- 626 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
5S 1D
Toplumsal yaşamı sosyolojik olarak incelemek, incelenen sonuçları toplumsal barışın
devamı için kullanmak eğitim sisteminin en önemli misyon olmalı. Son zamanlarda aile
yaşamında ciddi kırılmalar oluyor. Eşlerin kendi arasında, çocuklarla anneler arasında,
çocuklarla babalar arasında, iletişim ve davranış biçimleri tabiri caizse limoni. İletişim
kanallarının açık olması, davranış biçimlerinin edepli ve adaplı olması toplumsal yaşam
kültürüne ve eğitimin aile içi davranışları değiştirme gücüne bağlı. Ülkeler eğitim sisteminin
davranış değiştirme gücünden yararlanarak toplumun sistemsel yapısını değiştirmeye ve var
olan sistemle barışık bireyleri sisteme entegre etmeye çalışır. Son zamanlar da, toplumsal
ve aile içi barışta ciddi anlamda kırılmaları gözlemek mümkün.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı.
Buna göre, geçen yıl evlenen çiftlerin sayısı önceki yıla göre yüzde 4.2 azalmış ve
569 bin 459 olmuş. Kaba evlenme hızı binde 7.09 olarak gerçekleşmiş. Söz konusu
dönemde, boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.8 artmış ve 128 bin 411’e
yükselmiş, kaba boşanma hızı binde 1.6 olmuş. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine
göre Türk aile yapısı hakkında ciddi sosyolojik çalışmalar yapmak gerekmekte. Hem
evlenen çift sayısında düşüş var hem de ayrılan eşler sayısında artış var, bu toplumsal
çöküntünün habercisi gibi.
Malum toplumumuzda üç şeye kına yakılırdı. Kurbanlık koça, askere giden gence, gelin
olan kıza. Gelin olan kıza kına yakılırdı, eşine saygı duysun, eşini sevsin, eşine sadakat
göstersin, eşinin işine ve aşına sebat etsin, eşiyle saadetli bir hayat yaşasın ve her şart
altında eşine dürüst davransın diye. Günümüzde bu evlilik paradigması değişime uğramış
gibi görünüyor. Eskiden erkekler para kazanır, kadın evde eşini beklerdi, bu şartlar
altında da gelin olacak kızlar kına yakardı. Zaman hayatın akışını, birlikte yaşamanın
dengesini değiştirdi. Kadın da erkek de her şeyi yapar hale geldi. Hatta kadınlar
toplumsal üretim kültürü içinde daha egemen oldu. Erkek egemen toplum yerini,
kadın egemen toplum yerine bırakmaya başladı. Bu demokratik aile yaşamının egemen
olduğu toplumun oluşumuna zemin hazırlar nitelikte. İş bu merkezde yürümeye
başlayınca kadının aile birlikteliğini koruma rolü erkeğe göre daha fazla. Günümüz
kadını, erkekler gibi aş ve iş sahibi olmasının yanında evde anne rolünde, aşçı rolünde,
hizmetçi rolünde, kadın rolünde, sevgili rolünde. Bütün bunları düşününce acaba gelin
olacak kızlar yerine erkekler mi eline kına yaksa hem de iki kere.
Bireysel yaşama kültürünün hâkim olmaya başladığı günümüzde mutlu evliliklerin
sürekliliğini sağalmak saygı, sevgi, sebat, sadakat, saadet ve dürüstlük ile yani 5S1D
kuralı ile olabileceğini söylemek yanlış bir yargı olmayacaktır.
Özer YILMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.