- 1627 Okunma
- 23 Yorum
- 4 Beğeni
Bahaettin Karakoç
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Türk şiirinin Beyaz Kartalı, Dedekorkut’u ve “Kelimeler Sultanı” Şair Bahaettin Karakoç,son günlerde yaşadığı yoğun bir tempo sonucu rahatsızlanarak KSÜ Üniversitesi Kardiyoloji Yoğun Bakımında gözetim altına alınmıştı. Rahatsızlığı düzelmeyen Karakoç (16 Ekim 2018) Hakkın Rahmetine Kavuştu.
profil.edebiyatdefteri.com/bahattin-karakoc/hayati/
Şair. Elbistan’ın Ekinözü (Celâ) köyünde doğdu. Abdurra¬him Karakoç’un ağabeyi, Babası ve dedesi de şâirdir. İlko¬kulu köyünde okudu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü Sağlık Bö-lümü’nü bitirdi (1949). Çeşitli köylerde sağlık memuru ola¬rak çalıştı. Kahramanmaraş Verem Savaş Oispanserl’nde memur iken emekli oldu.
Günümüz şairlerindendir. Önce âşık tarzında şiirler yaz¬dı. Sonra serbest nazma yönelip hacimce küçük tasavvufi şiirler yazmıştır. Şiirlerini Köy, Kızılelma, Çağrı, Fedâl, Ha¬reket, Türk Edebiyatı, Hisar ve Töre gibi dergilerde yayımla¬dı. Hikaye denemeleri de vardır. Bâzı şiirlerini Aşık Rahmânî mahlası ile yazdı.
Eserleri
1. Mevsimler ve Ötesi (1962)
2. Seyran (1973)
3. Sevgi Turnaları (1975)
4. Ay Şafağı Çok Çiçek (1983)
5. Kar Sesi (1983)
6. Zaman Bir Beyaz Türküdür (1984)
7. İlkyazda (1984)
8. Bir Çift Beyaz Kartal (1986)
9. Menzil (1991)
10. Uzaklara Türkü (1991)
11. Güneşe Uçmak İstiyorum (1993)
12. Şiir Burcunda Çocuk (Antoloji- H. ÖZBAY ve M. TATÇI ile beraber–1993)
13. Beyaz Dilekçe (1995)
14. Güneşten Öte (1995)
15. Dolunay Şiir Güldestesi (1996)
16. Leyl ü Nehar Aşk (1997)
17. Aşk Mektupları (1999)
18. Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
19. Ay Işığında Serenatlar (2001)
20. Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004)
21. Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004) [1]
22. Ben Senin Yusuf’un Olmuşum (2006)
Barış Çağrısı-Dünya Barışına Çağrı Grubu-Meneviş Yayınları (2009)
Bahattin Karakoç İle İlgili Tez, Araştırma ve Yayınlar
1. Doç. Dr. Mehmet Narlı, "1950 Sonrası Türk Şiirinde Bahattin Karakoç", Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi, 1996 (yüksek lisans tezi)
2. Aytaç Dinç Yıldırım, "Bahaettin Karakoç’un Şiirlerinde Sıradışı Bağdaştırmalar", Gazi Üniversitesi 2005 (yüksek lisans tezi)
YORUMLAR
Ay Bu Gece Yarımdır..
Ay bu gece yarımdır, bu şiir öyle değil
Bu şiir bildirimi taşıyan bir ebabil
Ne kadar yalnız insan varsa bu yeryüzünde
Her yerin tenhasında, bayırında, düzünde
Hepsine açıyorum gönlümün kapısını
Dostluk çok sesli müzik, unutulmaz bir tını.
Ay bu gece yarımdır, bu şarkı öyle değil
Her yalnızın adına uçurdum bir ebabil
Ay yarım doğsa bile yarı aydınlık yeter
Karanlık bahçede de ishak kuşları öter
Bu gece dua edin, bu gece uyumayın
Gelin ey garip dostlar, erime vakti ay'ın.
Ay bu gece yarımdır, bu özlem öyle değil
Vuslata ne kaldı ki, ne isterseniz sebil
Doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden
Gelin ki taşıversin yürek denen bu düden
İsteyen soframızdan bal, kaymak, börek alsın
İsteyen yüreğine bedel bir yürek alsın.
Ay bu gece yarımdır, bu dua öyle değil
Her can biraz Kabil'dir, her can biraz da Hâbil
Öldürmenin sonu yok, yararlı erdemi de
Kader ortaklarıyız dünya denen gemide
Çiçekleri ezmeden, çocukları üzmeden
Bana taş yağdırana yüreğimi açtım ben.
Bağışlar ve seversek ay da imrenir, büyür
Acıları bölüşmek yârin saçlarınca gür…
Bahaeddin KARAKOÇ (Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri – Dolunay Yay. 2004 / ANKARA)
Bahattin Karakoç
Doğrusu "yeri dolmayacak" bir şairi, halkla bütünleşmiş bir gönül insanını kaybettiğimiz için üzüldüm...
Gidiyorlar, sessizce...
Yaşar Kemal Rahmetlinin dediği gibi.. "İyi insanlar, iyi atlara binip ..................."
Allah rahmetini esirgemesin Bahaettin Karakoç Beyefendiden...
Mekanı cennettir, inşallah...
Vefalı şahsınıza ve bilgilendirme çabanıza teşekkür ederim Afet Hanım.
Saygıyla..
Kendisine ait şiiriyle minik bir katkı da benden olsun çok değerli ve büyük ustanın anısına . Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah. Allah sevdiklerine, geride kalanlarına sabırlar versin.
Azıksız Çıkma Yola
Bir nehir geçeceksen, önce soyunmalısın,
Bir dağı çıkacaksan, soluklu olmalısın.
Madem ki niyetlisin, seferin kutlu ola!
Caydırmayı düşünmem, ama derim ki sana:
Azıksız çıkma yola! ...
Seferin savaşaysa sağlam kuşanmalısın
Zaman öyle bir at ki ihmâle vermez mola!
Erkenden daha erken uyan ki kazanasın
Mahmur “biraz daha”lar düğümü çok tuzaktır
Azıksız çıkma yola! ...
Pınarın gözü ise aradığın, sendedir.
Üzengiye sağlam bas, dizgini ele dola!
Güz bahçelerinde gazel toplama, çiçek topla,
Boşa vakit öldürme, yarına kefilin yok
Azıksız çıkma yola! ...
Vuslatsa istediğin, in insanın içine
Ve çarşılarda dolaş Azrail’le kol-kola!
Mezarlığa git düşün, düğünlere git ağla
Kanadın sızlasa da Uhud kadar ağır ol
Azıksız çıkma yola! ...
Öyle bir abdest al ki, su bile sarhoş olsun
Sen yaprak ve çiçek ol, gördüğün kuru dala
Hep gönül şehri onar, kâinata sevgi sun
Her ham söze sağır ol
Azıksız çıkma yola! ...
Nereye gidersen git, heybene gönül doldur
Bir kovan parçalama bir parmak acı bal’a!
Yontuldukça yer kapla ve her zaman güzel kal,
Temiz ol, fazlanı at, eksiğini tamamla
Azıksız çıkma yola! ...
Bahaettin Karakoç
Saygılarımla Afet hanım
'Ihlamurlan Çiçek Açtığı Zaman' şiirinin büyük şairi Bahattin Karakoç'un vefatı şiir sevenleri, üzdü... Mekanın cenet olsun USTA ŞAİR!...
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
(Uzaklara Türkü)
Bahattin Karakoç