kentimize hizmetlerle yetinmiyoruz. “Bir Çocuk Bin Gülüş” kampanyamızla yurdun dört bir yanındaki çocukların hayatına dokunuyor, “Vatan Size, Aileleriniz Bize Emanet” kampanyası ile vatani görevlerini yapan yiğitlerimizle halkımız arasında gönül köprüleri kuruyoruz.
Kültür ve sanat alanında, gerçek bir idolüz. Türkiye’nin ilk kadrolu ilçe klasik müzik topluluğu, “Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası-KODA” kısa sürede ulusal ve uluslararası bir övünce dönüştü. Belediye Tiyatromuz, galerilerimiz, kültür merkezlerimiz, sanatın her alanından topluluklarımız ve kurslarımız, değerlerimiz adına düzenlenen yarışmalarımız, 365 gün kesintisiz biçimde yaşanan ve konuklarıyla, topluluklarıyla, bilim ve düşün insanlarımızla onurlanan etkinliklerimizi tek tek anlatmaya olanak yok. Karşıyaka’ya adım attığınızda, çağdaş, demokratik, laik ve aydınlanma idealiyle yaşayan bir yere geldiğinizi anlarsınız. Her parkımızda, meydanımızda, sokağımızdaadları ve heykelleriyle yaşatılan değerlerimiz sizi karşılar ve siz asla Karşıyaka’dan geldiğiniz gibi gidemezsiniz.
-Karşıyaka faaliyetleriniz nelerdir?
Biz Karşıyaka’da ilkleri ve tekleri kurar, tanışır ve yaşam biçimine dönüştürürüz. Bunların en önemlilerinden bir iki örnekle yetineyim. “Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampüsü” eğitimle eğlencenin, evrensel değerlerle bilimin kaynaştığı dev bir merkez olarak, kısa sürede sayıları 1 milyona yaklaşan ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Karşıyaka, dört buçuk yılda aldığı sayısız ödülün yanında, uluslararası “Aktif Şehir”, “!2 Yıldız Şehri”unvanlarına sahip bir kenttir. Özellikle KAF SİN KAF tarihinde yer almış, şampiyonluklarıyla ülkemizin ve kentimizin adını dünyaya duyurmuş değerlerimizin adını taşıyan, futboldan yüzmeye, okçuluktan extrem dallara sporun her alanına seslenen tesislerimizde, bugün binlerce gencimiz eğitim görmekte, etkinlik gerçekleştirmektedir. Son örneğimiz de, Karşıyaka’nın simgesi, onuru üstüne olsun. Yalnızca ülkemizde değil, dünyada da içeriği ve anlamı ile ilk ve tek olan “Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı”mızı yeniledik. 45 metreye yükseltilen boyu, her biri bölgelerimizin genel yüzölçümündeki oranlara sahip ayakları, bölgenin en görkemli alanına sahip coğrafyasıyla, teknik ve estetik açıdan yüzyıllarca yıl yaşayacak olan anıtımız, bizim gurur kaynağımızdır. Biz bununla da yetinmedik. Ayakları arasındaki “Saygı Müzesi”, Türkiye Cumhuriyeti’mize hayatın her alanından değer katan, yetenekleri ve başarılarıyla ilerleme mücadelemizde yer alan, kadınlarımızın neleri başarabileceğinin birer canlı kanıtı olan değerlerimize ev sahipliği yapacak. Dalında ilk ve tek olan müzemizi 3 Kasım’da açacağız. Herkesi Karşıyaka’ya bekliyor, davet ediyorum. Bu kadarla yetineyim, yoksa tüm gazeteyi Karşıyaka’ya ayırmanız gerekecektir.
-Karşıyaka’ya özgü yöresel yemeği veya yemekleri nelerdir?
Ege, Akdeniz, Adalar karışımıyla oluşan ve mübadele zamanında kültürel olarak eklenen lezzetleriyle, özel bir mutfağımız vardır. Bu lezzetler, yurt içi göçler sayesinde taşınan güzelliklerle, zengin bir çeşitliliğe ulaşır. Elbette balıktan başlayıp ot çeşitliliğiyle genişleyen yelpazede, tatlısından tuzlusuna her türlü keyfi yaşayabilirsiniz. Ama bizim sunacağımız en büyük keyif, konukseverliğimiz ve herkesi sarıveren Karşıyaka coşkumuz ve neşemizdir. Bekleriz.
