- 6006 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Monolog Röportaj- Şiir, Şairin Gönlünde Besledikleri Düşünceleri Dışa Vurması Sergilemesi Midir?
-Sevgili okuyucularımız, şiir bizim akıntıya karşı kürek çektiğinizin bilincinde olup olmadığınızdan emin olmamız için yazılan bir hassas edebi dildir. Sayın Gülveren şiir, şairin gönlünde besledikleri düşünceleri dışa vurması sergilemesi midir? Gönlünde hareket halinde olan gönlüne sığmayan toplumsal yanlışlıkları haykıran ebedi bir yazım şeklimidir? Negatif düşüncelerin ülkeyi sarması durumunda buna ses olan pozitif düşüncelerle yazan mıdır?
-Şair, insanların içinde yaşadığı sorunlara paralel olarak, sorunların çözümsüzlüğüne belirleyici hecelerle ışık tutan yazandır. Bu sorunları görebilecek yeteneğe duyarlılığa sahiptir. Çünkü şair halkın içinde çıkan, aynı acıyı derdi sorunları yaşayan ve çare arayandır… İnsanların maddi ve manevi olarak içine girdiği çıkmazı, kendi çabalarının ürünü olmadığını çok iyi bilirler. Sermaye sahipleri insanların her daim, kendilerine mahkûm olarak yaşamasını istediklerinden dolayı, suni olsun gerçek olsun kriz pahalılıklarla insanları soyduğundan haberleri vardır. Bu tanımlamalara uymayan sermaye sahipleri sömürü düzenin insanları ortak noktası, kültürün toplumsal yapıyla birlikte ele alınması vurgusu yok etmek, parçalayarak bireye dönüştürmek için altyapıyı, daha sonraki nesillere aktarılmaması için devamlı sorun çıkarırlar.
Halkın içinde çıkan şair, halkın içinde yaşayan ve sorunları canlı canlı yaşayan, gecesi gündüzüne karışan fikir sancısı içinde çözüm arayan, bu yolda yazan dirsek çürütendir. Bu çözüm arayışında tüm toplumu kapsayan hacimli kavramlar deyin hece söz deyin, gönül’e çözüme birliğe dair olan sözlerin bir bütünü, gülümsemesi umuda ışık olması adına pozitif düşünceleri yazandır şair. Şair insanların mutluluğunu, refah ve kalkınmasını sağlamak, sosyal adalet ve dayanışmayı gerçekleştirmek yöneticilerin görevi olmalıdır, hâkimiyet kurmak için değil derken, halkın içinde bu hâkimiyetlerin acısını yaşamış çekmiş olandır, bu nedenle bunu söylerken gayesi insanların mutluluğudur. Elbette ki bu sancılar gönlüne sığmaz yazar, şiir içtekilerin dışa vurumu, duyulmayanların duyurulması hissedilmesini sağlamak değil midir? Evet, sağlamak hatta insanları çelik kafeslere, geçici dünyanın peşine düşürürek sokmak isteyenlerin samimiyetsizliğini haykırmaktır. İnsanlardan çıkarı uğruna planını iki parçaya bölerek ilk önce samimiyetle yaklaşan sonra istediğini alınca dirsek büken kapıları kapatanların edepsizliğini de söylemektir şair şiiri ile.
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslanağzında;
Sen aşk rüyası götürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil, hani,
Böyle kuyruk sallamak tanrının günü.
***
Bu ne acaip bilmece!
Ne gündüz biter, ne gece.
Kime söyleriz derdimizi;
Ne hekim anlar, ne hoca.
***
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı
Şıp diye geçer Köprü’nün altından;
***
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekânlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Orhan Veli
***
Kasnağından fırlayan kayışa
Kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zilelinin gitti ayakları,
Yazıldı onun da raporu:
“İhmalden!”
Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu…
Hadi köyüne döndün diyelim,
Tek elle sabanı kavrasan bile
Sarı öküz güngörmüştür,
Anlar işin iç yüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer…
Kim görecek kepenek altında eksiğini
Kapılanırsın boğaz tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
Beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim
Sol yanın sevdiğini.
Kızlarda emektar sazın gibi
Çifte kol ister saracak!
Rıfat Ilgaz
***
Kemler iyi göremez
Gamlanma gönül gamlanma
Bin kaygu bir borç ödemez
Gamlanma gönül gamlanma
Koyun meler kuzu meler
Sular hendeğinde dolar
Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül gamlanma
Yiğit yiğidin yoldaşı
At yiğidin öz kardaşı
Sağlık her şeyin başı
Gamlanma gönül gamlanma
Naçar Karac’oğlan naçar
Pençe urup göğsün açar
Kara gündür gelir geçer
Gamlanma gönül gamlanma
Karacaoğlan
****
Benim burda kararım yok,
Ben burdan gitmeye geldim.
Bezirgânım metaım çok,
Alana satmaya geldim.
Ben gelmedim davi için,
Benim işim sevi için.
Gönüller dost evi için,
Gönüller yapmaya geldim.
Dost esriği deliliğim,
Aşıklar bilir neliğim.
Devşiriben ikiliğim,
Birliğe yetmeye geldim.
O hocamdır ben kuluyum,
Dost bahçesi bülbülüyüm.
O hocamın bahçesine,
Şad olup ötmeye geldim.
Burda biliş olan canlar,
Orda bilişirler imiş.
Bilişi ben hocam ile,
Halim arzetmeye geldim.
Yunus Emre âşık olmuş,
Maşuk’a derdinden olmuş.
Gerçek erin kapısında,
Ömrüm harcamaya geldim.
Siz Yunus’tan sorun haber,
Dost kanda ise anda var.
Haberi gel gör benden al,
Ben onu görmeye geldim.
Yunus Emre
Fazla söze gerek yok, vesselam.
Mehmet Aluç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.