-Sayın Başkanım, son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?
Karşıyaka, doğal ve tarihsel zenginliğini, insanına özgü demokrasi, hoşgörü ve Cumhuriyet değerlerine bağlılıkla anıtlaştıran, çağdaş bir kenttir. Burada tüm renklerin çeşitliliğini; ötekileştirme, reddetme ya da hiçleştirme gibi olumsuzlukları zerre kadar hissetmeden yaşayabilirsiniz. Karşıyaka bu değerlerini, yaşam biçimine dönüştürerek ve seçimlerine çok yüksek düzeyde ekleyerek gösterir. Biz, hiçbir soruna “Bana ne?” demeyiz. Ama değerlerimize, duruşumuza, insan hak ve özgürlüklerine ya da tercihlerimize dil uzatılmaya, müdahale edilmeye çalışıldığında “Sana ne?” demeyi de çok iyi biliriz. Bu bağlamda Karşıyaka Belediyesi, sıradan bir belediye olarak değil, kentin en büyük demokratik ve sivil toplum örgütü olarak çalışır. Ben hiçbir zaman belediye başkanı makamı, arabası, havası içinde yaşamadım. Çünkü tepeden tırnağa içselleştirdiğimiz bu değerler, beni belediye başkanından çok “Halk Önderi” konumuna ve sorumluluğuna taşıdı. Dört buçuk yıldır, bu bilinçle ve hemşerilerimin her alandaki yoğun desteğiyle çalışıyorum. Mevcut yasa ve uygulamaların ilçe belediyelerine dair taşıdığı tüm olumsuzluklara rağmen, bunca proje, uygulama ve tesis başka türlü başarılamazdı. Geleceğe dair korkmadan, çekinmeden, yüzümün ve vicdanımın lekesizliğiyle yürüyorsam, hayallerimi ve enerjimi kentime ve ülkeme sunmaya kararlıysam, bu öncelikle hemşerilerimin eseridir. Bundan sonraki adımlarımı, çocuk yaşlardan beri neferi olduğum partim takdir edecek ve belirleyecektir. Ailem başta olmak üzere, hemşerilerime, birlikte yürüdüğüm belediye emekçisi arkadaşlarıma teşekkür ederim. Elbette en büyük teşekkürüm, saygım ve minnetim, büyük komutan, büyük devrimci ve eşsiz başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’edir. Çizdiği yolda yürümekten, eşsiz öngörü ve hedeflerini rehber edinmekten onur duyuyorum.
Gazeteniz okurlarına sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Bu değerli bilgileri bizlerle paylaşan, Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Hüseyin MUTLU AKPINAR’a sonsuz teşekkürlerimizi ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz.
35 İzmir
Ege incisini sordum, anlamı ne diye?
Kuraklığa dayanan, hep yeşil kalan,
Ağaçla çalılar, kendi adıyla anılan,
Körfezi kucaklayan, doğadan bir hediye!
Bana da yön rehberi olsana Saat Kule?
İzmir’in gözdesidir Karşıyaka nerede?
Ha bir de Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe,
Aklımdakinin hepsini sayamam, sen söyle.
Serinletir renkli denizi, Temmuz’da bile,
Metrelerce uzanan plaj kuzeyden güneye,
Kordon boyu ışıl ışıl sokaklar apaydın,
Yatlar, gemilerle çevrili liman kentinde.
Dünya mirası Efes’in Liman Caddesi’nde,
Şaşırdım en üstün kent planlama örneğine,
Meryem Ana Evi’nden İsa Bey Cami’sine,
Bilimle keyif aldım Sanat Festivali’nde.
İlk minnet borcumu ilettim Hasan Tahsin’e;
Asansör Kule’den indim Roma Tüneli’ne,
Kadife Kale, her yanım cıvıl cıvıl hem de,
Huzur buldum medeniyetler şehri İzmir’de.
*
Röportajlar: Hande Hamdiye AGİRMAN
Fotoğraflar: İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Karşıyaka Belediyesi
Önce Vatan Gazetesi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.